
"KİŞİSEL VERİLERİN GÜVENLİĞİNİN SAĞLANMASI GEREKİR"
KVKK Başkanı Faruk Bilir, Kişisel verinin depolanması, muhafaza edilmesi, aktarılması gibi veri işleme faaliyetlerinin Kanunun genel ilkelerine ve veri işleme şartlarına bağlı olarak yapılabileceğini belirten Bilir, kişisel verilerin işlenmesinin yanı sıra güvenliğinin de sağlanması gerektiğini ifade etti.
Bu kapsamda çıkarılan kanunun, temel hak ve hürriyetlerin korunmasını, Türkiye'de veri işlemenin düzenlenmesi ve Türkiye'de veri işleyen gerçek ve tüzel kişilerin uyacakları usul ve esasların belirlenmesini amaçladığını aktaran Bilir, Kişisel Verileri Koruma Kurulunun da genel olarak bu kanunun uygulanmasını sağlamak, kanun çerçevesinde düzenleyici işlem yapmak, veri işlenmesinin kanuna uygun gerçekleştirilmesini sağlamak için çalıştığını söyledi.
Kişisel verilerin, kanunda belirtilen şartlar çerçevesinde işlenebileceğini belirten Bilir, "Kişisel verilerin korunması hakkı Anayasamızda bir temel hak olarak kabul edilmiştir yani bu bir Anayasal haktır. Diğer temel haklar gibi bu hak da önemli bir haktır. Çünkü kişisel verilerin korunması hakkının temelinde insan onuru ve şahsiyeti, kişilik hakları yer alıyor. Burada korunan kişilerdir. Kişisel veriler kişiyi tanımlayan onu belirli veya belirlenebilir kılan verilerdir. Bu da kişinin korunması açısından önemlidir." diye konuştu.

"KİŞİSEL VERİLERİN İŞLENMESİNDE 'AÇIK RIZA' ÖNEMLİ"
Kanunda belirtilen genel ilkelere ve kişisel veri işleme şartlarına uyularak kişisel verilerin işlenebileceğinin altını çizen Bilir, şöyle devam etti:
"Kanunda öngörülen genel ilkelerden birisi de amacın belirli ve ölçülü olmasıdır. Biz burada minimum veri toplama ilkesini benimsiyoruz. Gerekli olan veriler kanuna uygun olarak işlenebilir. Tabii bu verilerin güvenliğinin sağlanması da önemlidir. Kanun, veri güvenliği ihlali halinde bazı yaptırımlar öngörmüştür. Kurul olarak veri güvenliğinin nasıl sağlanacağına ilişkin 'Kişisel Veri Güvenliği Rehberi' yayımladık. Dolayısıyla 'Kişisel Veri Güvenliği Rehberi' sektöre yol gösterici niteliktedir."
Hazırladıkları çeşitli rehberlerle yön gösterici olmaya çalıştıklarını dile getiren Bilir, kişisel verilerin işlenmesinde "açık rıza"nın önemi üstünde durduklarını söyledi.
"Belirli bir konuya ilişkin, bilgilendirilmeye dayalı özgür iradenin açıklanmasını" açık rıza olarak tanımlayan Bilir, "Bütün verilerimin işlenmesine açık rıza veriyorum, onay veriyorum." şeklindeki bir beyanın, kanundaki açık rıza tanımına uymadığını ifade etti.

"AÇIK RIZA, BİR HİZMETTEN YARARLANMANIN ÖN ŞARTI YAPILAMAZ"
Bilir, bu şekildeki bir rızanın, "battaniye rıza" olarak kabul edilebileceğine ve kanundaki açık rızayı karşılamadığına dikkat çekti.
"Açık rızanın, bir hizmetten yararlanmanın ön şartı da yapılamayacağı" uyarısında bulunan Bilir, "Eğer bu konuda açık rızanızı vermezseniz bu hizmetten yararlanamazsınız" veya elektronik ortamdaki alışverişlerde, "Üye olmazsanız alışveriş yapamazsınız" şeklinde bir rıza alma yönteminin açık rıza kavramını karşılayamayacağını düşündüğünü aktardı.
Bilir, şunları söyledi:
"Örneğin, online alışveriş yapmak için bir siteye giriş yaptığınızda, alışverişe başlamadan önce tam olarak satın alma işlemi yapacağınız da kesin olmaksızın, sizden sitelerine üye olunması ve üye olunurken de satım sözleşmesi için gerekli olmayandan daha fazla bilgi istenmesi, aksi halde alışveriş yapamama durumunda kalınması halinde, açık rıza özgür irade ile verilmemiş olacaktır. Çünkü belirli bir hizmetten yararlanabilmeniz için gerekli olmayan kişisel verilerinizin verilmesi noktasında aslında bir nevi zorlanılmış oluyorsunuz."

1 MİLYON LİRAYA KADAR PARA CEZASI
Bilir, "Başta özel hayatın gizliliği olmak üzere, kişisel verilerin korunması amacıyla faaliyetlerimize devam edeceğiz. Kişisel verisi işlenen kişilerin şikayet ve ihbar başvurularını değerlendireceğiz. Bu kapsamda kişisel verilerin korunmasıyla ilgili ilke kararları alabiliriz." dedi.
Kişilerin temel hak ve özgürlüklerini korumak amacıyla faaliyetlerine devam edeceklerini dile getiren Bilir, kişisel verilerin korunmasını, Türkiye'de bir kültür olarak yerleştirmek gerektiğini savundu.
KVKK Başkanı Bilir, söz konusu çalışmalarında dünyadaki iyi uygulama örneklerinden de faydalandıklarını belirtti.
Bilir, verinin ekonomik katma değer olarak görüldüğü bu dönemde kişisel verilerin korunması hakkının ihlaline ilişkin verilmesi öngörülen 1 milyon liraya kadar para cezasının ne derecede etkili olacağına ilişkin ise şunları kaydetti:
"Bu, kanunda kabahat olarak düzenlenmiş. Asgari ve azami para cezası olarak belirli bir sınır aralığı belirtilmiş. 6698 sayılı Kanun'un 18. maddesinde idari para cezaları öngörülmüştür. Elbette bu cezalarda amaç caydırıcılıktır. Ben bu cezaların caydırıcı olacağını düşünüyorum. Aynı zamanda hukuka aykırı bir veri işleme, Türk Ceza Kanunu kapsamında suç olarak düzenlenmiştir. Buna mahkemelerimiz karar verecek. Bize başvuru yapılması, genel hükümler çerçevesinde mahkemelere gidilmesini önlemiyor. Ancak ortada suç varsa Türk Ceza Hukuku kapsamında süreç işleyecektir. Dolayısıyla biz de bir kurum olarak, bize intikal eden konularla ilgili eğer ortada bir suç şüphesinin varlığı söz konusu ise savcılığa ihbarda bulunabiliyoruz ya da ilgili kişileri savcılığa suç duyurusunda bulunabilecekleri yönünde yönlendiriyoruz."
Kişisel verilerinin kanuna aykırı olarak işlendiğini düşünen vatandaşların öncelikle veri sorumlusuna müracaat edeceğini anlatan Bilir, veri sorumlusunun cevabını yeterli görmeyen, başvurusu reddedilen ya da başvurusuna süresinde cevap verilmezse KVKK'ya başvuruda bulunabileceğini ifade etti.