Lütfü Türkkan'ın Sevr iddiasına Tarım ve Orman Bakanlığı'ndan okkalı cevap

Lütfü Türkkan'ın Tohumculuk Kanunu'nu, "Türk tarımının Sevr Anlaşması" olarak sunarak birtakım siyasi iddialarda bulunmasına Tarım ve Orman Bakanlığı'ndan sert cevap geldi. Bakanlık, Türkkan'ın açıklamalarının asılsız olduğu belirtirken, "Ülkemiz, tohumluk konusunda kesinlikle dışa bağımlı bir ülke değildir." açıklaması yaptı.

Giriş Tarihi 08 Haziran 2020, 17:03 Güncelleme 08 Haziran 2020, 17:29
Lütfü Türkkan’ın Sevr iddiasına Tarım ve Orman Bakanlığı’ndan okkalı cevap

İÇİNDEKİLER

İYİ Parti Grup Başkanvekili Lütfü Türkkan yalan ve temelsiz iddialarla siyaset yapmaya devam ediyor. Türkkan, dayanak ve bilgiden yoksun bir şekilde Tarım ve Orman Bakanlığı hakkında, "buğday ithalatı" ve "Tohumculuk Kanunu'nun Türk tarımının Sevr Anlaşması" olduğu iddialarını gündeme getirmişti.

İYİ PARTİLİ TÜRKKAN'DAN SKANDAL İFTİRA

Tarım ve Orman Bakanlığı, İYİ Parti Grup Başkanvekili Lütfü Türkkan'ın TBMM'de düzenlediği basın toplantısında konuyla ilgili gündeme getirdiği, "Bu kanun tamamen yabancı tarım tekellerinin arzusuyla hazırlanmıştır. Türkiye'de bulunan Amerika Büyükelçiliği nezdinde çalışan en önemli birimlerden biri Tarım Müşavirliği'dir. Neredeyse Türkiye'nin tarım politikalarının tamamına müdahale eder. Türkiye'de tohum pazarının yüzde 70'i yabancıların, GDO'lu tohumların yüzde 90'ı ise ABD'li şirketlerin elinde. Köylü milletin efendisiydi. Milletimizin efendisi artık küresel tarım çeteleri, küresel tarım lobileri oldu. Tıkır tıkır işleyen bir planla Türk köylüsü, Türk çiftçisi ipotek altına alındı. Tohum üzerinden Türk toplumuna büyük bir oyun oynandı. Türkiye, tohumda başta İsrail ve Hollanda'ya bağımlı hale getirildi. Çıkardığınız kanun ile yerli ata tohumlarımızın ölüm fermanını imzaladınız. Yerli ata tohumunu kullanan çiftçilere tarımsal desteği kesip, onları adı sertifikalı olan, genetiğiyle oynanmış tohuma mahkum ettiniz. Zor durumda olan, devletin desteğine muhtaç olan çiftçi ayakta kalabilmek için ithal tohuma yöneldi, kendi tohumumuzu bırakmak zorunda kaldı. Asıl cehennem bundan sonra başladı. O ithal tohumu alınca gübre ve ilaç da almamız gerekti. Bu tohum ve ilaçlar nedeniyle topraklarımızı zehirledik. Mahsulü aldık, ama mahsulün tohumundan ürün alamadık. Çünkü o kısır tohumlar, ikinci bir ürün yetiştirmeye izin vermeyecek şekilde üretildi. Türk tarımını bu şekilde yıllar içinde kısırlaştırdınız." iddialarına yazılı açıklamayla yanıt verdi.

BAKANLIK: TÜRKKAN'IN SEVR ANLAŞMASI İDDİASI KASITLI VE YIPRATMA AMAÇLI

Türkkan'ın, "buğday ithalatı" ile "Tohumculuk Kanunu'nun Türk tarımının Sevr Anlaşması" olduğu yönündeki söylemlerinin doğru olmadığına işaret edilen açıklamada, buğday ve tohumculuk sektörüne ilişkin resmi verilerin söz konusu "asılsız" iddiaların, "kasıtlı" ve "yıpratma amacı taşıdığını" ortaya koyduğu kaydedildi.

Bakanlıkça yürütülen projeler, çalışmalar ve üretime yönelik teşviklerle çok sayıda tarım ürününde ülkenin dünya liderliğinin devam ettiği ifade edilen açıklamada, Türkiye'nin buğday unu ihracatında dünyada birinci, makarna ihracatında ise ikinci sırada yer aldığı bildirildi.

BUĞDAY ÜRETİMİ BU YIL ARTACAK

Türkiye'nin buğday alanındaki iç tüketiminin tamamen yerli üretimle karşılandığı belirtilen açıklamada, 2019'da 19 milyon ton olan üretimin, 2020'de yüzde 7,9 artış ile 20,5 milyon tona çıkmasının beklendiği bilgisine yer verildi.

Açıklamada buğdayda, Dahilde İşleme Rejimi (DİR) kapsamında ihracat bazlı yurt dışı ürün temin edildiğine dikkat çekilerek, "İthal edilen buğday; un, makarna, irmik ve benzeri işlenmiş ürün olarak tekrar ihraç edilmekte, ülkemize döviz girdisi sağlanmaktadır. 2019'da 7,5 milyon ton buğdayın karşılığı olan mamul madde ihracatı yapılmıştır." ifadesi kullanıldı.

"DÜNYANIN EN BÜYÜK ÜRETİCİ VE İHRACATÇILARINDAN BİRİYİZ"

Açıklamada, Türkiye'nin tohumculuk sektörünün, kendi ihtiyacı olan tüm tohumluğu üretecek güç, yetenek ve kapasiteye sahip olduğuna işaret edilerek, şu değerlendirmede bulunuldu:

"2006'da çıkarılan 5553 sayılı Tohumculuk Kanunu ile ülkemiz tohumculuk sektöründe özel sektörün örgütlenmesi ve üretim sürecinde hızla yer almasıyla sertifikalı tohumluk üretimi 2020 yılı itibarıyla 1 milyon tonun üzerine çıkmıştır. Son yıllarda tarımda kaydedilen gelişmeler sayesinde, üretimde, verimde, kalitede ve ihracatta artışlar gerçekleşmiştir. Ülkemiz, tohumluk konusunda kesinlikle dışa bağımlı bir ülke değildir. Dünyanın en büyük üretici ve ihracatçılarından biri olan ülkemiz, üyesi bulunduğumuz Dünya Ticaret Örgütü kuralları gereği her ülkeye tohum satabilmekte ve ihracat yaptığı pazarların talep çeşitliliği ve serbest pazar gerekleri doğrultusunda nihai ihraç ürününe dönüştürmek amacıyla tohumluk ithalatı yapmaktadır."

BÜYÜK ARTIŞLAR YAŞANDI

Son yıllarda uygulanan politikalar neticesinde sertifikalı tohum ile sertifikalı fidan üretimi ve ihracatında büyük artışlar elde edildiğine değinilen açıklamada, 2002-2019 döneminde sertifikalı tohum üretiminin 145 bin tondan yaklaşık 8 kat artış ile 1 milyon 134 bin tona, tohum ihracatının 17 milyon dolardan yaklaşık 9 kat artışla 149 milyon dolara, ihracatın ithalatı karşılama oranın da yüzde 31'de yüzde 86 seviyesine yükseldiği ifade edildi.

Açıklamada, yurt içinde kullanılan sertifikalı tohumluk miktarının yüzde 96'sının yerli imkanlarla yurt içinde üretilerek karşılandığı da kaydedildi.

Türkiye'de tohumculukla ilgili faaliyette bulunan firmaların tamamının Bakanlık tarafından yetkilendirilerek kayıt altına alındığı belirtilen açıklamada, bunların sayısının 939 olduğunu bildirildi.

Sermaye durumuna göre bu firmalardan 879'nun yerli, 40'nın yabancı ve 20'sinin de yerli-yabancı ortaklık şeklinde yapılandırıldığı belirtilen açıklamada, bu şirketlerin sadece üretim yapmakla kalmayıp aynı zamanda kendi kaynakları ile yerli çeşitler de geliştirdikleri bilgisine yer verildi.