Ülkemizde işçi ile işveren arasındaki önemli uyuşmazlıklardan birisini de çalışanların istemedikleri birimlere gönderilmesi ya da işyeri şartlarında yapılan değişiklikler oluşturuyor. 'Çalışma şartlarında esaslı değişiklik' kavramı, mevzuatımıza ilk kez 4857 sayılı
İş Kanunu ile girdi. Böylece işçisini ihbar tazminatı vermeden çıkartmak isteyen kötü niyetli işverenlerin de önüne geçildi.
'Esaslı değişiklik' kavramı yasada tam olarak tanımlanmasa da uygulamalar ve Yargıtay kararları sınırları belirliyor. Burada bakılan ise değişikliğin işçinin aleyhine ve durumunun ağırlaştırılmış olması. Aleyhte değişikliğin işçinin ücret ve benzeri haklarında, mesleğinde, statüsünde gerçekleşmesi gerekiyor.
YEMEK KALKARSA
Maaşta sözleşmeye aykırı indirim, iş tanımında olmayan bir işin yaptırılması, sözleşmede belirlenen statünün dışına çıkılması bu kavramı kapsıyor. Yine işçinin uzak bir şubede çalışmaya zorlanması da esaslı değişiklik kavramı içerisinde değerlendiriliyor. Dinlenme sürelerinin azaltılması, yemek hizmetinin kaldırılması gibi konular da değişiklik kavramı içinde yer alıp işçiye tazminat hakkı veriyor. Yukarıda özetlediğimiz durumlar ortaya çıktığında çalışanlar
İş Kanunu'nun 22. Maddesi'ndeki haklarını kullanabiliyor. Bu maddede özetle şöyle deniliyor: "İşveren, çalışma koşullarında esaslı bir değişikliği ancak durumu işçiye yazılı olarak bildirmek suretiyle yapabilir.