Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak'tan önemli açıklamalar: Doğal gaz keşfi kesinlikle faturalara yansıyacak

Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, NTV canlı yayınında Milli Ekonomi Hamleleri ve gündeme dair değerlendirmelerde bulundu. Sabah Gazetesi Ankara Temsilcisi Okan Müderrisoğlu ile Hürriyet Gazetesi yazarı Abdülkadir Selvi sordu, Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak yanıtladı. Bakan Albayrak, Karadeniz'deki doğal gaz keşfinin faturalara ne zaman yansıyacağını açıkladı. Albayrak, "Kesinlikle ve kesinlikle yansıyacak. Sadece vatandaşımızın doğalgaz faturasına yansımayacak. Aynı zamanda sanayicimize, kullandıkları elektrik faturasına kadar yansıyacak. Bu işle uğraşan arkadaşlarımıza inancım tam, 2023'e kadar ulaştıracaklardır. 2023'ten önce müjdelerle gelmiş bile olabiliriz" ifadelerini kullandı.

Giriş Tarihi 25 Ağustos 2020, 20:12 Güncelleme 26 Ağustos 2020, 00:41
Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’tan önemli açıklamalar: Doğal gaz keşfi kesinlikle faturalara yansıyacak

İÇİNDEKİLER

Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, NTV'de katıldığı programda Karadeniz'deki doğal gaz keşfi başta olmak üzere gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Bakan Albayrak'ın açıklamaları şöyle:

Karadeniz'de Tuna-1 kuyusunda keşfedilen 320 milyar metreküplük doğal gaz rezervinin, ülkenin ekonomi ve siyasi tarihi açısından büyük önem taşıdığına işaret eden Albayrak, "Türkiye, bir eksen değişim ve dönüşümü yaşıyor. Ne doğu ne batı, yeni eksen Türkiye. Bu keşif, Türkiye'nin tamamında müthiş bir hava uyandırdı." diye konuştu.

"TÜRKİYE'NİN CARİ FAZLA VERECEĞİ BİR DÖNEMİ KONUŞACAĞIZ"

Albayrak, keşfin maddi değerine yönelik soru üzerine ise sözlerini şöyle sürdürdü:

"320 milyar metreküp, ilk kuyunun ilk fazı sonrası açıklanan rakam bu. Bu kuyunun geri kalan kısmında iki katman daha var. O çalışmalar da bittiğinde, sadece bu kuyu ve bu alan üzerinde değil. Artık Türkiye'nin cari açık değil cari fazla, döviz fazlası vereceği dönemi konuşacağız. Ülkenin yılda 40 milyar dolar enerji ithalatına para ödediği dönemde Türkiye bu keşifleriyle, adımlarıyla, milli enerji adımlarıyla önümüzdeki yıllarda bir de bakmışız ki cari fazla, döviz fazlası veriyor. Neredeyse Şahdeniz'e yakın bir rezerv. Çok büyük bir rezerv bu. 20-30 yıllık ortalama ömrüne vurduğumuzda ortalama 15-20 milyar metreküplük sisteme tedarik demek. Bugün itibariyle Türkiye'nin sistemdeki ihtiyacının yıllık üçte biri. Sadece bu haliyle bile kalsa, yüzde 30'luk sistem ihtiyacını karşılaması bir tarafa, geri kalan kısmına bağlı olarak ülkenin ithalatında müthiş bir pazarlık gücü yakalayacağı, bunun da faturalara, Türkiye'nin bilançosuna, cari dengesine, ekonomisine olumlu etki yapacak bir süreç."

Bu keşfin manevi boyutunun da büyük önem taşıdığına işaret eden Albayrak, bunun vatandaşlarda ülkede muazzam bir mutluluk ve geleceğe ümit duygusu yarattığını söyledi.

Karadeniz'deki doğal gaz keşfi ve söz konusu gazın ekonomiye kazandırılmasına yönelik soruları yanıtlayan Albayrak, on yıllardır süregelen "yapamayız" zihniyetinden bugünlere çok kolay gelmediklerini dile getirerek 3-5 senedir süren enerji devriminin genç mühendis ve kurumsal kapasite potansiyeline inanç hikayesi ile başladığını ifade etti.

DOĞALGAZIN İŞLETİLMESİ

Albayrak, o zihniyetin geride kaldığını, Türkiye Petrolleri AO'nun (TPAO) mühendislerinin, çalışanlarının müthiş bir öz güven, heyecan ve ümitle geleceğe baktığını vurgulayarak "TPAO bugünkü kapasitesiyle o gazı oradan dünyada en hızlı çıkararak sisteme alabilecek altyapıya sahip. 2023 gerçekçi bir süredir. Peki ekonomik etkileri ne olacak? 2023'e kadar giden süreçte yeni sözleşme vizeleri ile bu ekonomik olarak 83 milyonun hayatına dokunacak, sadece bu rezervde kalsak bile. Gaz ve tüketim fiyatlarının ucuzlamasıyla, sanayide kullanılan özel sektörün rekabet maliyetlerindeki enerji fiyatlarının ucuzlamasıyla, elektrik santrallerindeki gaz maliyetlerine dayalı elektrik fiyatlarının ucuzlamasıyla 83 milyonun cebine direkt dokunan bir iyileşme olacak." değerlendirmesinde bulundu.

Söz konusu gazın ekonomiye kazandırılması için yapılacak yatırıma yönelik bir soru üzerine de Albayrak, şöyle konuştu:

"Bugün maliyetlerini, yatırımlarını hepsini konuştuk. Bu da Allah'ın bir lütfu, Akçakoca sahiline gelen kesimde altyapı itibarıyla da çok müsait bir bölgede çıktı. Kum, yumuşak zemin. Burada söylenen çok büyük yatırımlardan çok daha uygun bir maliyette çıkarılacak. Nasıl biz bu gemileri kimseye muhtaç olmadan kendi imkanlarımızla tıkır tıkır ödeyip aldıysak, bu yatırımı da çok rahat yapabilecek bütçe ve finansman imkanına da sahibiz. Nitekim birçok yabancı yatırım bankası ve yabancı şirket 'ortak olmak veya finansman verelim, destek olalım' noktasındalar. Bizim şu anda ihtiyacımız yok, yürüyoruz ama finansman veya farklı destekler de değerlendirilir. Ama TPAO nasıl bugüne kadar kendi yaparak bulduysa, kapasitesiyle, maddi imkanlarıyla Hazine'si de arkasında durarak bu sahayı kendi işletip, çıkarma imkanına sahip."

"TÜRKİYE'Yİ DÜNYA LİGİNDE 'ENERJİ ÜRETİCİSİ ÜLKELER' LİGİNE ÇIKARAN BİR KEŞİF"

Albayrak, şu anda dünyadaki en son teknolojiye sahip bir TPAO olduğunu belirterek, bu keşfin 2020 yılı itibarıyla dünyadaki en büyük gaz keşfi olduğunu ve bunun daha bir başlangıç olduğunu bildirdi.

Bu rezervin Türkiye'yi dünya liginde "enerji üreticisi ülkeler" ligine çıkaran bir keşif olduğunu dile getiren Albayrak "Türkiye yeni bir çağın sürecini başlattı, enerji bağımlılığı anlamında. Bu adım hem psikolojik hem de maddi olarak bir duvarı yıktı. Artık bundan sonra her geçen gün enerji politikaları, TPAO özelinde yeni güzel haberleri duymaya milletimiz hazır olacak." dedi.

Bakan Albayrak, Türkiye'nin kendi gaz keşiflerinin oluşturacağı konfor alanı ile geride kalan kontratlarla özellikle bitme noktasına gelen kontratlarla ilgili, LNG depolama kapasitesi de olduğu gerçeğinden hareketle, bölgedeki oyuncularla çok daha çetin, çok daha güçlü fiyat indirim pazarlığı alma gücüne kavuştuğunu vurguladı. Albayrak, bunun mevcut faturaların inmesi yönünde de yansımaları olacağını belirtti.

"RUSYA İLE YENİ DÖNEMDE YENİ İŞ BİRLİKLERİ SÖZ KONUSU OLABİLİR"

Yeni dönemin, Türkiye açısından daha önce iş birliği yaptığı Rusya, Azerbaycan gibi ülkelerle de yeni iş birliklerini doğurabilecek bir süreci başlattığını aktaran Albayrak "Rusya ile en zor dönemde bile hiç sıkıntı yaşamadık, Rusya çok güvenilir bir tedarikçi oldu, bizi hiç yarı yolda bırakmadı. Rusya ile yeni dönemde yeni kapılar açılabilir, yeni iş birlikleri de söz konusu olabilir. Ülkemizin ve paydaşlarımızın menfaatine yeni bir sürecin doğabileceğini söyleyebilirim." değerlendirmelerinde bulundu.


"TÜRKİYE'NİN DÖVİZ FAZLASI VERECEĞİ YENİ BİR SÜREÇ BAŞLIYOR"

Albayrak, "Rezervin ödemeler dengesi konusunda Türkiye'ye ne kadar katkı sağlayacağının" sorulması üzerine de, "Artık oyuna bu enerji kartı da girdikten sonra, Türkiye'nin döviz fazlası vereceği yeni bir süreç başlıyor." dedi.

Madencilik alanıyla ilgili de değerlendirmelerde bulunan Albayrak, "Bir büyük sürpriz önümüzdeki yıllarda madencilik alanında da gelecek, O biraz daha uzun soluklu, onun meyveleri 3-5 sene değil biraz daha sürecek ama onun da tohumlarını ektik. İnşallah oralardan da çınarlar çıkacak. Türkiye'nin sistematik altyapıları, jeofizik, jeokimya haritaları, mühendislik arama çalışmaları tamamlandı." diye konuştu.

Albayrak, döviz rezervleri tartışmalarına yönelik bir soru üzerine de, "(Doğal gaz keşfi) Bu bir rezerv midir? Aynı zamanda Merkez Bankası gibi bir rezervdir. Türkiye, bir Merkez Bankası rezervi kadar sistemine bir rezerv daha eklemiştir." dedi.


"FATURALARA YANSIYACAK"

Bakan Albayrak, bu keşfin faturalara kesinlikle yansıyacağını dile getirerek, "Sadece vatandaşımızın ısınmak için kullandıkları doğal gaz faturalarına değil, aynı zamanda sanayicimizin kullandığı enerji maliyetlerine, aynı zamanda hane halkımızın, vatandaşımızın ve sanayicimizin elektrik faturalarına da indirim olarak yansıyacak. 2023'e yetiştirmek için var gücümüzle bütün kurumlarımız çalışacak. 2023'ten önce bunun vatandaşlarımıza yansıması için de çalışıyoruz. 2023'ten önce müjdelerle bile gelebiliriz." ifadelerini kullandı.

Söz konusu keşfe yönelik muhalefetin açıklamalarını da değerlendiren Albayrak, "83 milyonun mutlu olduğu haberden yutkunan, mutsuz olan, sevinemeyen bir muhalefet olabilir mi? Bu söylemlerin hiçbirinin bize zerre etkisi yok." şeklinde konuştu.

Doğu Akdeniz'de sondaj çalışması yapılması gerektiğini gündeme getirdiği 2015 yılındaki bir güvenlik toplantısında kendisine "Doğu Akdeniz'de ne işimiz var" diye itiraz edildiğine işaret eden Albayrak, "İsim isim hepsi saklı. Bölgede aktif ve etkin rol oynamamız gerektiğini söyledik. Genelkurmay ekibiyle süreçleri başlattık, toplantılar yaptık. Toplantılarda devamlı itiraz modunda olan bir yapı. Biz gerekli cevabı usulünce verdik. O toplantıdan kısa süre sonra yakalandıkları gün, 15 Temmuz'da merdivenlere dizildikleri meşhur poz var ya, bir tanesi oradaydı." diye konuştu.

Albayrak, Doğu Akdeniz gerginliği ile ilgili de "Türkiye egemenlik haklarından taviz veremez. Bu 83 milyonun zenginliği, hakkı. Karadeniz'de nasılsa Akdeniz'de de böyle." ifadelerini kullandı.

JOE BIDEN'IN SKANDAL AÇIKLAMALARI

ABD Başkan adayı Joe Biden'in Türkiye'ye ilişkin ifadelerine de değinen Albayrak, "Bu söyleyen kişi eski dönemde başkan yardımcısı. O dönemde nasıl bir siyaset gütmüş, bir de şimdi 'başkan olursam' diye söylediklerine de bakacağız. Toplum görüyor bunu zaten. Ama esas ikinci bölüm önemli. Sizi olağan şüpheli kılığında verdiğiniz reaksiyon ne? Bunun muhatabı ben değilim ki muhalefet, sensin. Ağzını açıp hangi cümleyi kuruyorsun. Kurduğun cümle '7 ay önce mi, 3 ay sonra mı?' Manaya gel manaya. O zarfın içeriği ne? Bu adam seni itham ediyor, hangi üslupla buna cevap veriyorsun, cevap yok." dedi.

"HIZLI KOŞMAYA BAŞLIYORUZ"

Albayrak, Türkiye'nin çok hızlı koşarak diğer ülkelerle arasındaki mesafeyi kapatacağını belirterek, "Ayağımızdaki ağırlıkları, prangaları atıyoruz artık, koşmaya başlıyoruz. Artık bize söylenenlere bakmıyoruz, hızlıca bu arayı kapatmamız lazım. Bir saniye kaybetme lüksümüz yok. Onun için 6 senede çıkaramayız daha hızlı çıkaracağız bu gazı. Bu yatırımları daha hızlı yapacağız. Yapacak çok iş var." değerlendirmesinde bulundu.

"TEHDİT ETTİLER"

Ekonomide milli bağımsızlığın bir bedeli olduğuna işaret eden Albayrak, "Ekonomide 10 yıllardır gelen dışarıya bağlı olan bir model var, bu modeli kırmamız lazım. Türkiye artık bu modellerden çıkıyor. Bunun tabi ki sancıları, bedelleri var. Avrupa'nın bir ülkesinin bakanı 'Doğu Akdeniz'e girme şunları yapalım' diyor. Bunların hepsi çok zorlu bir mücadeleyi anlatıyor. Ben bir batı ülkesinde muhatabım tarafından, bu enerji politikalarından bir tanesiyle ilgili bu adımı atmamam yönünde birebir, sözlü, imalı tehdit edilmiş bir bakanım. Böyle birşey yok, ülkenin ekonomik bağımsızlığı. Korktuk mu yok, bedel ödedik mi öderiz ama neticelerini topluyoruz artık. Her yıl on milyarlarca dolarımı dışarı veriyorum. Büyük projelerimizden bir tanesinin arifesinde oldu. Biz de usulümüzce ona gerekli cevabı verdik." değerlendirmesinde bulundu.

Albayrak, ülkenin ekonomik model dönüşümünde özel sektörün yetişemediği alanlarda kamunun da destek vereceğine işaret ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bu son süreç gerek TPAO ve gerek BOTAŞ'ı farklı bir lige çıkaracak. Önümüzdeki yakın süreçte bu keşiflerin gelişmesiyle birlikte gerek TPAO, gerek BOTAŞ'ın bilançoları önce yurt içi, sonra yurt dışı olabilir, halka arz sürecinin de önünü açacak. Türkiye ve dünyanın en büyük, en değerli şirketleri olabilecek bilançoya kavuşarak bunun da önünü açacak. Bunların da altyapısını hazırlayacağız. Halk arz olacak, şirketlere ortak olacak vatandaşlarımız. Yurt dışı yabancı yatırımcılar daha büyük ilgi gösterecek. Aramacılık ve sondajcılık noktasında TPAO lisansları ve varlıklarıyla zaten bir yola giriyor. Gaz noktasında BOTAŞ bölgenin en büyük dağıtım ve iletim altyapısı. Şimdi bu iki firmamızı bölgesel pazarlarda önemli oyuncu olacak lige taşıyacak. Bu iki firmamız dünya çapında bir THY, belki THY'den daha büyük olabilecek kapasiteye sahip. Bunlar Türkiye'nin markaları. Bunlarla ilgili güzel haberleri yakında duyacağız inşallah."

"ADIMLARI ATMAKTAN ÇEKİNMEYECEĞİZ"

Doğu Akdeniz'deki yeni sondaj çalışmalarına yönelik soru üzerine de Albayrak, "Karadeniz'de çok büyük potansiyelimiz var. Çok daha güzel haberler artarak devam edecek. Akdeniz de en az Karadeniz kadar ümitli olmamız gereken bir havza. Şu anda Oruç Reis, sismiklerini yürütüyor. Ama hali hazırda Yavuz Gemisi, Selçuklu kuyusunda sondajına devam ediyor. Sonrasında kazacağı başka kuyularımız da var. Dolayısıyla, bugün Fatih'ten duyduğumuz güzel haberleri yarın inşallah Yavuz'dan Akdeniz'den de duymamamız için hiçbir neden yok. Elimizdeki datalar, Türkiye'nin deniz kaynaklarının çok büyük potansiyele sahip olduğunu gösteriyor. Akdeniz'de tüm bakanlıklarımız seferler, tüm Türkiye kenetlenmiş durumda oradaki haklarımıza sahip çıkma noktasında. İnşallah Akdeniz de tüm Türkiye'ye güzel haberler getirecek. Ama Yavuz olur, ama Kanuni olur. Paramız, hazinemiz, bütçemiz elverdiği ölçüde, dördüncü gemi ve diğer yatırımlar noktasında adımları atmaktan çekinmeyeceğiz." diye konuştu.

Reyting kuruluşlarının Türkiye'ye yönelik yaklaşımına yönelik soru üzerine ise Albayrak, 2008 finansal krizi sonrasında dünyada reyting şirketlerinin kredibilitesinin çok ağır hasar aldığını belirtti.

Bakan Albayrak, Giresun'daki sel felaketinin ardından verilen desteklerin sorulması üzerine de "Şimdi esnaflarımızla ilgili de TESKOMB noktasında bir çalışma yürüttük. Oradaki esnaflarımıza da uygun maliyetli bir paket, finansal destek açıklayacağız." dedi.

"TÜRKİYE REZERVİNE BİR REZERV DAHA EKLEMİŞTİR"

Türkiye'nin döviz fazlası vereceği bir dönem başlıyor. Bu bir rezerv midir aynı zamanda Merkez Bankası gibi bir rezervdir. Sadece bu keşif olarak konuşuyorum. Burada sizin dışarıya ödeyeceğiniz dövizi eden bir durum var. Türkiye rezervine bir rezerv daha eklemiştir. Türkiye'nin bilançosu olarak resme baktığımızda, merkez bankasının rezervinin üstünde bir konforla yönetiyordu. Dünyada ülkeler yanıyor durumda. Herkesin durumu ortada. Böyle bir dönemde Türkiye, pozitif ayrıştığı, iyi bir şekilde yönettiği pandemi dönemini var. Bu artık Türkiye'nin toplam rezerv hacmini artıracak bir durum olarak görülebilir.

MÜJDE DOĞALGAZ FATURALARINA YANSIYACAK MI?

Kesinlikle ve kesinlikle yansıyacak. Sadece vatandaşımızın doğalgaz faturasına yansımayacak. Aynı zamanda sanayicimize, kullandıkları elektrik faturasına kadar yansıyacak. Bu işle uğraşan arkadaşlarımıza inancım tam, 2023'e kadar ulaştıracaklardır. 2023'ten önce müjdelerle gelmiş bile olabiliriz. Aslında bu adımların hepsi gazla değil. Gelinen noktada Türkiye'de üretilen montaj değil. Hepsi hammedesiyle, maliyetinin 3'te 1 düşürecek duruma geldi. Güneşiyle rüzgarıyla. Bu adımların hepsi, yerli kaynaklar, elektrik santralleri, güneş, rüzgar, şimdi de doğal gaz. Son 2 yıldır biz %60'ları yakaladık. Şimdi doğal gazla şimdi %80'leri %90'ları görebiliriz. Bir bakmışsınız ithalatta sıfır noktaya gelmişizdir. 83 milyon şunu gördü. Bu ülke önümüzdeki dönemde daha büyük şeyleri umut etmeyi.

"83 MİLYONUN MUTLU OLMASINA ÜZÜLEN BİR MUHALEFET VAR MI?"

Kendimi örnek veriyim o zaman. Benim kadar saldırıya uğrayan bir bakan arkadaşımız yoktur. Bana nasıl etkisi var biliyor musunuz. Çok büyük enerji veriyor. Çok doğru şeyler yapıyor ki birileri rahatsız oluyor. Bu ülkenin en ama en bahtsız olduğu nokta muhalefet. Eğitimli kesim üzerinden öyle bir beyin yıkama var ki gerçekleri görememe. 83 milyonun bu haberden mutlu olmasına üzülen böyle bir muhalefet var mı?. Bu söylemlerin hiçbir etkisi bize yoktur. 7 senedir Türkiye'nin içinden geçtiği süreçten kenetlenerek çıkması buna en güzel örnek. En büyük sahil şeridine sahip ülke Akdeniz'de Türkiye. Ayağımızı suya atamıyoruz. Bu süreçleri biz ilk Güney Kıbrıs Doğu Akdeniz'deki sahaları özel şirketlere pay etmeye başladığında Bakanlar Kurulu'nda dile getirdik. Bizim de etkin rol oynamamız lazım diye. Bu süreçleri biz başlattık. Toplantıda bize ne işimiz var. Avrupa ne der. ABD ne der. Bizim teknemiz yok. diye sürekli bir itiraz eden yapı. Ülkemizin hak ve menfaatlerini savunacağız. Bundan daha doğal hakkımız ne. O toplantıdan kısa süre sonra merdivenlere dizilen 15 Temmuz fotoğrafı var ya. O gün generallerden biri oydu. Türkiye'nin 20 yıllık yolculuğunda farklı yapılara sızmış bu yapı her yerdeydi. Ülkesinin mutluluğuna üzülen böyle bir kesim var mı? Biz de diyoruz ki bu kesimi üzmeye devam edeceğiz. Biz sizi muhattap almıyoruz. Ciddiye almıyoruz. Sizin işiniz muhalefet etmek değil. Sizin amacınız psikoloji bozmak.

"MİLLİ DEYİNCE TÜYLERİ DİKEN DİKEN OLUYOR"

Sistematik bir şekilde belirli bir süredir belli noktaya atış yapılıyorsa içeride ve dışarıda baya rahatsız ettiğimiz kişiler var. Muhalefet kelime anlamında olumlu bir kelime. Eleştiri anlamında. Türkiye'de iş muhalefetten başka bir noktaya, algı operasyon, hedef saptırma, ekonomi gibi olumsuz bir süreci ortaya koyuyorsa işin başka bir şey var. Onun için sorumluluğumuzun daha fazla olduğunu, Türkiye'yi daha güçlü noktaya getirmeye çalışıyoruz. Türkiye'nin her hafta 3 partisinin yazısını yazan hep aynı nokta. Kim kimi işaret ediyor. Kim demokratik bir şekilde seçilmiş kişiyi ima ediyor. Olan şüphelilerden ses yok. Bu açıklamalar Türkiye'nin yaşadıkları, Türkiye'nin darbede PKK'da yaşadıkları 83 milyonun kafasında ışık yakıyor. "He kimle kim iş çeviriyor?" diye. Milli deyince birilerinin tüyleri diken diken oluyor. Kendi kültürüne düşman bir bakış açısı. Bu açıdan baktığımızda Türkiye muhalefeti için çok üzücü.

JOE BIDEN'IN SKANDAL AÇIKLAMALARI

2 çerçevede bakmak lazım. Bu söylemin içeriği ne. Bunu söyleyen kişi eskiden başkan yardımcılığı yapmış bir kişi. Sonrasında başkan adayı olan bir kişi. Sizi olağan şüpheli koyduğunda ki süreç önemli. Muhalefet olarak kurduğunuz cümle ne. 6 ay önce mi sonra mı. Manaya gel manaya. O zarfın içeriği ne. Sizi hedef gösteriyor. Bu tartışmada da husus şu; Türkiye'de bir zihinsel, yapıcı olumlu, Türkiye'yi daha ileriye götürme... "Daha güçlü bir Türkiye" sözünden niye rahatsız olur. Negatif bir algı varsa onun arkasından üretiyorsun. Bu zihniyet, Mustafa Kemal Atatürk'ün yaptığı ne varsa hepsini yıkmıştır. Anahtarlarını dışarıya teslim etmiş, satmıştır. Üzücü olan da şu; kendini eğitmiş ve yetiştirilen zihnini maalesef uzun yıllardır esir almış. Dolayısıyla bu kısır tartışmalara girmiyorum. Biz topluma iyi ifade ediyoruz. Toplumda bunu görüyor. Siz samimiyetle çalışırsanız kulak asmazsanız işi yaparız... İki bakanlıkta çalıştığım 5 yıl süreçle Cuma günü bunun sürecidir. Hiçbir emek zahi olmuyor. Biz çalışacağız, birilerine laf yetiştirmekle değil Türkiye'yi daha iyi yere getirmek için. Ben yine diyorum. Çok ağır yükümüz var, biz buradaysak bunun hesabını millete, daha önce Allah'a vereceğiz. Ben kalpleri bilen bir iradeye riayet ettim. Biz de çalışacağız mükafatını alacağız. Ağzı olan, kirli bir sosyal medya mecrasında yaşıyoruz. Sabahtan akşama kadar sosyal medya yalanlarına cevap veremem. Ama ben ne yaptım hepsine cevap verdim. Benim görevim bu mu? Ayağımızdaki ağırlıkları atıyoruz. Biz artık söylenenlere bakmıyoruz. Bu arayı hızla kapatmaya çalışıyoruz. O yüzden bu gazı hızla çıkaracağız. Önümüze bakacağız.

"KOLAYCILIĞA KAÇMAYACAĞIZ"

Kurtuluş Savaşı'nda bedel ödedik niye bizi bir çembere hapsetmeye çalıştılar, küçücük bir yer verelim. Milletimizin birleşti ve dış güçleri bu topraklardan attık. Bütün bu süreçte bedel ödedik. Ekonomide yıllardır süren bir model var. Türkiye artık bu modellerden çıkıyor. Bu manadan çıkıp yeni modele geçmemizin bir bedeli var. "Doğu Akdeniz'e girme şunu yapalım." Bunu AB ülkelerinin en üst düzey görevlilerinden biri söylüyor. Böyle bir şey olabilir. Sen sermaye ile ülkenin siyasetine yön vermeye çalışırsan böyle olmaz. Bütün dünyanın her yerinde böyledir. Ekonomide attığımız adımlar, enerjiden bağımsız adımlar. Kolaycılığa kaçmayacağız. Geçmişten gelen statüko olduğundan farklı bir modele geçmeye müdahalede bulunuyorsa yapacağınız 2 şey var. Bedel ödedik mi? Öderiz. Ama neticelerini artık topluyoruz. Ben milyarlarca dolarımı dışarıya veriyorum. Artık yok. Bunların neticesini birkaç yıl sonra daha net göreceğiz. Pandemi döneminde Türkiye diğer ülkelere göre daha mı az etkilenmiş daha fazla mı etkilenmiş? Vicdanı olanlar bunu görüyor.