İngiltere’nin tartışmalı mülteci gemisinde alarm! "Salgın hastalıklara ve travmalara yol açabilir"

İngiltere hükümetinin düzensiz göçmenler için hazırladığı gemi hakkındaki tartışmalar devam ediyor. Uzmanlar mültecilerin kapatılacağı yüzen hapishanenin insani standartları karşılamadığını ve dar yaşam alanlarının travma sonrası stres bozukluğu başta olmak üzere psikolojik rahatsızlık ve salgın hastalıklara sebep olabileceğini belirtiyor.

Giriş Tarihi 22 Ağustos 2023, 13:01 Güncelleme 22 Ağustos 2023, 13:01
İngiltere’nin tartışmalı mülteci gemisinde alarm! Salgın hastalıklara ve travmalara yol açabilir

İÇİNDEKİLER

İngiltere'nin 500 düzensiz göçmeni yerleştireceği gemi "Bibby Stockholm" insan hakları örgütleri ve göçmenlere destek veren sivil toplum kuruluşları tarafından eleştirilirken uzmanlardan da gemiye ilişkin kritik uyarlar geliyor. Lincoln Üniversitesi Sosyal ve Siyasal Bilimler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Kıdemli Doktor Öğretim Üyesi Süreyya Sönmez Efe, Bibby Stockholm'un insani standartları karşılamadığını ve dar yaşam alanlarının travma sonrası stres bozukluğu başta olmak üzere çeşitli psikolojik rahatsızlıklar ile salgın hastalıklara sebep olabileceğini belirtti.

İNSANİ KOŞULLARI KARŞILAMIYOR

Sönmez Efe, İngiltere'nin güneyindeki Portland Limanı'nda bulunan Bibby Stockholm gemisinin 1976'da yapıldığını ve o dönem geminin Almanya ve Hollanda'da düzensiz göçmenler ve evsizler için barınak, İskoçya ve İsveç'te enerji santrali inşaatında çalışan işçiler için geçici konaklama yeri olarak kullanıldığını belirtti. İrlanda ise gemiyi üniversite öğrencileri için yerleşke olarak planlarken şartların elverişsizliğinden dolayı bu planın hayata geçirilemediğini belirtti. Sönmez Efe, geminin insani şartları sağlamadığını belirtti ve sığınmacıların gemide kötü koşullar altında ne kadar kalacağının belli olmadığına dikkat çekti.

"SORU İŞARETLERİ ÇOĞALIYOR"

Sönmez Efe geminin bir tür akciğer hastalığına yol açan lejyonella bakterisinin bulunması nedeniyle boşaltılmasıyla ilgili şu şekilde konuştu:

Özellikle lejyonella bakterisinin çıkmasından sonra zaten cüzi bir ödenek verilen sığınmacılar suyu bile satın almak zorunda kaldı. İngiliz Sağlık Bakanı'nın son açıklaması halk sağlığı ve insani koşulların göz önünde bulundurulduğu yönünde ancak bakteri sorunu gibi gelişmeler soru işaretlerini çoğaltıyor.

MÜLTECİLER HAPİSHANEYE BENZETTİ

Sömez Efe, fiziksel rahatsızlıkların yanı sıra yaşam alanlarının dar, sosyalleşebilecek alanların sınırlı olması nedeniyle sığınmacıların travma sonrası stres bozuklukları gibi psikolojik rahatsızlıklarının tetiklenebileceğine dikkati çekti ve şu ifadeleri kullandı:

Bazı sığınmacılar buranın 500 kişi için dar bir alan olduğunu söyledi. İleride bu durum salgın hastalıklara davetiye çıkartarak daha büyük sorunlar oluşturabilir. Bir başka sorun ise travma sonrası stres bozukluğu ile travma geçirmiş ve ilaç desteği alan sığınmacılar ki bu insanların endişeleri bu küçük alanın psikolojilerini kötü etkileyeceği yönünde. Bu insanlar ülkelerindeki savaş, açlık gibi felaketlerden kaçtıkları için endişelerini de beraberlerinde taşıyor. Travmalı sığınmacıların bireysel olarak değerlendirilmesi ve tedavi süreçlerinin hassasiyetle yürütülmesi oldukça önemli. Bu barınağa ilk giren 15 mültecinin çoğu 'hapishane' benzetmesi yaptı. Bu psikolojik olarak onların ciddi anlamda olumsuz etkileneceğinin göstergesi.

"HALKI TEDİRGİN EDİP KUTUPLAŞTIRIYOR"

Sönmez Efe, iktidardaki Muhafazakâr Partinin Genel Başkan Yardımcısı Lee Anderson'un, düzensiz göçmenler için "Gemileri beğenmiyorlarsa Fransa'ya defolup gitsinler" şeklindeki sözlerinin halkı tedirgin ederek kutuplaştırdığını, kaosa yol açtığını belirtti.

MÜLTECİLERE IRK AYRIMI

Sönmez Efe İngiltere'nin insani kriz nedeniyle ülkelerini terk etmek zorunda kalan kişiler arasında ayrım uyguladığını söyledi ve şöyle konuştu:

Devlet görevlilerinin halka iyi örnek olması gerekiyor. Zaten ekonomik ve sosyal nedenlerle sığınmacılara tepkili olan halkı daha da endişeye ve kaosa sürüklemekten başka ise yaramayan söylemler kullanmak konusunda dikkatli olunmalı. Bu dönemde sivil toplum kuruluşları ve insan hakları savunucularının daha fazla dikkate alınması ve siyasilerin daha olumlu dil kullanılması gerekiyor. Bu halk için de sığınmacılar için de daha bütüncül bir yaklaşım olur. Ukraynalı mültecilere bu dil kullanıldı, diğer mülteciler için de aynı dil kullanılmalı.

Sönmez Efe, İngiltere'de siyasilerin özellikle Afrika ve Orta Doğu'dan gelen düzensiz göçmenlere çok negatif bir yaklaşım sergilediğine dikkat çekti ve şöyle konuştu:

İngiliz halkı, Ukrayna-Rusya savaşı sırasında ülkelerine gelen mülteciler için kenetlendi ve tek yürek oldu. Hatta birçok İngiliz, evinde Ukrayna bayrağı dalgalandırdı. Bu yaklaşım tüm savaş mağduru sığınmacılara ayrım yapılmadan uygulanmalı. Aksi takdirde mülteci politikası ayrımcı olmaya devam eder ki bu da Uluslararası Mülteci Yasası'na ve insan haklarına aykırı bir tutum olur. Bu yalnızca İngiltere için değil, bütün ülkeler için geçerli.