CHP'li İbrahim Kaboğlu'ndan Le Point'e itiraf gibi demeç: HDP merkez parti olacak

14 Mayıs Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekili seçimlerine kısa bir süre kala Batı medyasının ‘yanlı’ haberleri devam ediyor. 7’li koalisyonun Cumhurbaşkanı adayı ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nu alenen destekleyen Batı medyası, iktidara sistematik bir saldırı düzenliyor. Başkan Erdoğan’ı hedef alan haberler yapan Batı medyası, Kılıçdaroğlu’nun itaat açıklamalarına da yer veriyor. Muhalefeti güzelleyen Batı medyasında bu kez CHP’li İbrahim Kaboğlu’nun açıklamaları yer aldı. Le Point’e verdiği demeçte HDP ile yapılan ortaklığı gözler önüne seren Kaboğlu, gündeme bomba gibi düşecek bir itirafta bulundu.

Giriş Tarihi 11 Mayıs 2023, 09:22 Güncelleme 11 Mayıs 2023, 09:31
CHP’li İbrahim Kaboğlu’ndan Le Point’e itiraf gibi demeç: HDP merkez parti olacak

İÇİNDEKİLER

The Economist'in başını çektiği tetikçi Batı medyası sistematik bir şekilde 14 Mayıs seçimlerine müdahale yarışı yürütüyor. Erdoğan düşmanlığını günlerdir üst seviyede gösteren The Economist ile aynı gün kapağına Başkan Erdoğan'ı taşıyarak "Savaş tehditleri, yayılmacılık, Batı nefreti…" ve Erdoğan için "Diğer bir Putin" ifadelerini kullanan Le Point'e konuşan CHP İstanbul Milletvekili İbrahim Kaboğlu, HDP ile ilgili itirafta bulundu.

Türkiye demokrasisine gölge düşürmeyi amaçlayan analizlere Erdoğan nefretini de katarak açık bir algı operasyonu yürüten Batı medyasına bu kez de konuşan CHP İstanbul Milletvekili İbrahim Kaboğlu oldu.

Le Point'te yer alan haberde, Millet ittifakının zafer kazanması halinde, kurumsal bir reform üzerinde çalıştığını yazdı. Müzakereci demokrasinin mekanizmalarını Meclis'e getirmek istediklerini iddia edildi.

Bu kapsamda Guillaume Perrier'in sorularını yanıtlayan ve Anayasa profesörü- CHP İstanbul Milletvekili İbrahim Kaboğlu, HDP ile ortaklığa ilişkin çok konuşulacak bir itirafta bulundu.

Anayasa değişikliğine ilişkin konuşan Kaboğlu, 'Sadece 300 kişi olsak bile bir uzlaşma süreci olabilir. Kapılar bu müzakereler için sonuna kadar açık.' ifadelerini kullandı. HDP ile müzakerelere ilişkin detay verdi.

"HDP MERKEZ PARTİ OLACAK"
Kaboğlu, anayasa reformu sürecinde 'HDP ile müzakere olacak mı?' sorusuna 'Tabii, çünkü HDP merkez parti olacak' şeklinde yanıt verdi. İttifakta HDP'nin 'önemli' bir parti olacağını dile getiren Kaboğlu, 'Onlarla zaten önemli ilişkilerimiz var' dedi.

AKŞENER BİLE BUNUN BİLİNCİNDE

Önce küçük ortaklarını, ardından "milliyetçiyim" diyen İYİ Parti'yi, daha sonra da seçmenini alıştıran Kılıçdaroğlu liderliğindeki ittifakın, HDP olmadan hiçbir şey yapamayacaklarını itiraf eden Kaboğlu, 'Meral Akşener bile bunun bilincinde' ifadelerini kullandı.

10 ARALIK HAREKETİNİN ANAYASA TEKLİFİNİ HAZIRLADI
Skandalın ardından İbrahim Kaboğlu'nun geçmişteki hamleleri de akıllara geldi. Sabah gazetesi yazarı Hilal Kaplan, 2021 yılında kaleme aldığı yazısında CHP'li İbrahim Kaboğlu için şu ifadeleri kullanmıştı:

10 Aralık Hareketi'nin anayasa teklifini hazırlayan ekibin başında malum İbrahim Kaboğlu vardı. Kaboğlu, 10 Aralık Hareketi'nin parçası olarak CHP İstanbul milletvekili ve CHP Anayasa Komisyonu Sözcüsü yapıldı. İYİ Parti'den ayrılan Ümit Özdağ'ın "HDP ile gizli anayasa yaptılar" dediği çalışmanın kilit ismi de Kaboğlu idi. CHP şimdilik "Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı"ndaki çekincelerin kaldırılmasını savunuyor olsa da Kaboğlu liderliğindeki 10 Aralık Hareketi'nin anayasa önerisinde federal devlet yapısına geçilmesine işaret eden merkezi sistemden çıkılması teklifinin yer alması bu bağlamda düşündürücü.

DEMİRTAŞ VE KAVALA SERBEST BIRAKILSIN
Aynı isim "Anayasa'yı ihlal" ile "siyasal veya askeri casusluk" suçlarından yargılanan Osman Kavala ve terör soruşturmalarından cezaevinde bulunan eski HDP Eş Başkanı Selahattin Demirtaş için özgürlük çağrısından da geri kalmamıştı.

CHP, HDP, SP ve İYİ Parti arasında yapılan "Federasyon Anayasası" için yürütülen görüşmelere başkanlık etmesiyle gündeme gelen CHP İstanbul Milletvekili İbrahim Kaboğlu, Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi'nin, Kavala ve Demirtaş'ın serbest bırakılması gerektiğini yinelediğini belirterek "Türkiye, derhal Kavala ve Demirtaş kararlarının gereğini yapmalıdır" demişti.

İşte Kaboğlu'nun skandal açıklamalarının tamamı:
Kesinleşmiş AİHM kararlarının uygulanmasını denetleyen Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi, Türkiye'nin AİHM kararlarını uygulamamak suretiyle Kavala ve Demirtaş'ı hukuka aykırı şekilde hapsettiğini ve kendilerini derhal serbest bırakması gerektiğini yineledi.

Komite, Kavala'nın susturulmak ve diğer insan hakkı savunucularını caydırmak için hapsedildiğini tespit eden AİHM kararına rağmen bırakılmaması sebebiyle; Türkiye hakkında, AİHS madde 46/4'de düzenlenen, devletin kesin karara uymayı reddine ilişkin usule başvurmaya karar verdi.

Komite, Kavala kararında; Türkiye'nin özellikle hakimler kurullarının ve savcıların yapısal bağımsızlıklarına ilişkin Avrupa Konseyi normlarını esas alarak, yargı erkinin tam bağımsızlığı ve tarafsızlığını, -başta yürütmeye karşı- sağlayacak tedbirleri alma çağrısını yineledi. Komite, Demirtaş'ın özgür siyasi tartışmayı engellemek için hapsedildiğine hükmeden AİHM kararının; Anayasa 83/2'de 2016'da yapılan değişikliğin, Demirtaş'ı, konuşmalarına ilişkin yasama dokunulmazlığından öngörülemez şekilde mahrum bırakmasına dayandığını belirtti.

Anayasa değişikliğinin Demirtaş'ın ifade özgürlüğü üzerindeki olumsuz sonuçlarının kaldırılması gereğini belirten komite; Türkiye'ye, Demirtaş'ın derhal bırakılması, hakkındaki mahkumiyetin kaldırılması ve Ankara 22. ACM' ndeki devam eden davanın sonlandırılması çağrısı yaptı. Komite, Demirtaş davasındaki konuyla ilgili olarak alınacak genel tedbirler hakkında Türkiye'nin bir eylem planı iletmesi için verilen sürenin 22 Haziran 2021'de sona erdiğini, Türkiye'ye genel tedbirlere ilişkin bilgi vermesi için 30 Eylüle kadar yeni süre verildiğini belirtti.

Türkiye 1950'de ilk imzacılarından olduğu AİHS hukuk sistemin bir parçasıdır ve AİHM'nin verdiği kesinleşmiş kararlara uymakla yükümlüdür (AİHS, m.46/1). Hal böyleyken; AİHM'yi ötekileştiren siyasi söylemler, Türkiye'nin hukuk devleti niteliğini inkarla eş anlamlıdır.

AİHM'nin Kavala ve Demirtaş kararlarına uymama ısrarı, AKP'nin açıkladığı Yargı Reformu Strateji Belgesi (2019) ve İnsan Hakları Eylem Planı (2021) belgelerinin samimiyetsizliğinin kesin kanıtıdır. İtibar; yoksullaştırılan halkın vergileri sömrülerek yaratılan şatafatın üstünlüğüyle (!) değil, hukukun üstünlüğüyle olur. Türkiye, derhal Kavala ve Demirtaş kararlarının gereğini yapmalıdır.