Böylelikle ilk kez Myanmar ordusu (Tatmadaw) mensupları, Birleşmiş Milletler yetkililerinin soykırım kampanyası olarak niteledikleri Arakanlı Müslümanlara yapılan katliamda yer aldıklarını açıkça itiraf etmiş oldu.
Bu arada, Arakanlı çok sayıda köylü de birbirlerinden bağımsız olarak toplu mezarların yerini doğruladı ve bu yerler askerlerin ifadelerinde işaret ettikleri yerlerle örtüştü. Myanmar hükümetinin defalarca inkar ettiği toplu mezarlar, UCM'deki soruşturmada ve diğer yasal süreçlerde kanıt olarak da değerlendirilebilecek.
New York Times gazetesinin haberine göre, 552. Hafif Piyade Taburu üssünün olduğu bölgenin bitişiğindeki bir köyde yaşayan Arakanlı Müslümanlar, asker Myo Win Tun'u teşhis etti ve bölgedeki iki toplu mezarın yeriyle ilgili detaylı bilgi verdi.
Söz konusu iki asker, gözaltına alınmadı ancak akıbetlerinin ne olacağı henüz açıklanmadı.
GÖRGÜ ŞAHİDİ ROHİNGYALAR VAHŞETİ ANLATTI
Bangladeş'teki kamplarda kalan Arakanlı Müslümanlardan Basha Miya, anneannesinin öldürülerek bu toplu mezarlardan birine Thin Ga Net köyünden 16 kişiyle atıldığını söyledi. Thin Ga Net, Myanmarlı askerler tarafından daha sonra yakılarak haritadan silindi.
Miya, anneannesini hatırladığında zaman zaman ağladığını ve ona uygun bir cenaze töreni yapamadığı için kötü hissettiğini dile getirdi.
Arakanlı görgü şahitleri, askerlerin, cesetleri toplu mezarlara attıktan sonra üstlerini kapatmak için buldozer getirdiklerini anlattı.
Zin Paing Nyar köyünden Bashir Ahmed de askerlerin 26 Ağustos 2017'de köylerine geldiğini ve önlerine çıkan herkese ateş açtıklarını söyledi.
Ahmed, "Evlerimiz yaktılar. Geriye hiçbir şey kalmadı." dedi.
"BİRAZ ADALET, KİMSEYE ADALET SAĞLANAMAMASINDAN İYİDİR"
Merkezi Bangkok'ta bulunan insan hakları örgütü Fortify Rights'ın Başkanı Matthew Smith, bunun Arakanlı Müslümanlar ve adalet için çabalayan Myanmar halkı için muazzam bir an olduğunu söyledi.
Smith, bu askerlerin UCM'de, Myanmar'dan ilk suçlular ve içeriden ilk tanıklar olabileceğini dile getirdi.
UCM'de Arakanlı Müslümanlarla ilgili soruşturmada Bangladeş'e danışmanlık yapan Kanada'daki McGill Üniversitesi Uluslararası Hukuk Uzmanı Payam Akhavan, Myanmar'da bulunan 600 bin Rohingya'nın da benzer bir vahşete maruz kalmaması için iki askerin hesap vermesi gerektiğini vurguladı.
Akhavan, "Cezasız bırakmak seçenek değildir. Biraz adalet, kimseye adalet sağlanamamasından iyidir." dedi.
Buthidaung ve Maungdaw'da Ağustos 2017'de, 353 ve 565 Hafif Piyade Taburları "temizlik operasyonları"nı yürütmüştü.
ARAKANLI MÜSLÜMANLARA ETNİK TEMİZLİK
Arakan'da 2012'de Budistler ile Müslümanlar arasında çatışmalar çıkmış, olaylarda çoğu Müslüman binlerce kişi katledilmiş, yüzlerce ev ve iş yeri ateşe verilmişti.
Arakan'daki sınır karakollarına 25 Ağustos 2017'de düzenlenen eş zamanlı saldırıları gerekçe gösteren Myanmar ordusu ve Budist milliyetçiler, kitlesel şiddet eylemleri başlatmıştı.
Ontario Uluslararası Kalkınma Ajansının Ağustos 2018'de yayımladığı rapora göre, 25 Ağustos 2017'den bu yana en az 24 bin Arakanlı Müslüman, Myanmar ordusu tarafından öldürüldü. Askerler 34 bin Arakanlı Müslüman'ı ateşe atarken, 114 bin Rohingya'yı da darbetti.
Rapora göre, ordu mensupları 18 bin kadına tecavüz etti.
Uluslararası insan hakları kuruluşları, yayımladıkları uydu görüntüleriyle yüzlerce köyün yok edildiğini kanıtladı.
Birleşmiş Milletler ve uluslararası insan hakları örgütleri, Arakanlı Müslümanlara yönelik şiddeti "etnik temizlik" ya da "soykırım" olarak adlandırıyor.