İsrail ordusunun eski araştırma direktörü Amos Gilad da Knipp'le aynı fikirde. Anlaşmanın çökmesi halinde İran'ın nükleer çalışmalarını denetlemenin zorlaşacağını belirten Gilad, "Amerikalılar anlaşmadan çekileceklerse, o zaman alternatif geliştirmelidirler. Ama ben alternatifleri olduğunu sanmıyorum" dedi.
Suriye, Irak ve Lübnan'da askeri güçleri bulunan İran, halihazırda Ortadoğu'da Suudi Arabistan'la tutuştuğu bilek güreşini büyük ölçüde kazanmış durumda. Knipp'e göre, anlaşma feshedildiği takdirde İran bu girişimlerini çok daha radikal bir biçimde sürdürebilir ve kutuplaşmanın sonu ABD ile savaşmaya kadar uzanabilir. Bu ihtimali Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Almanya'da yayımlanan haftalık haber dergisi Der Spiegel'e verdiği mülakatta dile getirmişti.
En kötü senaryolardan biri, Trump'ın İran'ın ticari ilişkilerine uluslararası ambargo ilan etmesi. Obama döneminde nükleer anlaşmanın baş koordinatörlüğünü yapan Jarret Blanc, Al Monitor adlı internet dergisine yaptığı açıklamada, 'İran ile bu ülkenin dış ticari ilişkilerinde rol oynayan bankaların da yaptırım kapsamına alınması, Avrupa'da 'benzeri görülmemiş düşmanca davranış' olarak algılanabilir' diyor.
Bir diğer kötü senaryo ise, İran'daki tutuklu Amerikalıların durumu. Tam sayıları bilinmiyor. Washington Post, iplerin kopması halinde zaten varla yok arasındaki ABD-İran diyaloğunun tamamen kesilebileceğini, tutukluların da evlerine dönme ihtimalinin ortadan kalkacağını yazdı. ABD tarafı tutukluların salıverilmesi için herhangi bir girişimde bulunmuyor. Washington Post'a göre Amerikalı tutukluları İran'da bırakma kararı, Trump'ın siyasi kariyerindeki en büyük başarısızlıkları arasına girecek.
2015'te imza konulan tarihi anlaşmada ABD ve İran'ın yanı sıra P5+1 olarak bilinen Çin, Rusya, Almanya, İngiltere ve Almanya da vardı.