"Merkez Bankası'nın rezervleri muhabbetini yapan Ali Babacan'a sorsun"

Sabah Gazetesi yazarı Dilek Güngör, bugün köşesinde kaleme aldığı yazıda Merkez Bankası'nın döviz rezervleri üzerinden yapılan spekülasyonları yazdı. Ekonomiyi Ali Babacan'ın yönettiği 2008 ile 2011 yılları arasında dolar 1 lira seviyelerinde gezinirken rezervlerde artış olmadığına dikkat çeken Güngör, "Rezerv muhabbeti yapan Babacan'a sorsun" dedi.

Giriş Tarihi 02 Ağustos 2019, 11:46 Güncelleme 02 Ağustos 2019, 11:53
Merkez Bankası’nın rezervleri muhabbetini yapan Ali Babacan’a sorsun

İÇİNDEKİLER

Sabah Gazetesi köşe yazarlarından Dilek Güngör, bugün köşesinde Merkez Bankası'nın rezervlerini ele aldı. Son dönemde rezervler üzerinden ahkam kesenlerin samimiyetsizliğine dikkat çeken Güngör, 2008-2011 yılları arasında Ali Babacan yönetiminde rezervlerin artırılmadığının altını çizere bugün rezerv muhabbeti yapanlara, "Babacan'a sorun" diye seslendi.

İşte Dilek Güngör'ün o yazısı:
Şaka filan yapmıyorum… Yazıyı okuyunca ne demek istediğimi anlayacaksınız… Biliyorsunuz, son dönemde akademisyenler, 'kırmızı' bankadan atılan hazineciler, ekonomistler, gazeteciler Merkez Bankası rezervleri konusunda ahkam kesmeyi görev edinmiş durumda… Bu hafta Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak'a da Merkez Bankası Başkanı Murat Uysal'a da aynı muhabbet yapıldı. Albayrak, "Keşke çok eski dönemlerde merkez bankalarımız, başkanlarımız daha fazla rezerv biriktirseymiş" dedi. Ama bakanın lafı diğer mesajlarının yanında gümbürtüye gitti.

Gelin size konuyu biraz açayım… Hafızanızı 2008 ila 2011 yılları arasına sarın.

Hatırlıyor musunuz? O dönemde Türkiye'de "1 dolar=1 TL'ye iner mi?" tartışması yapılıyordu. Ekonominin dümeninde Ali Babacan vardı. (58 ve 59'uncu hükümetler döneminde ekonomi bakanıydı. 60 ve 61'inci hükümetler döneminde ise ekonominin koordinasyonundan sorumlu başbakan yardımcısıydı) Merkez Bankası'nın başında kim vardı? Bugün İyi Parti'de siyaset yapan Durmuş Yılmaz (2006-2011). Sonra da Erdem Başçı (2011-2016) göreve geldi. Bu arada Amerikan Merkez Bankası ve Avrupa Merkez Bankası para musluklarını sonuna kadar açmıştı. Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelere para yağıyordu. Döviz kurları yerde sürünüyordu. 1 TL'yi verince size neredeyse 1 dolar veriyorlardı. O dönemde ekonomi yönetimi elini kolunu sallayarak geziyordu. Hiçbirinin aklına Merkez'in kasasına biraz dolar atıp rezervi güçlendirmek gelmiyordu. (Halbuki, kur ucuzken ve Türkiye'ye para yağarken Merkez'in kasasındaki rezerv miktarı 150 milyar doların üzerine bile çıkardı) İşin ilginci, bugün kur 5.70'den 5.60'a düştüğünde "rezervi artırın" diye ahkam kesen ekonomist tayfasının da gıkı çıkmıyordu.

Atıp, tutmuyorum. Rakamlar ortada… 2008'de dolar kuru yıl boyunca ortalama 1.18 TL seviyesindeydi. O yılın başında rezerv miktarı 71 milyar 568 milyon dolardı. Aralıkta rakam 70.7 milyar dolara indi. Yani 2008'den 2009'a kadar ne kadar rezerv biriktirilmiş derseniz, hiç… Keza 2009'da kur 1.50 TL seviyesindeydi. O zaman da rezerv birikmediği gibi azalmış! Rezerv miktarı 70.7 milyar dolar seviyesinden 69.6 milyar dolara gerilemiş. Bir tek 2010'da bir miktar rezerv biriktirmişler. O da 11 milyar dolarcık! 2011'de yıl boyunca kur ortalama 1.50 seviyesinde seyrettiğinde de aldıklarının bir kısmı geri gitmiş. Rezervler 80.6 milyar dolardan yeniden 78.3 milyar dolara inmiş.

Velhasıl, rezerv tartışması yaparken eğri oturup, doğru konuşalım. Önce Babacan-Yılmaz ikilisinin hatasını kabul edin. Sonra bugünü tartışırız…