Kaddafi Venezuela'ya mı kaçtı?

Libya lideri Muammer Kaddafi'nin son kalesi Trablus'ta çatışmalar sürerken, Kaddafi'nin Venezuela'ya kaçtığı öne sürülüyor.

Giriş Tarihi 21 Şubat 2011, 00:00 Güncelleme 21 Şubat 2011, 11:12
Kaddafi Venezuela’ya mı kaçtı?

İÇİNDEKİLER

Libya lideri Muammer Kaddafi'nin oğlu Seyfülislam Kaddafi, isyancıların silahları ele geçirdiklerini ve Bingazi kentinde sivillerin kullandığı tankların dolaştığını söyledi.

Seyfülislam Kaddafi, televizyondan yayınlanan konuşmasında, isyancıların silah ele geçirdiklerini ve onbinlerce kişinin Trablus'a gelmekte olduğunu belirterek, "Şu anda Bingazi'de sivillerin kullandığı tanklar dolaşıyor. El Bayda'da insanların tüfekleri var ve birçok silah deposu yağmalandı. Bizim silahlarımız var, ordunun silahları var, Libya'yı yıkmak isteyenlerin silahları var" dedi.

Libya ordusunun şimdi asayişi sağlamak için temel bir rolü bulunduğunu, çünkü sözkonusu olanın Libya'nın birliği ve istikrarı olduğunu söyleyen Kaddafi, "Libya bir yol ayrımında. İster bugün reformlar konusunda anlaşalım, ister binlere değil, ölen 84 kişiye ağlamayalım, tüm Libya kan gölüne döner. Libya, Mısır veya Tunus değil. Libya ordusu büyük rol oynayacak, Tunus veya Mısır ordusu değil. Muammer Kaddafi, Zeynelabidin Bin Ali değil, Mübarek değil. Libya'dan bir parmak yer vermeyiz. Libya'da yaşayacak, Libya'da öleceğiz" diye konuştu.

Bu arada, teyit edilemeyen bazı bilgilere göre, olayların başlamasından bu yana hiçbir açıklama yapmayan Libya lideri Muammer Kaddafi, dün gece ülkeyi terketti.

Kaddafi Venezuela'ya mı kaçtı?

Libya lideri Muammer Kaddafi'nin son kalesi Trablus'ta çatışmalar sürerken, Kaddafi'nin Venezuela'ya kaçtığı öne sürülüyor. Geçtiğimiz yıl Libya'ya ziyaret düzenleyen Venezuela Lideri Hugo Chavez'in adı daha önce Bingazi'deki bir stadyuma da verilmişti. Kaddafi de 2009'da Venezuela'daki bir zirveye katılmıştı.

Altı gündür devam eden gösterilerde başkent Trablus dışındaki kentlerin büyük çoğunluğu göstericilerin kontrolünde bulunuyor. Kaddafi iktidarda kalabilmek için başta Çad olmak üzere bazı Afrika ülkelerinden gangsterler getirtmişti.

Dün gece televizyonda bir konuşma yapan Kaddafi'nin oğlu ve tahtının varisi Seyfül İslam, ülkenin kan gölüne dönüşeceği uyarısında bulunmuş ve kanlarının son damlasına kadar direneceklerini söylemişti.

Tunus ve Mısır'a göre demokrasi yanlılarına karşı daha kanlı bir direniş sergileyen Kaddafi 42 yıllık iktidarı boyunca ilk kez bu kadar büyük direnişle karşılaşıyor.

Başta ülkenin ikinci büyük kenti Bingazi olmak üzere devam eden gösterilerde en az 230 kişinin hayatını kaybettiği tahmin ediliyor. Ancak katliam yapıldığını belirten göstericiler bu rakamdan daha fazla insanın öldüğünü belirtiyor.

Başkentin sokaklarında otomatik silah seslerinin geldiği ve pek çok noktada güvenlik güçlerinin göstericilere karşı göz yaşartıcı bomba kullanmaya başladığı ifade ediliyor.

Sayıları hızla büyüyen göstericilerin başkentin ünlü Yeşil Meydanı'na doğru yürüyüşe geçtikleri ve meydana girmeye çalıştıkları öne sürülüyor. Yol üzerindeki Kaddafi posterlerinin bulunduğu bilboardların da parçalandığı ve göstericilerin ana hedefinin ise Kaddafi'nin karargahı belirtiliyor.

Göstericilere ateş etmek istemeyen çok sayıda polis ve askerin de karşı saflara geçmesi de dikkat çekiyor.

Bu arada katliam yapılan Bingazi'deki güvenlik güçlerinin bizzat Kaddafi'nin iki oğlu Hamis ve Saadi tarafından yönetildikleri ancak gösterileri bastırmakta başarısız oldukları da öne sürülüyor.

Londra'da yayınlanan Şarkul Avsat gazetesine bilgi veren Kaddafi'ye yakın kaynaklar, Libya lideri ve ailesinin görevi bırakmak yerine ölmeyi tercih ettiklerini yazdı.

Kaddafi bizzat ordu ve güvenlik birimlerine emir vererek, cenaze törenlerine katılan halkın üzerine dahi ateş açtırmış, bu hareket kalabalıkların daha da kontrolden çıkmasına sebep olmuştu.

Kaddafi'nin izlediği kanlı politika Libya'nın Arap Birliği temsilcisi ve Çin Büyükelçisi'nin de istifa etmesine sebep oldu. Libya'nın doğusundaki kabilelerden biri ise saldırıların durmaması halinde bölgeden yapılan petrol ihracatının durdurulacağı tehdidinde bulundu.

Bir zamanlar ABD'nin teröre destek veren ülkeler listesinde yer alan Libya, 1988 yılındaki Lockerbie faciasındaki sorumluluğunu kabul ederek milyarlarca dolar tazminat ödemiş, ardından da Batılı ülkeler bu ülkenin yer altı kaynaklarını paylaşmaya başlamıştı.