Dünya bir yandan özgürlük hareketlerini izlerken, bir yandan da artan petrol fiyatlarına kilitlenmiş durumda. Mısır ve Libya'daki olaylarla tırmanışa geçen petrol fiyatları 120 dolara kadar yükselirken, içeriye yansıması kamu maliyesinde açık, vatandaşın cebinde ise masraf' şeklinde oluyor. Petrol fiyatlarındaki en küçük hareketi hemen pompaya 'zam' olarak yansıtan dağıtıcı firmalar düşüşleri ise ya görmezden geliyor ya da çok geç fark ediyor'. Son dönemdeki artışlarla benzinin litresi 4.3 liraya yaklaşırken, şimdi yeni bir senaryo daha pompalanmaya başlandı. Bugün Suudi Arabistan'da yapılması beklenen 'Öfke Günü' yürüyüşü dolayısıyla petrolün varil fiyatının 200 dolara çıkacağı konuşuluyor. Çünkü, dünya petrol üretiminin yüzde 30'u Suudi Arabistan liderliğinde bu bölgede yapılıyor. Ayrıca Suudi Arabistan yedek petrol kapasitesi konusunda da liderliği sürdürüyor. Dünya medyasında bu tartışma devam ederken, içeride de, 'O zaman benzin 7 liraya kadar fırlar' söylentisi daha çok dillendirilmeye başladı.
Yazarımız Cemil Ertem gelişmeleri değerlendirdi
ABD 200 dolara izin vermez
Dünyadaki petrol hareketlerini büyük ölçüde ABD ve OPEC ülkeleri kontrol ediyor. Amerika, doların daha fazla değer kazanmasını istemiyor. Bu yüzden de petrol fiyatlarındaki hareketliliğe çok fazla müdahale etmiyor. Ama ABD, petrolün 200 dolar olmasını da istemez. Petrol fiyatlarının yükselmesi dünya ekonomisinin tekrar durgunluğa ve krize girmesine yol açabilir. Bu da ABD'nin işine gelmez. Çünkü başta Çin olmak üzere, Japonya ve diğer gelişmekte olan Asya ülkeleri hızla yükselen petrol fiyatından çok önemli ölçüde etkilenir. Ve bu, dünya ekonomisinde Asya'dan başlayan yeni bir krize yol açar.
EKONOMİ SERVİSİ