Tel Aviv - Tahran geriliminin perde arkası! İran Cumhurbaşkanı Hukuk İşleri Asistanı Sakine Sadat Pad A Haber'de

Tel Aviv - Tahran hattındaki göstermelik misilleme oyunu Gazze'deki soykırımda dikkatleri başka yöne çekti. Siyonazi Netanyahu rejimine meşruiyet kazandırıp İsrail'e alan açan gelişmeler sonrası 'Kağıttan Kaplan' İran 'misilleme' hakkını savundu. İran Cumhurbaşkanı Hukuk İşleri Asistanı Sakine Sadat Pad, gerilimin perde arkasını A Haber'de anlattı.

Giriş Tarihi 21 Nisan 2024, 13:53 Güncelleme 21 Nisan 2024, 14:30
Tel Aviv - Tahran geriliminin perde arkası! İran Cumhurbaşkanı Hukuk İşleri Asistanı Sakine Sadat Pad A Haber’de

İÇİNDEKİLER

Orta Doğu son günlerde İran ile İsrail arasındaki it dalaşına sahne oluyor.


Terör devleti İsrail'in Şam'daki İran Büyükelçiliği'ne yaptığı uluslararası hukuka aykırı saldırı sonrası patlak veren gerilim İran'ın misillemesiyle devam etti.



Füzeler atıldı, İHA'lar havalandı. Ancak Tahran lehine kayda değer hiçbir sonuç alınamadı. Bu durum "Kağıttan Kaplan İran" yorumlarına yol açarken birkaç gün sonra İran Hava Kuvvetleri Üssüne ev sahipliği yapan İsfahan eyaletinin kuzeydoğusunda patlama sesleri duyuldu.

Göstermelik saldırılar soykırımcı İsrail ve katil Netanyahu'ya alan açtı. Gazze'deki soykırım unutuldu, ABD ve Batı kamuoyunda İsrail meşruiyet kazandı.

Türkiye ise önceliğin Gazze'deki katliamın durdurulması olduğunu belirtti. Dışişleri Bakanlığı'ndan "Tüm tarafları, daha büyük bir çatışmaya yol açabilecek adımlardan kaçınmaya davet ediyoruz" açıklaması yapıldı.

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan da İranlı mevkidaşı ile görüştü.




Yaşanan bu gelişmeler tüm sıcaklığını korurken İran Cumhurbaşkanı Hukuk İşleri Asistanı Sakine Sadat Pad A Haber'e özel açıklamalarda bulundu.

İsrail - İran hattındaki gerilimin perde arkasını anlatan Sad, "Gerilimi başlatan taraf İran değildi. İran, uluslararası kurallar temelinde Birleşmiş Milletler Tüzüğü'nün 51. maddesi uyarınca meşru savunma hakkını hayata geçirdi. İran, söz konusu tüzükte yer alan tüm şartlara uyarak süreci yürüttü. İran'ın misilleme yapması gerekliydi ve bu konuda orantılı davrandı. Misilleme sonrası İran bu hususu uzatmayacağını ve konun İran açısından bittiğini duyurdu. Fakat İran tekrardan kendisine bir saldırı olursa yine uluslararası kurallar çerçevesinde meşru savunma hakkını kullanacaktır. Dinimizde de saldırgana cevap verilmesi gerektiği hususunun altı çizilmiştir. Biz hem dinimizdeki öğretiler hem uluslararası sorumluk ve kurallar çerçevesinde davrandık." ifadelerini kullandı.



Sakine Sadat Pad konunun Birleşmiş Milletler ile bağlantısını da anlattı.

Pad, "İran, her şeyden önce birleşmiş milletlerin bir üyesi olarak buradaki elçisi aracılığıyla resmi şikayetini bu kuruma bildirdi. Diplomatik mekanlar dokunulmazdır ve tüm hukukçular diplomatik bir mekana yapılan saldırının yasal olmadığı hususunda görüş birliği içindedir. Çoğu hukukçuya göre orası aynı zamanda iran toprağı sayılır. hatta İran'a muhalif ülkeler bile, İsrail'in İran'ın Şam konsolosluğuna yaptığı saldırıyı uluslararası kuralların ihlali olarak değerlendiriyor. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi en azından temel görevini yerine getirerek Siyonist rejiminin bu saldırısını kınayabilirdi, ancak bunu bile yapmadı. BMGK bu konuda görevini yerine getirmeyince İran meşru savunma hakkını kullanmaya karar verdi." şeklinde konuştu.



"İSRAİL'İN MİSİLLEME HAKKI YOKTUR"

Sakine Sadat Pad İran'ın yaptığı misillemenin zamanlamasından bahsetti. Şu ifadeleri kullandı:

İsrail'in daha önceki saldırılarıyla ilgili İran'ın neden bu şekilde doğrudan İsrail'e cevap vermediği soruluyor. Çünkü ilk kez açık bir şekilde İran toprağı sayılan bir diplomatik mekan vuruldu. Siyonist rejim daha önce bu şekilde İran'a açık bir saldırı yapmamıştı. Kamuoyu da bunu kabul edemezdi. İran'ın yaptığı bu eylem, tüm dünyanın ve uluslararası kuralların çıkarına oldu, çünkü saldırının karşılıksız kalması durumunda bu rejim bunu başka ülkeler için de tekrarlayabilirdi. Bu caydırıcılık eylemi yapılmasaydı, İsrail yine İran'ın milli çıkarlarına saldırmak isteyebilirdi. Biz de meşru bir savunma için tüm şartlar oluştuğundan zamanında ve akıllıca yasal hakkımızı kullandık.

İsrail'in misilleme hakkı yoktur, çünkü ilk saldıran oydu biz misilleme yaptık. İsrail için BM Tüzüğü'nün 51. Maddesi geçerli değil, saldırdı, yanıtını aldı.