Dev projeler hayata geçirildi, Türkiye daha da güçlendi | Takvim Gazetesi 15 Temmuz özel eki

Hain darbe girişimi milli birliğimizi hedef aldı. Milletin kararlı duruşu sonucu başarılı olamadı. Peşinden kur saldırıları başladı. İçeriden ve dışarıdan gelen dalgalar ekonomimizi yıkmaya kalkıştı. Türkiye bunlara da fırsat tanımadı. Süreçten güçlenerek çıktı. İşte detaylar ve Takvim Gazetesi'nin 15 Temmuz özel ekinden derlediğimiz haberler...

Kaynak GAZETE Giriş Tarihi 15 Temmuz 2020 Güncelleme 15 Temmuz 2020, 07:02
Dev projeler hayata geçirildi, Türkiye daha da güçlendi | Takvim Gazetesi 15 Temmuz özel eki

İÇİNDEKİLER



Hain darbe girişimi milli birliğimizi hedef aldı. Milletin kararlı duruşu sonucu başarılı olamadı. Peşinden kur saldırıları başladı. İçeriden ve dışarıdan gelen dalgalar ekonomimizi yıkmaya kalkıştı. Türkiye bunlara da fırsat tanımadı. Süreçten güçlenerek çıktı.

YERLİ ÜRETİME ÖNCELİK
Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak'ın yerli üretimi önceleyen kararları finansal istikrarı kalıcı hale getirdi. İhracat odaklı milli ekonomimiz şoklara direndi. Kamusal destekler de sanayideki dönüşümü ateşledi.


2.6 MİLYON VATANDAŞA 100 MİLYAR TL DESTEK
'15 Temmuz'da birlik ve beraberliğimize, demokrasimize yönelik girişimlere nasıl tek yürek olarak karşı durduysak, aynı dirayeti Covid-19 ile mücadele sürecinde bir kez daha ortaya koyduk' diyen Halkbank Genel Müdürü Arslan, 2 milyon 673 bin müşteriye 100.5 milyar lira destek sağladıklarını söyledi.

Halkbank Genel Müdürü Osman Arslan, "Cumhuriyetin temel ilke ve değerlerinin merkezinde bağımsızlığa olan tutkumuz vardır. Tarih boyunca gücünü ve dirayetini tüm dünyaya kabul ettiren milletimiz, zaman zaman çeşitli unsurların saldırısına uğrasa da çok şükür ki her defasında demokrasiye düşman bu girişimleri başarıyla geri püskürtmüştür. İstiklal şairimiz Mehmet Akif Ersoy'un da dizelerinde vurguladığı gibi, ezelden beridir hür yaşayan milletimiz, egemenliğine kast eden bu girişimlere karşı inançla ve fedakarlıkla mücadele ederek asla geçit vermemiştir ve vermeyecektir" dedi.

15 Temmuz darbe girişiminin, en hain ve kanlı kalkışmalardan biri olduğunu vurgulayan Arslan, "Türkiye'nin 2000'li yıllarda yazdığı ekonomik ve siyasi başarı, toplumsal kalkınma hamlesini içine sindiremeyen bir takım odaklar, Gazi Meclisimizi kurşunların hedefi yapacak kadar gözlerini kararttı. Ne mutlu bize ki, 'Ben bugüne kadar milletin üstünde bir güç tanımadım' diyerek her zaman cesur bir irade gösteren Sayın Cumhurbaşkanımız liderliğinde, o gecenin karanlığı ertesi sabaha kalmadan aydınlandı. Ulu Önder Atatürk'ün bizlere emanet ettiği Cumhuriyetimiz bir badireyi daha atlattı" diye konuştu. Osman Arslan, 15 Temmuz'dan sonraki süreçte, finansal istikrar açısından kritik virajların başarıyla geride bırakıldığını belirterek, "Özellikle son 2 yılda ekonomide güçlü bir paradigma değişikliği yaşadık. Ekonomimiz her türlü müdahaleye karşı güçlü bir bağışıklık kazandı. Finansal istikrarımızı kalıcı kılan temel unsur; önceliği yerli üretime vererek sanayicimizin ithalata bağımlılığını ortadan kaldıran, ihracat odaklı bir milli ekonomi anlayışı oldu. Aynı zamanda, Türk Lirası'nın gücünü korumayı da amaçlayan bu yaklaşım, rekabetçi kur politikasıyla imalatçı sektörlerin desteklendiği yeni bir ekonomi modelini önümüze koydu" ifadesini kullandı.

"15 Temmuz'da birlik ve beraberliğimize, demokrasimize yönelik girişimlere nasıl tek yürek olarak karşı durduysak aynı dirayeti Covid-19 ile mücadele sürecinde bir kez daha ortaya koyduk" diyen Arslan, sözlerine şöyle devam etti: "Dünyanın önde gelen ülkelerinde sağlık sistemleri çökerken biz hem salgınla mücadelenin iyi yönetilmesine tanıklık ettik hem de dünyanın geri kalanına yardım eli uzatmaktan geri kalmadık. Finansal İstikrar Kalkanı kapsamında hayata geçen önlemler vatandaşlarımızın ekonomik olarak korunmasını sağladı ve salgın riskinin en az hasarla atlatılmasına katkı verdi."

FİNANSMAN KOLAYLIĞI
Osman Arslan verdikleri destekleri şöyle anlattı: "Ekonomik İstikrar Kalkanı kapsamında; 1 milyon 959 bin müşterimize 73.5 milyar lira kredi kullandırdık. Bu kredilerin yüzde 24'e yakınını esnaf ve sanatkarlar aldı. Toplam 27 milyar lira tutarındaki krediyi öteledik. Böylece, 2 milyon 673 bin müşterimize 100.5 milyar lira destek sağlamış olduk."

DİNAMİK BANKACILIK
Halkbank Genel Müdürü Osman Arslan, salgın esnasında edindikleri deneyimi normalleşme adımlarıyla birlikte daha da ileriye taşıyacaklarını, bundan sonraki süreçte daha da inovatif ve dinamik bir bankacılık sunacaklarını kaydederek, "Çalışmalarımızın odağına milletimize duyduğumuz bağlılığı ve ülkemizin geleceğine duyduğumuz güveni koyuyoruz" dedi.


EKONOMİ SAVAŞINDA ZAFER
Türkiye'de uluslararası doğrudan yatırımlar 2003- 2020 Nisan tarihleri arasında 219 milyar dolara ulaştı. 15 Temmuz darbe girişiminden sonra Türkiye'nin algısının doğru oluşturulması ve Türkiye'deki gerçeklerin doğru yansıtılması adına birçok kurum yurt dışında ellerinden geleni yaptı. Dünyaya Türkiye'nin başarı öyküsü ve darbenin iç yüzü anlatıldı. Bu gelişmelerin ardından 2016'daki toplam yatırımların yüzde 57'sinin Temmuz ayından sonra yapıldığı görüldü. Ticaret Bakanlığı verilerine göre, 2016'dan bu yana yapılan doğrudan yatırımlar 2019 sonu itibarıyla 46.5 milyar dolara ulaştı.

DUYULAN GÜVEN ARTTI
Yatırımlar azalmak yerine Temmuz sonrası arttı. Bu gelişmeler Türk halkının hain darbe girişimine karşı verdiği net cevabın da göstergesi oldu. Bu dönemden sonra Türkiye'ye uzun dönemde duyulan güven de arttı. 15 Temmuz darbe girişiminin etkilerini Türkiye'nin nasıl atlattığının bir diğer göstergesi de şu anda yatırım kararı alınmış toplam 52 projenin olması. Bu projelerin toplam yatırım bedeli yaklaşık 4 milyar dolar, taahhüt edilen istihdamı ise 10 bin 500 civarında. 2020 için yatırım kararı alınmış projeler; ABD, Almanya, Türkiye, İspanya, Hollanda ve Hindistan başta olmak üzere 17 farklı ülkeden geliyor. Projeler yatırım değerine göre kimya, demir-çelik ve diğer metaller, enerji, motorlu taşıtlar ve ulaştırma araçları ile madencilik ve taş ocakçılığı başta olmak üzere 18 farklı sektörden. Projelerin 36'sı sıfırdan yatırım, kalan 16'sı ise genişleme yatırımı.

2020'DE POTANSİYEL 82 YENİ YATIRIM YOLDA
Bu yatırımların dışında 2020 Haziran ayı itibarıyla potansiyel yatırım olarak görülen 82 projenin 70'i araştırma ve fizibilite aşamasında. Potansiyel projelerin toplam yatırım bedeli yaklaşık 4.76 milyar dolar. Toplam taahhüt edilen istihdamı ise yaklaşık 15 bin 800 düzeyinde. Projeler bilgi ve iletişim teknolojileri, gıda ürünleri, makine ve ekipmanları, kimya ürünleri ve motorlu taşıtlar için yedek parça sektörleri başta olmak üzere 23 farklı sektörü kapsıyor. Projelere yatırım değerine göre baktığımızda Almanya, Güney Kore, ABD, Türkiye, Japonya, Kanada ve BAE başta olmak üzere 27 farklı ülkeden.

İLK UNİCORN DA ÇIKTI
Doğrudan yatırım dışında Türkiye'nin genç beyinlerinin 'start-up'larına da ilgi hızlanarak artıyor. Geçen dört yılda ABD'li Zynga'nın Haziran ayında Peak Games'i 1.8 milyar dolara satın almasıyla Türk şirketlere 2020 yılının ilk yarısında yapılan yatırım miktarı 1.9 milyar doların üzerine çıktı. Peak Games ile Türkiye ilk 'unicorn'unun (1 milyar dolar değerinde girişim) çıkarması aynı zamanda Türkiye'de girişim ekosistemini de güçlendirdi. 2020'nin ilk çeyreğinde 32 işlemle 42.3 milyon dolar yatırım alındı. İkinci çeyrekte gerçekleşen 21 yatırımla birlikte toplam yatırım tutarı 1 milyar 881 milyon doları aştı.


'YATIRIMLAR İÇİN FİNANSMANI DURMAKSIZIN SÜRDÜRECEĞİZ'
Ülkemiz ve demokrasimizin bundan 4 yıl önce önemli bir sınav verdiğini ifade eden DenizBank Genel Müdürü Hakan Ateş, bu sınavdan başarıyla çıkıldığını söyledi. Ateş, "Aktiflerinin yüzde 100'ünü bu toprakların insanlarının geleceği için kullandıran milli bir banka olarak; o dönem yaptığımız değerlendirmelerde bankacılığın ve makro ekonomik göstergelerinin sağlam olduğunu vurgulamış, 'İleriye güvenle bakabiliriz' demiştik. Bu anlayışla, geçen 4 yıllık süreçte KOBİ, tarım, bireysel, kurumsal müşterilerimiz ve ülkemizin geleceğinde stratejik öneme sahip projelere sağladığımız desteği aynı kararlılıkla sürdürdük" dedi. Ateş sözlerini şöyle sürdürdü: "Memleketimizin geleceği için çalışmayı kendisine misyon edinen kurum olma hüvviyetimizle, Türkiye'nin muasır medeniyetler seviyesine erişeceği her türlü zaruri yatırımlar için sağladığımız finansmanı durmaksızın sürdüreceğimizi ifade etmek isterim. Hem kurulduğumuz günden beri yılmaz savunucusu olduğumuz Cumhuriyetimizin ve milli duruşumuzun bize verdiği güçle hem de omuzlarımızdaki sorumluluğun bilinciyle çalışmaya devam edeceğiz."

'VAR GÜCÜMÜZLE ÇALIŞACAĞIZ'
Uluslararası Yatırımcılar Derneği (YASED) Başkanı Ayşem Sargın, 4 yıl önce bugün Türk halkının demokrasi ve hukuk devleti ilkelerine bağlılığını en açık şekilde ortaya koyduğunu vurguladı. 15 Temmuz darbe girişiminin Türkiye'nin istikrarını hedef alan çok boyutlu etkilerine de değinen Sargın, "Güçlü demokrasi, her alanda güçlü bir Türkiye'nin hem vazgeçilmezi hem teminatıdır. Önümüzdeki dönemde ekonomimiz, iş-yatırım ortamımız ve uluslararası rekabetçiliğimizde hedeflerimize ulaşmamızın yolu da güçlü demokrasiden geçmektedir. YASED olarak, ülkemizin bu hedeflerine ulaşmasına katkı sağlamak için var gücümüzle çalışmaya devam edeceğiz" diye konuştu.

'TÜM ZORLUKLARIN ÜSTESİNDEN GELDİK'
KONUTDER Başkanı Altan Elmas, "15 Temmuz hain darbe girişiminde milletimiz bizzat kutlu bir direniş sergilemiş ve büyük dirilişi başlatmıştır. Sayın Cumhurbaşkanımız'ın liderliğinde bu hayasızca akına göğsünü siper eden Türk milleti ve kahraman güvenlik güçlerimiz, milli iradeye ve devletine sahip çıktı. Her ne olursa olsun bu millet dayanışmayla birlikle tüm zorlukların üstesinden gelmeyi başarmıştır" dedi. Elmas, şöyle konuştu: "KONUTDER olarak, Türkiye'ye güvenimiz zor zamanlarda bile asla sarsılmadı. Her ne zorluk yaşarsak yaşayalım ülkemiz için fedakarlık yapmaktan hiç çekinmedik. Faaliyetlerimizi daha güçlü ekonomiye ve refaha sahip özgür, büyük Türkiye'ye katkıda bulunmak amacıyla sürdürmeye devam edeceğiz."



'MİLLİ HEDEFLERE HİZMET ETMEKTEN GURURLUYUZ'
Türk Telekom CEO'su Ümit Önal, "Cumhuriyet tarihinin en zorlu demokrasi sınavlarından biri olan 15 Temmuz 2016 darbe girişimi, ülkemizin bekasına, değerlerine, geleceğine, bu toprakları vatan yapan halkına yöneltilmiş ciddi bir tehditti. Türk Telekom da tehditlerin hedefindeydi. Cumhurbaşkanımız'ın meydanlara davet ettiği halkımızın Türk Telekom altyapısı sayesinde gece boyunca kesintisiz iletişimle organize olarak darbeye karşı koyması, o karanlık gecenin seyrini değiştirdi" dedi. Telekomünikasyon sektörünün, darbe girişiminin engellenmesinde son derece kritik bir görev üstlendiğini belirten Önal, şöyle konuştu: "Türk Telekom olarak, o gece çalışanlarımıza, sistemlerimize ve en önemlisi ülkemizin iletişim altyapısına zarar gelmesinin önlenmesi ve iletişim güvenliğinin sağlanması için ilk andan itibaren ilgili düzenleyici kurumlarla temasa geçerek gerekli tedbirleri aldık. Şirketimizin organizasyon yapısını, bina ve tesisleri, hangi tesislerin inşa edilmesi gerektiği ve benzeri konular üzerinde titizlikle çalıştık, çalışmaya devam ediyoruz. Acil durum eylem planlarımızı, darbe girişimi sonrasında ortaya çıkabilecek ihtiyaçlar doğrultusunda güncelledik. Bu doğrultuda, coğrafi olarak yedekli yönetim merkezlerimizle şebeke ekipmanlarımız ve müşteri servislerimiz 7/24 operasyon sağlayabiliyor. Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu tarafından bize iletilen ve bu tip durumlarda acil iletişimi sağlayan uyandırma, mesaj dinletme gibi altyapılarımızı da hazır hale getirdik ve kritik binalardaki fiziki güvenlik tedbirlerimizi artırdık."

48.4 MİLYON ABONE
Ümit Önal, her koşulda iletişim ağının ayakta kalması gerektiğinin bilinci ile özveriyle çalıştıklarını kaydederek, "Her bir müşterimizi 'değerli hissettirecek' çözümler üretiyoruz. Bu sayede toplam abone sayımız 48.4 milyona ulaştı. Sabit genişbant internet abonelerimizin sayısı, fiber abone sayısındaki güçlü büyüme ile 11.6 milyona çıktı" ifadesini kullandı. Yeni nesil teknolojilere yaptıkları yatırımlarla da dikkatleri çektiklerini vurgulayan Önal, şöyle devam etti:

'5G'YE HAZIRLIYORUZ'
"Mobil baz istasyonlarımızı, sahibi olduğumuz fiberle birbirine bağlıyoruz ve Türkiye'nin altyapısını da 5G'ye hazır hale getiriyoruz. Bir taraftan artık gündemimizde olan yapay zeka, makine öğrenmesi, otonom sistemler, artırılmış gerçeklik, sanal gerçeklik gibi yeni teknolojiler, diğer taraftan da bunları tüm dünyayla beraber Türkiye'nin de deneyimlemesi konularına odaklanıyoruz. Hükümetimizin 2023 vizyonu çerçevesinde Türkiye'nin dijital dönüşümünü tamamlamış ve teknoloji ihraç eden bir ülke olması yolunda çok değerli adımlar atıyoruz. Türk Telekom olarak hem teknolojimiz hem de yatırımlarımızla bu milli hedefe hizmet etmekten gururluyuz."

16.8 MİLYAR DOLAR YATIRIM
Türk Telekom'un yatırımlarına hız kesmeden devam ettiğini belirten Ümit Önal, 'sadece merkeze değil, herkese' prensibiyle, 2005'teki özelleştirmeden bu yana geçen 15 yılda, Türkiye'nin dijital varlıklarına yaptıkları yatırımların 16.8 milyar doları bulduğunu söyledi.

Önal, "2020'nin ilk 3 ayındaki yatırım harcamalarımız yıllık bazda bir önceki yıla oranla yüzde 41 artarak 896 milyon lira olarak gerçekleşti. Yıl başında yaklaşık 5.8 milyar lira olarak belirlediğimiz 2020 yatırım öngörümüzü, yaklaşık 6.4 milyar lira olarak yukarı yönlü revize ettik" dedi.

ŞÜKRANLA ANIYORUZ
Türk Telekom CEO'su Ümit Önal, "Başta 15 Temmuz şehitlerimiz olmak üzere tüm şehit ve gazilerimizi minnet ve şükranla anıyoruz. Türk Telekom olarak, onurlu bir destanın yıldönümünde, vatanını kendi canından aziz bilen milletimizin 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü'nü kutluyoruz" ifadesini kullandı.



TÜRKİYE GÜÇLENDİ
15 Temmuz hain darbe girişimine ve kur saldırısına karşın, Türkiye istikametinden hiç şaşmadı. Dev projeler hayata geçirilmeye devam etti, ekonomide her türlü müdahaleye karşı güçlü bir bağışıklık kazanıldı.

Türkiye, 15 Temmuz 2016'da Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) hain darbe girişiminde, tarihe altın harflerle yazılan bir kurtuluş mücadelesi verdi. Hain darbe girişimi, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın kararlı duruşunun etrafında kilitlenip vatanına sahip çıkan Türk milletinin canı pahasına verdiği mücadele ile püskürtüldü. Türkiye'nin savunma sanayiinden teknolojiye, tarımdan bankacılığa ekonominin hemen hemen her alanında attığı büyük adımları durdurmak isteyen küresel güçler ve yerel işbirlikçilerinin bu operasyonu da, arzulanan sonuca ulaşmadı. O dönemde henüz darbe girişiminin ertesi günlerinde uluslararası kredi derecelendirme kuruluşları, yangından mal kaçırırcasına not indirimleri ile ekonomiyi frenlemeye çalıştı. Fakat Merkez Bankası, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu başta olmak üzere alınan önlemler, darbe girişiminin ekonomiye etkisini minimize etti. O dönemi başarıyla atlatan Türkiye, ekonomide ve siyasette istikrarı hale getiren Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne geçtikten sonra, 2018'in Ağustos'unda bu kez kur saldırısı ile karşı karşıya kaldı. Bu operasyon da Hazine ve Maliye Bakanlığı'nın aldığı önlemlerle püskürtülürken, atılan adımlar bu yıl tüm dünya ekonomisini yerle bir eden pandemi krizinde Türkiye'nin pozitif ayrışmasında ana unsur oldu.

DEV PROJELERE DEVAM
Türkiye, 15 Temmuz darbe girişimine ve 2018'deki kur saldırısına rağmen, istikametinden asla şaşmadı. İstanbul Havalimanı'ndan Çanakkale Köprüsü'ne, şehir hastanelerinden İHA ve SİHA'lara, yerli otomobilden santrallere kadar Türkiye'yi önümüzdeki yıllara güvenle taşıyacak projeler hayata geçirilmeye devam etti. Türkiye finansal istikrar açısından çok büyük önem taşıyan virajları başarıyla atlatırken, özellikle son iki yılda ekonomisinde önemli bir değişime de imza attı.

GÜÇLÜ BAĞIŞIKLIK
Hazine ve Maliye Bakanlığı
'nın çerçevesini belirlediği yeni strateji ile finansal mimari güçlendirilerek, ekonomide her türlü müdahaleye karşı güçlü bir bağışıklık kazanıldı. Savunma sanayiinde yüzde 20'lerden 70'lere çıkarılan yerlilik oranı Doğu Akdeniz'den Libya'ya, Suriye'den Irak'a kadar tüm mücadele alanlarında Türkiye'nin elini güçlendirdi. Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak'ın yerli üretimi öncelleyen tutumu, finansal istikrarın da kalıcı hale gelmesinde etkili oldu. Yerli üretime verilen destekle sanayicinin ithalata bağımlılığı azaltılırken, ihracat odaklı milli ekonomi anlayışı Türkiye'nin şoklara karşı direncini üst seviyeye çıkardı. İVME Finansman Paketi'nden KOBİ Değer Kredisi'ne kadar millli üretime öncelik veren destekler, sanayide büyük bir dönüşümün de ateşleyicisi oldu.

VATANDAŞA SİPER OLDU
Türkiye'nin son yıllarda maruz kaldığı tüm saldırılara karşı başlatılan mücadelede kamu bankaları adeta ülkeye siper oldu. Son pandemi krizinde de vatandaştan reel sektöre, tarımdan turizme kadar tüm sektörlerin ayakta kalması için önemli destek paketlerini hayata geçiren kamu bankaları, ülkenin toparlanmasında başrolü oynadı. Türk bankacılık sektörünün toplam kredi hacmi 15 Temmuz 2016'dan bu yana yüzde 109 artarak 3 trilyon 258 milyar liraya ulaştı. Bu dönemde kamu bankalarının kredi hacmi ise yüzde 197 artarak 524 milyar liradan 1 trilyon 556 milyar liraya yükseldi. 4 yıllık kredi büyümesi yerli özel bankalarda yüzde 59, yabancı bankalarda ise yüzde 71'de kaldı.

KAMU BANKALARININ KREDİLERİ 3'E KATLANDI
Pandemi döneminde Hazine ve Maliye Bakanlığı öncülüğünde yürütülen tedbir paketlerinde kamu bankaları önemli bir rol üstlenirken, krediler piyasalara can suyu oldu.

TEDBİRLER NEFES ALDIRDI
Tüm dünyayı etkisi altına alan virüs Türkiye'yi de etkiledi. Ancak sağlık alanındaki altyapı ve ekonomide alınan tedbirler, hem işyerlerine hem hane halklarına nefes aldırdı. Dinamik süreç ile piyasalar V tipi toparlanma yaşadı.

PROJELER SÜRÜYOR
Türkiye'nin mega projeleri tüm ekonomik saldırılara ve pandemi döneminin zorluklarına rağmen devam etti. İstanbul Havalimanı dünyayı hayran bırakırken, Kanal İstanbul ile ilgili süreç hızla ilerledi.


TÜM DÜNYAYA ÖRNEK OLDUK
15 Temmuz'un yakın tarihin dönüm noktalarından biri olduğunu ifade eden Türkiye Sigorta Birliği Başkanı Atilla Benli, "İçinden geçtiğimiz dönemde ise birlik olduğumuzda neler başarabileceğimizi gördük. Ülkemizi hedeflerine ulaştırmak için her koşulda birlik ve beraberlik içinde olacağız." dedi. Sigorta sektörünün 15 Temmuz'dan doğal afetlere her türlü zor zamanda halkının ve devletinin yanında olduğunu hatırlatan Benli, şunları söyledi: Sektör olarak 2019 yılında toplam 39.5 milyar TL tazminat üstlenmiş durumdayız. Sigorta sektörü olarak gerek düzenlemeler gerekse aldığımız aksiyonlar çerçevesinde yaklaşık 400 milyon TL destek sağladık. GSYH'nin 34 katına ulaşan 126.9 trilyon TL'lik büyüklüğü ile 3. Havaalanı, Avrasya Tüneli, Osmangazi Köprüsü gibi mega projelerin arkasında sektörümüzün güvencesi bulunuyor. Bugün de enerji santrallerinden altyapı yatırımlarına pek çok projeye sağladığımız teminatla Türkiye ekonomisinin sürdürülebilirliğinde kritik bir fonksiyon üstleniyoruz. Ülkemizin ekonomik gücüne ve potansiyeline duyduğumuz güvenle, bu fonksiyonumuzu sürdürmeye ve güçlü Türkiye'nin sağlam temellerinden biri olmaya devam edeceğiz.

15 TEMMUZ'U ASLA UNUTTURMAYACAĞIZ
Bursa Ticaret ve Sanayi Odası (BTSO) Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Burkay, FETÖ'nün tüm kılcal damarlara sinsice sızarak devletin silahlarını millete doğrulttuğu, demokratik yönetimi rafa kaldırmayı hedeflediği darbe girişiminin üzerinden 4 yıl geçtiğini hatırlattı. HEDEFİMİZE ULAŞACAĞIZ
Burkay, "Türkiye'nin dört bir tarafında demokrasiye sahip çıkmak için meydanlara inen vatandaşlarımız, canlarını hiçe sayarak tankların üzerine çıktı. Namluların önünde durdu ve hain darbe girişimini bertaraf etti. Milli irademizin acıyla test edildiği 15 Temmuz 2016 gecesi 251 vatan evladı, şehitlik makamına erişirken, binlerce kardeşimiz gazi oldu. Bu eşsiz mücadeleyle milletimiz, hür iradesine asla zincir vurulamayacağını tüm dünyaya bir kez daha ilan etti" diye konuştu. Türkiye'nin demokrasideki iradesini ekonomisinde yakalayacağı yeni başarılarla taçlandırması gerektiğini de vurgulayan Burkay, şöyle devam etti: "Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde son yıllarda yerli ve milli atılımlarla belirlenen hedeflerimize ulaşacağımıza ve ekonomimizde de yeni bir başarı hikayesi yazacağımıza yürekten inanıyoruz. Bizler de Türk iş dünyası temsilcileri olarak demokrasimize sahip çıkmayı ve daha müreffeh bir ülke için omuz omuza vererek çalışmayı sürdüreceğiz. Bu vesile ile başta bu toprakları bizlere vatan yapan tüm şehitlerimizi ve 15 Temmuz hain darbe girişimi esnasında şehit düşen kahraman vatan evlatlarımızı saygı, rahmet ve minnetle anıyor, gazilerimizi ise hayırla yad ediyorum. 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günümüz kutlu olsun"


ASLA BOYUN EĞMEYECEĞİZ
EMİN GRUP/EMİNEVİM Yönetim Kurulu Başkanı A. Sefa Üstün, 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü'nün 4. yılı dolayısıyla bir mesaj paylaştı. Üstün, "Ülke olarak 2023 hedeflerimize güçlü adımlarla ilerlerken, tarih boyunca bağımsızlığımıza kast edenler, yükselişimizi durdurmak ve hedeflerimizden uzaklaştırmak isteyenler kirli tuzaklarıyla her zaman karşımıza çıkmıştır. Ancak, gözünü bağımsızlığımıza ve özgürlüğümüze dikenler, tarih boyunca bu topraklarda hüsrana uğramaya mahkum olmuştur. Her türlü hain girişimi bertaraf ederek, el birliği ile zorluklardan zaferle çıkmayı bilen kahraman milletimiz, 15 Temmuz kalkışmasında da Cumhurbaşkanımızın çağrısına uyarak o karanlık gecede nice destansı mücadelesine bir yenisini daha eklemiştir. Ülkemizin hakimiyetini gasp edeceğini düşünen, geleceğini karartmayı ve ekonomisini çökertmeyi hedefleyen bir avuç darbeci de almış olduğu, yıllar boyunca unutulmayacak dersle tarihin kirli sayfalarındaki yerini almıştır" dedi.

ÜRETİMİ ARTIRACAĞIZ
Üstün, şöyle devam etti: Ekonomi boyutunda da ülkemize maddi ve mali kayıplar yaşatmayı hedefleyen bu kalkışmanın etkileri iradeli bir duruş sayesinde geri püskürtülmüştür. Ekonomimize herhangi bir dış müdahaleye izin verilmemiş, darbenin ekonomide açtığı yaralar hızlıca kapatılmıştır. Şimdi ise hain kalkışmayı tarihe gömerek yolumuza devam etmenin, yatırımlarımızı artırarak dünyada hedeflediğimiz noktaya doğru emin adımlarla ilerlemenin vaktidir. Bizler, Türkiye'de faizsiz bir finans sisteminin gelişimini misyon edinmiş bir şirket olarak, kalkışmanın ilk gününden bugüne ara vermeksizin, istikrarın korunması ve ülkemizde ekonominin çarklarının dönmesi için gereken katkıyı sağlamayı sürdürdük. Üstlendiğimiz önemli sorumluluğun farkında olarak, icraatlarımız ve yatırımlarımızla ülkemizin kalkınma hamlelerine, şimdiye dek olduğu gibi her zaman destek olacak, üretimin artırılması ve yatırımların sürmesi için en zorlu süreçlerde dahi hiçbir illegal örgüt karşısında boyun eğmeyerek, birliğimize, kardeşliğimize ve vatanımıza göz diken darbeci zihniyetlerin karşısında olmaya devam edeceğiz.

DUAYLA NÖBET VAKTİ
Kocaeli Büyükşehir Belediyesi, 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü dolayısıyla şehit ve gazilerimize olan minnet ve şükran duygularımızı bir kez daha göstermek için duayla nöbet vakti etkinliği düzenliyor. Büyükşehir, 15 Temmuz öncesinde www.duayadavet. org internet sitesinden 251 demokrasi şehidimiz ve vatan uğruna can veren tüm şehitlerimiz için Yasin-i Şerif okumak isteyen vatandaşlarımızın başvurularını aldı. 15 Temmuz Çarşamba gecesi Milli İrade Meydanı'nda düzenlenecek duayla nöbet vakti etkinliğinde okunan Yasin-i Şeriflerin duası yapılacak, şehitlerimiz ve gazilerimiz bir kez daha minnetle anılacak.

BİR YASİN DE SEN OKU
Milli İrade Alanı'nda akşam namazının kılınmasının ardından program başlayacak. 251 demokrasi şehidimiz ve tüm şehitlerimiz için "Bir Yasin de Sen Oku" kampanyasında okunan Yasinlerin hatim duası Kocaeli İl Müftüsü tarafından yapılacak. Şehir tiyatrolarının özel gösteriminin ardından salaların okunmasıyla program sona erecek. Program dahilinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın yapacağı konuşma da alandaki ekranlardan canlı olarak yayınlanacak. Pandemi tedbirleri nedeniyle alanda bulunan vatandaşlara Büyükşehir Belediyesi tarafından sadece su dağıtımı yapılacak. Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları, "Kurutuluş Senfonileri 15 Temmuz" özel gösterimini sergileyecek. Anadolu türküleri ve evrensel armonilerle harmanlanan Kurtuluş Senfonileri, 15 Temmuz'un 4. yılında Kocaeli halkıyla buluşacak. Milletimizin canıyla, kanıyla, ortak iradesiyle yazdığı mücadele ve kurtuluş destanı; 251 şehidimiz, binlerce gazimiz ve Ömer Halisdemir'in kimliğinde toplanan ölümsüz kahramanlarımız saygı ve minnetle anılacak.


YOLUMUZA DEVAM EDİYORUZ
MAK Holding Yönetim Kurulu Başkanı Nihat Özdemir, 15 Temmuz'da yaşanan hain darbe girişiminin, Türk milletinin bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da özgürlüğüne el uzatılmasına hiçbir şekilde müsaade etmeyeceğinin göstergesi olduğunu söyledi. 15 Temmuz'un milletin çok büyük emeklerle kazandığı demokrasiye şartlar ne olursa olsun sahip çıkacağının en somut kanıtı olarak tarihimize geçtiğinin altını çizen Özdemir, "Ülkemiz, ekonomik açıdan ne kadar sağlam temeller üzerine oturduğunu ve ekonomik bağlamda da özgürlüğünden taviz vermeyeceğini bir kez daha göstermiş oldu" diye konuştu.

DURAKSAMA LÜKSÜMÜZ YOK
Özel sektör temsilcileri olarak bu dönemde, yatırımlara aralıksız devam ederek ülkenin ve milletin arkasında olduklarını anlatan Nihat Özdemir, şöyle devam etti: "Limak Grubu olarak, hem yurt içi hem yurt dışı yatırımlarımızı aralıksız sürdürmeye devam edeceğiz. Güçlü Türkiye vizyonuna gönülden bağlı bir şirket olarak bizler üzerimize düşen görevi yerine getirmeye, bu başarı hikayesinin devam etmesi ve Türkiye ekonomisini dünyada hak ettiği seviyelere getirmek için var gücümüzle çalışmaya devam edeceğiz. Bizim gibi Türkiye için çalışan, üreten, istihdam sağlayan grupların, duraksama gibi bir lüksü yoktur, olmamalıdır. Bizlere düşen, kararlılıkla yatırımlarımıza devam etmektir."

MİLLİ İRADE HAKİM OLDU
TİM Başkanı İsmail Gülle 15 Temmuz dolayısıyla şu mesajı verdi: "Türk milleti darbelere karşı önceki yıllardan farklı olarak topyekün ortaya koyduğu iradesiyle dur demeyi başarmış, hıyanet içerisinde kirli planlar yapanlara bundan sonra da böyle bir teşebbüsü akıllarına bile getiremeyeceklerini, en vurucu şekilde göstermiştir. 15 Temmuz'da birlik olan iş dünyası ve sivil toplum kuruluşları aracılığı ile ekonomi yönetimine daha etkin katılım başlamış, 'piyasa ekonomisi'ne dayalı zihinsel, kurumsal ve sektörel boyuttaki dönüşümü başarı ile hayata geçmeye başlamıştır. Bu da hem Türk toplumunun hem de dünyanın Türkiye algısını daha da güçlendirmiş ve ekonomik demokratikleşmesinin güçlendirdiği özgüveni, milli egemenlik, milli irade ve milli ekonominin korunması ve kollanması adına çok daha güçlü bir zemine taşımıştır. Dolayısı ile 16 Temmuz 2016 sabahı, Türkiye 'milli irade'nin tüm süreçlere hakim olduğu, bugün ve gelecekte içeriden ve dışarıdan kimsenin artık Türkiye'nin geleceğine, kaderine müdahale etmeye cesaret edemeyeceği bir döneme uyanmıştır."

DEMOKRASİ MÜCADELESİ İÇİNDEYİZ
MÜSİAD Başkanı Abdurrahman Kaan, mesajında şunları söyledi: "Dünyanın gözleri önünde yaşanan bu demokrasi katline, tüm dünyaya ders olacak nitelikteki cevabı, en mert ve yiğit şekliyle Türk Milleti vermiş, demokrasisine, vatanına ve devletine sahip çıkmanın tarihte eşine ender rastlanan bir örneğini canı pahasına sergilemiştir. FETÖ'nün hain emellerini boşa çıkaran bu azim, kararlılık ve vatan sevdası, bir daha böyle bir kalkışmaya bu topraklarda cesaret edilemeyeceğinin de en büyük teminatıdır. Dünyanın en yaygın ve etkin STK'sı olan MÜSİAD, her zaman ve her koşulda milli iradeden yana tavır alarak, ona yönelen her tehdidin karşısında tereddütsüz durmuştur. MÜSİAD olarak, demokrasinin, bir ülkenin can damarı olduğu bilincinden hareketle, geçmişte olduğu gibi bugün de her koşulda demokrasi mücadelesinin içinde yer alıyoruz."



TÜRKİYE GÜCÜNÜ ORTAYA KOYDU
Gayrimenkul ve Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı Derneği (GYODER) Başkanı Mehmet Kalyoncu, "Darbe girişimine karşı büyük bir kararlılıkla mücadele eden milletimiz, demokrasinin koruyucusu olduğunu bir kez daha gösterdi" dedi. Kalyoncu, "15 Temmuz'un dördüncü yıldönümünde, hain darbe girişimine karşı mücadele verirken yaşamını yitiren şehitlerimizi minnet ve rahmetle anıyor, kahraman gazilerimize şükranlarımızı sunuyoruz. Türkiye demokrasiye ve hukukun üstünlüğüne inanan ve bu yolda büyük mesafe kat eden güçlü bir ülke. Milletimizin demokrasi için verdiği mücadele ile Türkiye, gücünü bir kez daha ortaya koydu" diye konuştu.

YÜCE MECLİS'İ ONARDIK
15 Temmuz'dan hemen sonra GYODER'in, hain darbe girişimi sırasında hasar gören TBMM binasının onarımı için harekete geçtiğini hatırlatan Kalyoncu, şunları kaydetti: "2016'da Aziz Torun'un başkanlığını yaptığı GYODER Yönetimi 32 üye firmasının desteğiyle bu onurlu görevi tamamlamak için izin istedi. TBMM Başkanlığı'nın da uygun görmesiyle bir protokol imzalandı ve GYODER 'Milletin Meclisini Millet Yapar' konsorsiyumu, Meclis'in hasar gören bölümlerinde 2016'da başlattığı onarımı 2017 sonunda tamamladı. GYODER olarak, 15 Temmuz gecesinde milletin iradesine yapılan saldırıdaki en önemli ve anlamlı cephelerden biri olan TBMM binasının onarımını büyük bir özenle tamamlamış olmaktan onur duyuyoruz ve 'Önce ülkemiz!' bakış açısının bir GYODER geleneği olarak ilelebet yaşayacağından eminiz."

KALKINMAYA KATKI
Türkiye gayrimenkul sektörünün çatı kuruluşu GYODER olarak ülke ekonomisi için değer yaratmaya devam edeceklerini belirten Mehmet Kalyoncu, şöyle konuştu: "Ülkemizin ne kadar değerli topraklarda bulunduğunu hatırladığımız bugün bize düşen görev, bu toprakların her bir metrekaresinin kıymetini bilerek ülkemizin kalkınmasına katkıda bulunmaktır. Gayrimenkul, Türkiye ekonomisinin lokomotiflerinden biri ve yaklaşık 200 alt sektörü direkt etkileyen büyük bir sektör. Amacımız bu büyük sektörün gelişmesine ve ülkemizin çok daha güçlü bir ekonomiye sahip olmasına katkı sağlamaktır."



MİLLİ SİLAHLAR GÜCÜMÜZÜ ARTIRDI
15 Temmuz sonrası Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK), darbe kalkışması yüzünden ağır yara almış, zayıflamış bir ordu görünümü vermek yerine safralarından kurtulduğu için rahatlamış, operasyon yeteneklerini hiç olmadığı kadar artırmış, bir harekatı başarıyla yürüttükten sonra o özgüvenle daha büyük operasyonlara girişebilen, Akdeniz'de 2 bin kilometrelik mesafelerde tatbikatlar yapabilen bir kimlik kazandı. Libya, Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı, Barış Pınarı ve Pençe- Kartal operasyonu gibi operasyonlarda en büyük koz ise yerli ve milli savunma sanayii. Yerli ve milli savunma sanayii her geçen gün yeni ürünlerle Türk ordusunun gücüne güç kattı. Savunma sanayiinde son 17 yılda yapılan hamlelerle yerlilik ve millilik oranı yüzde 20'lerden yüzde 70'lere çıkmış durumda. Son dört proje ise çok ses getirdi. İnsansız kargo İHA için imzalar atılırken, insansız mini tankın da seri üretimine geçiliyor. Test işlemlerinden başarıyla geçen hava savunma sistemi Sungur ile seyir füzesi Atmaca ise envantere girmeye hazırlanıyor.

İNSANSIZ TANK YOLDA
Normalleşme ile birlikte tam kapasite çalışmaya başlayan yerli savunma sanayii firmaları, bir hafta içinde dört önemli milli projeye imza attı. Savunma Sanayii Başkanlığı (SSB) öncülüğünde Türk Havacılık ve Uzay Sanayii (TUSAŞ) ile Kargo İHA sözleşmesi imzalanırken, ASELSAN ve Katmerciler arasında 'insansız mini tank'ın seri üretime geçmesi için sözleşme yapıldı.

SUNGUR TSK ENVANTERİNE GİRMEYE HAZIR
ROKETSAN'ın yerli savunma sanayii paydaşlarıyla birlikte geliştirdiği, katmanlı hava savunma ailesinin yeni üyesi Sungur, başarılı atışlı testler sonrasında TSK envantere girmeye gün sayıyor. Portatif özelliğiyle kara, hava, deniz platformlarına entegre edilebilecek olan Sun- gur, hareketli atış yeteneği, gece-gündüz hedef tespit, teşhis, tanımlama, takip ve 360 derece atış kabiliyetine sahip. Sungur'un, hava unsurlarına karşı etkinliği ve yüksek manevra ve yüksek hedef isabet yeteneği, karşı tedbir özelliği, titanyum harp başlığı, hedefin uzun menzilden görüntülenmesini sağlayan nişangahıyla kendi sınıfının önünde bir sistem olduğu ifade ediliyor.

KARGO İHA İÇİN İMZALAR ATILDI
SSB, son dönemde İHA ve SİHA'lardan etkin şekilde yararlanan güvenlik güçleri için farklı alanlarda ve çeşitli görevlerde kullanılmak üzere yerli ve milli imkanlarla yeni araçlar geliştirilmesini koordine ediyor. Bu kapsamda bir süre önce Dikey İniş Kalkışlı Kargo İHA Projesi başlatan SSB, TUSAŞ ile sözleşme imzalandı. 2021 içinde seri üretime geçilmesi hedeflenen, 50 kilogram faydalı yük taşıyacak Kargo İHA, bir saatlik uçuş süresiyle gerek kapalı kargo bölmesinde gerekse askıda yük taşıyarak Türk askerine lojistik desteği sağlayacak.

ATMACA GÖZ DOLDURDU
Yine savunma sanayiinde önemli bir başarıya daha imza atıldı. ROKETSAN tarafından geliştirilen Türkiye'nin ilk deniz seyir füzesi Atmaca, 200 kilometrenin üzerindeki hedefi başarıyla vurdu. Yıl sonunda envantere kazandırılması beklenen Atmaca, uzun menzili, düşük izi ve yüksek hedef vuruş hassasiyetiyle modern donanma platformlarında hizmete hazır bir silah sistemi olarak adından söz ettiriyor.