Esad düştü İran’ın Marshall planı çöktü! 400 milyar dolarlık emperyal fiyasko: Flaş USAID detayı
İran’ın Suriye ile ilgili emperyal planları diktatör Beşar Esad rejiminin düşmesinden sonra Şam büyükelçiliğinde bulunan belgelerde ortaya çıktı. ABD’nin Avrupa’yı kendine bağımlı hale getiren Marshall Planı’nı örnek alan İran, aralık ayındaki devrime kadar Suriye’de 400 milyar dolarlık bir plan yürütüyordu. ABD Başkanı Donald Trump’ın lağvettiği USIAD’yi de arkasına alan İran’ın planları diktatör Esad’ın devrilmesinin ardından yerle bir oldu.
Suriye'de diktatör Beşar Esad rejiminin düşmesinin ardından İran'ın emperyal planları da çöktü. İran'ın, iç savaştan sonra Suriye'yi yeniden inşa etmek için yaptığı ABD tarzı Marshall Planı'nı İngiliz basını ortaya çıkardı. Reuters'ın ulaştığı rapora göre bölgede nüfuzunu artırmak için milyarlarca dolar yatırım yapan İran'ın planı diktatör Esad'ın devrilmesiyle yerle bir oldu.
İRAN'I SURİYE'DE EMPERYAL PLANI
ABD'nin İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra Avrupa'nın yeniden inşasına milyarlarca dolar yatırım yaparak küresel hakimiyetini sağlamlaştırdığı gibi İran da savaştan harap olmuş Suriye'yi yeniden inşa etmek ve Orta Doğu'nun gücü haline gelmeye çalışıyordu.
İran'ın Şam'daki büyükelçiliği yağmalandıktan sonra parçalanmış belgeler yerde dağılmış durumda, Fotoğraf Reuters'tan alınmıştır
ESAD DÜŞTÜ İRAN'IN PLANI ÇÖKTÜ
Reuters'ın iddia ettiği 33 sayfalık resmi belgelerde ABD'nin savaş sonrası Avrupa'yı yeniden canlandırma planı olan Marshall Planı'na gönderme yapıyor. Reuters ise ABD'nin stratejisinin başarılı olduğunu, Avrupa'nın ABD'ye bağımlı hale geldiğini belirtirken İran'ın planının ise çöktüğünü vurguluyor.
Reuters, Takvim.com.tr Ekran Görüntüsü
GİZLİ BELGELER İRAN'IN ŞAM BÜYÜKELÇİLİĞİİNDE
Reuters, Mayıs 2022 tarihli ve Suriye'de konuşlanmış bir İran ekonomi politikası birimi tarafından kaleme alınan belgenin aralık ayında İran'ın Şam büyükelçiliğinde bulunduğunu belirtti. Belgelerde mektuplar, sözleşmeler ve altyapı planları yer alıyor. İran'ın iç savaş sırasında Esad'ı kurtarmak için harcadığı milyarları geri kazanma planının da yer aldığı belgelerde Tahran'ın bölgede etkili olma çabaları açıkça görülüyor.
Şam'daki İran büyükelçiliğinin merdivenleri kağıt parçalarıyla kaplı, Fotoğraf Reuters'tan alınmıştır
SURİYE'Yİ UYDU DEVLET YAPMAK İÇİN 400 MİLYAR DOLARLIK PLAN, 40 PROJE
400 milyar dolarlık hayaller kuran İran'ın planı ise aralık ayında diktatör Beşar Esad'ın devrilmesiyle yıkıldı. İran'ın Şam'daki büyükelçiliği yağmalanırken Tahran'ın gizli planları da ortaya çıktı. Belgelerde İranlı yatırımcıların karşılaştıkları zorlukların yanı sıra Suriye'yi kazançlı bir uydu devlete dönüştürme çabaları da açıkça görülüyordu.
Reuters'a göre dosyalarda yaklaşık 40 proje yer alırken bunlar İran'ın toplam yatırımının yalnızca bir kısmını temsil ediyor.
Hayat Tahrir el-Şam savaşçısı, Şam'daki İran büyükelçiliğinde bulunan etkisiz hale getirilmiş bir C-4 bombasını tutuyor, Fotoğraf Reuters'tan alınmıştır
İRAN'IN SURİYE FİYASKOSU
Reuters'ın deyimiyle "İran'ın Marshall Planı'nı taklit eden Suriye planı ise ABD'nin Irak ve Afganistan fiyaskoları gibi boşa düştü".
Diktatör Esad'ın düşüşü İran için kritik bir zamana denk geldi. İsrail bir yandan Lübnan'da İran etkili kilit isimlere suikast düzenlerken Tahran'ı zayıflattı. Öte yandan ABD Başkanı Donald Trump ise İran'ın nükleer programını etkisiz hale getirmek için müzakerelere yolunu denese de bir yandan da Tahran'ı açıkça tehdit ediyor. Reuters Türkiye'nin Suriye'deki etkisinin ve son aylarda Suriye'ye saldırılar düzenleyen İsrail'in bölgede İran için büyük bir tehdit olduğunu belirtti.
Reuters muhabirlerinin Esad'ın düşüşünden sonra İran'ın yumuşak güç merkezlerini ziyaret ederken keşfettiği belgelerde ticaret sözleşmeler ve ekonomik planlar dahil olmak üzere yaklaşık 2 bin kayıt bulunuyor. İran hükümet yetkilileri ise Reuters'ın bulguları hakkında konuşma talebine cevap vermedi.
Şam elçiliğinde bulunan 33 sayfalık bir belge, Fotoğraf Reuters'tan alınmıştır
İRAN'IN ADAMI ABBAS AKBARİ
İran'ın Suriye'deki ekonomik planlarını yürüten isim ise Abbas Akbari. Devrim Muhafızları Kolordusundan olan Akbari, bir inşaat müdürüydü. Reuters'ın deyişiyle Mart 2022'de büyük bir tantanayla İran ve Suriye Ekonomik İlişkilerini Geliştirme Karargahı adlı bir birime liderlik etmek üzere terfi ettirildi. Görevi ticareti artırmak ve İran'ın yatırımını geri kazanmaktı. Akbari'nin ekibi Marshall Planı'nı bir model olarak destekleyen çalışmayı üretti.
PROJENİN YANINDAN PATLAYICI ÇIKTI
İranlı yetkili Akbari, Devrim Muhafızları'ndan yoldaşlarını sivil projelere lojistik destek sağlamakla görevlendirdi. Reuters, İran'ın yağmalanan Şam elçiliğinde Akbari'nin imzaladığı, projeler ve harcamaları detaylandıran mektuplar buldu. Mektupların yanında bir kasa ve bir paket C4 patlayıcı da vardı.
Eski Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad döneminde İranlıların sıkça ziyaret ettiği bir otelin dışında, Fotoğraf Reuters'tan alınmıştır
İRAN PLANI NE ZAMAN BAŞLADI?
İran'ın Suriye'deki faaliyetleri elbette Akbari'nin gelişinden çok daha önce başlamıştı. Lazkiye projesinde çalışan Suriyeli mühendisi işe alan İranlı bir altyapı holdingi olan Mapna Group, 2008'de Şam yakınlarındaki bir enerji santralini genişletmek için ilk büyük sözleşmesini kazandı. Bunu kısa süre sonra Humus şehri yakınlarında başka bir santral inşa etmek için ikinci bir sözleşme izledi.
Suriye ve İran arasındaki ekonomik ilişkiler, Mapna'nın ilk sözleşmelerini aldığı 2000'li yılların ortalarında ivme kazandı. Ancak 2011'de Arap Baharı ayaklanmalarının bir parçası olan Esad'a karşı Suriye ayaklanması İran'ın askeri, siyasi, dini ve giderek artan ekonomik çıkarlarını tehdit etti. İran Rusya ile birlikte Esad'ın yardımına koştu, silah ve insan gücü gönderdi. İran ayrıca mühendisler ve girişimciler gönderdi.
USAID BAĞI DA ORTAYA ÇIKTI
Mapna yıllar boyunca maliyetli projelerinde güvenlik ve mali sıkıntılar yaşadı. Belgelerde Marshall Planı'nın yanı sıra Trump'ın geçtiğimiz aylarda lağvettiği ABD Ulusal Kalkınma Ajansı'nın (USAID) de adı geçiyor. İran da USAID'i Amerikan ekonomik ve yumuşak gücünü oluşturmak için etkili bir araç olarak görüyor, USAID'nin, bölgesel güvenliğini artırma hedefine yardımcı olacağını ve ABD yaptırımlarını etkisiz hale getireceğini düşünüyordu.
