Resmen dünyanın ciğerleri yanıyor, herkes izliyor.
Kim yakıyor, neden yakıyor, ne amaçla yakıyor?
Büyük bir savaşın veremeyeceği zarar verilmekte. Akıl dışı saldırılar bunlar. Belli ki hesap var!
Birinde 50 bin diğerinde 70 bin ayrı noktada yangın çıkıyorsa artık bu SAVAŞ HALİDİR! Operasyonun çok ama çok ötesindedir!
Kongo, yüzölçümünün 5'te ikisini kiraya verdi. Bunun büyük bölümü ise Çinli şirketlere kiralandı. Kongo Havzası'nın yanması, 5.1 milyon hektarlık Çin arazisinin işlevini kaybetmesi anlamına geliyor.
Bu da Çin'in başta İpek Yolu projesi olmak üzere, kobalt, petrol ve altın madenleriyle ilgili gelecek planlarının büyük yara almasına neden oluyor.
Yani Çin devletinin CAN DAMARI niteliğindeki Kongo'daki arazi, Kongo Havzası'nın yanmasıyla birlikte siyah dumanlar Pekin'i sarmış durumda!
Çin, Kongo'yu aynı Hong Kong gibi görüyordu.
Kelimelerin benzerliği de Çin için çok önemliydi belki.
Ayrıca Amazon ve Kongo Havzası'nın yanmasıyla birlikte Küresel ısınmanın artacağı bu durumun da Çin'e yıllık 370 milyar dolarlık bir ek maliyet getireceğini düşünürsek, yangınların hedefinde Çin Halk Cumhuriyeti'nin olduğu gayet açık.
Çin, Kongo'da askeri üs kurdu. 6 bin Çin askeri Kongo'da. Önümüzdeki 3 yıl içinde Çin, asker sayısını 20 bine çıkartmayı planlıyordu.
Ancak bu konuda geç kaldığını görüyoruz. Çin, Lityum-iyon pillerin tek hammaddesi olarak adlandırılan Kobalt'ın Kongo'daki tüm haklarını kiraladığı araziyle almasıyla birlikte, hibrit ve elektrikli otomobillerin üretimini de kendine bağlayacaktı.
Büyük güç olacaktı.
Dünya kobalt üretiminin yüzde 63'ü, Kongo'da çıkartılıyor.
Yani Çinliler tarafından çıkartılıyor. Ama binlerce çocuk kullanılıyor.
Çoğu elle çıkarıldığı için 4 YAŞINDAKİ ÇOCUKLAR bile görev alıyor. Dünyada kanıtlanmış kobalt madeninin yüzde 53'ü Kongo'nun sahip olduğu toprakların altında bulunuyor. Çinliler'in kiraladığı arazideki kobalt, gelecek 20 yıl için vazgeçilmez özellikte bir maden.
Kobalt konusunda ikinci merkez 1.5 milyon ton rezervle Avustralya. O ülke de İngiltere'nin emrinde olduğu için ABD, köşeye sıkışmış durumda. Tüm Amerikan otomobil şirketleri arka arkaya iflas etmeye başlayabilir. Çin, Amazon ormanları ateşe verildiğinde asıl hedefin kendisi olacağını anlamamıştı.
Ancak Kongo Havzası, yakılınca Çin'de panik başladı.
Çünkü bu durum ABD'nin ek yüzde 10 vergisiyle ölçülemeyecek kadar büyük bir darbeydi.
Hem Kobalt hem de küresel ısınma Çin'i bir anda kaos içinde yaşayan bir ülke konumuna getirebilir. Nüfusu 1.5 milyar kişi civarında olan Çin, diğer ülkeler gibi kısa vadeli çözümler üretme şansına da sahip değil.
Çünkü Çin üretmek zorunda.
Üretimin yüzde 1 yavaşlaması, ülkede kriz nedenidir. Kongo Havzası'nın yanması, ülkedeki ekonomik krizi çok derin hissettirecek. Çin'in devlet markası Huawei'nin kullandığı Kobalt madeninin yüzde 99'unun Kongo'dan geldiğini de hatırlatmakta fayda var.
Çin'in uluslararası arenadaki en önemli şirketlerinden biri olan Huawei, yazılımlarla bitirilemedi belki. Belki de Washington bitirmek istemedi.
Ancak Kongo Havzası'nın ateşe verilmesi, Kobalt'ın yer altından çıkartılmasını da engelleyecek.
ORMANLA ATEŞLE
Washington elindeki en büyük kozu kullandı. Kongo devleti, Kobalt anlaşmalarının yeniden gözden geçirilmesini istiyor.
Elbette bu Washington'ın ağır baskısının bir sonucu.
Kongo Havzası'nın yanması da Kongo Devleti'ne sert bir uyarı.
Orman yangınlarından hemen başka bir paranteze geçelim… Çünkü çok anlamlı ve derin! Sanırım geçtiğimiz yıldı. DAVOS çok önemli isimlere ev sahipliği yapmıştı.
Benim aklımda kalan Cüneyt Zapsu'nun sözleri olmuştu… hatırlayalım… "Dünya Ekonomik Forum siyasi bir sirk değil sadece.
90'ların başında ilk geldiğimde kök hücre konuşuluyordu, 15 sene sonra dünya konuşulmaya başlandı… Bu sene dikkatimi çeken, beni de rahatsız eden bir konu… Prof. Harari'nin oturumuna girdim, bazı notlar aldım… Çok değil, 15-20 yıl sonra insanların bambaşka bir cins haline gelme durumu var. Şu an son insan jenerasyonu… Bizden sonraki jenerasyon bağımsız olarak yaşayamayacaklar… Küçük bir ELİT GRUP idare edecek insanlığı, sadece memleketleri değil… Bağımsız düşüncelerini kaybetmiş bir insanlıktan bahsediyoruz… Beynimiz hacklenmeye başlandı bile.
Beyin dalgaları bir takım biyometrik sensörlerle ölçülmeye başlandı. Bunlar elektrik akımına çevrilerek analiz edilmeye başlandı.
Sizin ne düşüneceğinizi, birini gördüğünüz an nasıl reaksiyon vereceğinizi anlamaya başladılar… Kurtulmanın imkânı yok. Siz akıllı telefon kullanmasanız bile yanınızdaki kullanıyor. Veriler ışık hızıyla depolanıyor…Bundan sonra, bu biyoteknolojinin sahipleri bizi yönlendirecekler. Ne yiyeceksin, ne içeceksin…" PKK'da, YPG'de, Trump'a Rusya soruşturması açılması da, dijital paranın hazırlanması da, Rusya'dan S-400 alınması da, Brexit'le Avrupa'nın dağıtılmak istenmesi de, Boris Johnson'un göreve gelmesi de, Epsetin'in cezaevinde öldürülmesi de, sahip olduğu kayıtların yeni sahibini beklemesi de AMAZON VE KONGO YANGINLARIYLA YAKINDAN İLİNTİLİ…
İki ülkede 120 binden fazla nokta uçaktan atılan ateş toplarıyla yakılıyorsa bu savaştan öte bir şeydir.
Ve herkes tüm insanoğlu bunun faturasını ödeyecektir.
Birileri çıldırmış durumda sanki… Tarih boyunca hiçbir savaş hiç böyle olmamıştı.
Bakalım daha neler göreceğiz…
NOT: Davos'ta söylenen "Çok değil, 15-20 yıl sonra insanların bambaşka bir cins haline gelme durumu var" sözünü hiç ama hiç unutmayın… Ve uyanık olun. Operasyon çoktan başladı çünkü…
