Ergün Diler

ERGÜN DİLER

Tarihi 12 Kasım 2015

Yeraltı savaşı

AK PARTİ kısa süre içinde oluşup iktidara yürüdü. Haliyle genç bir hareketin içine SIZMAK hiç zor olmadı. Erdoğan, başından beri rakiplerini kendi liderliğini yaptığı hareketin içinde gördü.
Aslında yalnızdı! En yakınında bulunup karşısında olanlar vardı.
Zamanla ortaya çıktı.
Erdoğan hem bunlarla, hem muhalefetle hem de dışarısıyla mücadele etti.
Etmek zorunda kaldı...
Erdoğan İKTİDARI ülkenin içine taşımak istedikçe saldırı arttı! "Kontrol Ankara'ya geçsin" diye uğraştıkça, yakından uzaktan geldiler. Kavga buydu!
İstanbul sermayesi, Boğaz sakinleri, CHP, MHP, HDP, Soroslar, Alatonlar, Fullerler, Benensonlar, merkez medya ve paralel yapı saldırdı. Kimi düşük tonda, kimi yüksek... İlk su kaynatan Paralel Yapı oldu. Bu yapının başında Pensilvanya'daki kişi vardı. Herkes dünya çapındaki operasyonları bu isme bağlıyordu.
Bu kadar para, bu kadar okul, bu kadar toplantı, bu kadar atama, bu kadar terfi, bu kadar operasyon, bu kadar kumpas asla ve kat'a tek başına o zatın yapacağı iş değildi. Kendisini oraya çekenler, onu TABELA olarak kullanmaya başladı...
Ergenekon, Balyoz, Odatv, Devrimci Karargah, Amirallere Suikast, İzmir Fuhuş ve Casusluk, Şike, Atabeyler, Sauna çetesi, AK Parti'yi ve Gülen'i Bitirme Planı'nı tek bir kişi örgütleyip yönetemezdi!
Bir karargah olmalıydı! Binlerce tape, takip notu, kayıt tek bir kişinin yöneteceği bir organizasyon olamazdı. DEĞİLDİ!
OYUN BÜYÜKTÜ...
Geçtiğimiz günlerde para sihirbazı Soros İstanbul'a geldi.
Soros PARANIN GÜCÜYDÜ. Trilyonlarca dolara hükmeden aileler adına hareket ediyordu. Kendisine, Macaristan'dayken sahip çıkıp Londra'ya getirenler ve ardından da New York'a yollayanlar vardı.
Soros, para, faiz, bono, tahvil, change, exchange, borsa, endeks demekti... Sanal ortamda BOL SIFIRLI rakamların transferi demekti... Soros, Amerika'nın içinde kendi devletine rağmen oluşan güç demekti. Kendi devletiyle mücadele ediyorlardı. Bir ayağı, bir eli ve aklının yarısı Avrupa'daydı.
Zaten Soros'a dikkat edin, devamlı olarak içinde AVRUPA'nın geçtiği çözümler üretir. ABD vatandaşı neden devamlı Avrupa adına konuşmaktaydı! İlginç... Soros, arkadaşı İshak Alaton'un 88. doğum günü nedeniyle İstanbul'da bulunuyordu. G-20 zirvesi için Türkiye'ye gelecek olan Obama'dan önce... Aslında Soros ve arkasındaki güç ile Obama savaşıyordu. Kimi zaman ABD devleti kimi zaman da parayı elinde tutanlar kazanıyordu.
Bu iki gücün de var olabilmesi için ORTADOĞU'da kendi istedikleri sistemi kurmaları gerekiyordu.
Soros ve ekibi DEVLETLERİ küçülterek, bölerek, sınırları kaldırarak para ve malların, özgürce dolaşımını istiyordu. Kanunlardan, sınırlardan pek hoşlanmıyorlardı.
Küçük bir azınlığın mutlu olacağı bir dünya hayal ediyorlar ve Kafkasya ile Ortadoğu'da at oynatıyorlardı.
Kadife devrimler, turuncu devrimler bu nedenleydi. Dünya petrollerinin ve gazının yüzde 70'inin olduğu bölgeyi kimseye bırakmak istemiyorlardı. Peki SOROS ve ekibi bunun için ne yapmalıydı?
Basit! Türkiye'yi içeriden ele geçirmeliydi!
HDP'den merkez medyaya, CHP'den Soros'a ve oradan da Paralel Yapı'ya kadar uzanan HAT bu nedenle iş başındaydı...
Türkiye'yi içeriden kemirip ayakta duramayacak hale getirecekler, sonra da kendi kadrolarıyla çullanacaklardı. Küçülen, eksilen, azalan bir Türkiye, sadece onların işine yarıyordu. Amerika istese de istemese de BÜYÜK TÜRKİYE ile çalışmak zorundaydı.
ABD'nin kendi içinden çıkan ekip, Avrupa ile ellerini buluşturup Ortadoğu'da YERALTI SAVAŞI yapıyordu. Savaşlara bombalara karşı oldukları için KİRALIK KAMİKAZELERLE gidiyorlardı!
Savcı, hakim, polis, asker ya da bürokrat gibi... AK PARTİ'de Erdoğan'a rağmen değişik oluşumlar vardı.
Yukarıdaki İTTİFAKA uygun profiller barındırıyordu. Ama kendilerini saklıyorlardı.
Türkiye ve Erdoğan'ın mücadele ettiği yapı sıradan bir organizasyon değildi!
Deniz Baykal ve kaset olayı...
Çekenler artık belli. Deniz Bey'in peşine düşenler kayıt yapanlardı. İşlem tamamlandıktan sonra Deniz Bey'e cemaatin imamlarından biri elinde kasetle gitti ve bunları paylaştı. "Biz yapmadık. Elimize böyle bir kaset verildi" demenin en güzel yöntemi buydu. Daha sonra VARAN 2 ve VARAN 3'le kendisi kontrol altına alındı.
Tasfiye edildi! Baykal kırgın değildi!
Giderken bile Pensilvanya'ya teşekkür ediyordu!
Peki yerine kim geldi?
SOROS'un ekibinde olan Kemal Bey... Deniz Bey'in görüntülerinin daha sonra DEVLETE ulaştırıldığı söylendi.
Kravatlarına kamera takan polisler, hem kaseti getiriyor hem de izleyenleri çekiyordu... Aslında ortada "iyi polis" diye dolaşanlar, bir KASETLE hem Baykal'dan hem de AK Parti'den kurtulmak istiyorlardı. "KASET AK PARTİ'nin İŞİ" algısını oturtmak istiyorlardı...
Askerler için de bunlar geçerliydi.
En çok korktukları isimleri takiple, dinlemeyle, yalan belgeyle, sahte imzayla, kayıtla dize getiriyorlardı...
Ve operasyonlarının sonunda ne hikmetse ULUSALCI dediğimiz, VATANSEVER dediğimiz isimler gidiyordu! Silivri'ye doldurulan insanların tek ortak özellikleri vardı!
Yaptıkları her şey KÖTÜYDÜ ve bunlar ASKERDİ! Yani ORDU üzerine ŞAL atmak ve operasyona hazır hale getirmek istiyorlardı...
İçeride yenilen DEVLET ve ORDU dışarıda rol alamazdı.
Bölgede haritaların değişeceğini bizim gibi onlar da biliyordu! Türk devleti sahneye çıktığı zaman operasyonları yarım kalacaktı.
Kürtler'e ayrı devlet ya da özerklik olmazsa olmazlarıydı. Bölgedeki bütün farklı unsurları ayağa kaldırıp birleşmelerinin önüne geçmek istiyorlardı. Küçük küçük parçalara basarak büyük oyunu götürmek amacını taşıyorlardı. Tek ve büyük Türkiye bunun önündeki engeldi.
Erdoğan ise en büyük sorunları!
Bu nedenle KUMPASLARLA AK PARTİ'yi devletten koparıp kendilerine bağlamak istediler.
Yalan dolanla bunu bir süre yaptılar.
Ancak sonra takılıp düştüler. Kürt meselesinde TÜRK DEVLETİNİ kenarda bırakmak istediler.
Demirtaş bunun sonucuydu!
Kürtler'in liderliğini Öcalan'dan alıp Demirtaş'a vermek istediler.
Öcalan'ı sevmedikleri, Demirtaş'ı ise sevdikleri için değil... Bölge politikalarına uygun lider arıyorlardı.
Oslo'nun sızması (Sabri Ok'u yıllar öncesinden izliyorlardı. Oslo'da masada o vardı), 7 Şubat krizi ve 17-25 Aralık, DEVLETİ budayıp Kürt meselesini tamamen ele geçirmek içindi... Erdoğan'ın tasfiyesi içindi...
Devlet Bey için "MHP'nin Gorbaçov'u" diyorlardı. 10 MHP'li vekil kasetle gidince herkes koltuğa yapıştı ve denileni yaptı. Deniz Bey de benzer yolla gitmişti. HDP zaten onlarındı! Karşılarında sadece Erdoğan vardı. Yanındaki bazı isimler zaten kendilerine bağlıydı.
En sonunda Erdoğan'ı indirecekler ve operasyonu tamamlayacaklardı.
Herkes operasyonları Pensilvanya'nın yaptığını düşünürken SÜRPRİZ İSİM GELİP DEVLETİN BAŞINA geçecekti. Kullanılanlar finalde olmayacaktı. Ama bunu göremeden budandılar! Rol dağılımında Boğaz sermayesi ve medyası başroldeydi!
Bu nedenle ANANASLAR gelip gidiyordu!
Bu onların planıydı! Bir de Allah'ın planı vardı! 1 Kasım'da hepsi yıkılıp gitti! Millet YÜZDE 49.5'la Erdoğan'ın yanında oldu. BAYRAĞIN etrafında toplandı!
Yabancılar kaçtı!
Şimdi mi? Operasyonla çöktüremedikleri DEVLETİ izleyeceksiniz! Gururla... Yakında!