Ekrem Kızıltaş

EKREM KIZILTAŞ

Tarihi 3 Temmuz 2021

‘Dostları’ çok kızmış olmalı…

Kemal Kılıçdaroğlu ve Meral Akşener'in Kanal İstanbul'la ilgilenen kuruluşlara ve hatta devletlere yönelik tehditleri, düşündürücü.

Proje ile alakalı herhangi ciddi bir fikirleri olmadığı anlaşılan Kılıçdaroğlu ve Akşener'in öfkeli halleri, dostlarının Kanal İstanbul ile alakalı baskılarının arttığını gösteriyor.

Devlet ciddiyetinden mahrum iki genel başkan ve dostları, Kanal İstanbul'u engellemek için savrulan bu tehditlerin karşılığı olmadığını biliyorlar oysa...

Önleyebilmek için öncelikle iktidar olmaları gerekir ki, bu konuda herhangi bir ümitleri yok. Durum, tam da 'aç tavuk ve darı ambarı' hikayesindeki gibi. Yapmakla alakalı tek cümle bile kurmayan ve sürekli olarak yıkmaktan bahsedenlere milletimizin teveccüh göstermeyeceği, tarihen sabit.

Yap-İşlet-Devret mantığı ile yapılacak projede ödeme yapmamak diye bir şeyin söz konusu bile olmayacağı, bir başka husus.

Kanal İstanbul'un yapılmasını -her nedense- kesinlikle istemeyenler, projenin ilk kazmasının vurulduğunun ve devamının geleceğinin farkındalar.

Emekli diplomatlar, emekli amiraller ve varlığını Kanal İstanbul karşıtlığı ile anlamlandıran İBB Başkanı Kanal'ı engellemekte yeterli olmadı. Kılıçdaroğlu ve Akşener'in daha aktif olarak devreye girmeleri de, dostlarını memnun etmek için.

İki genel başkanın da yalanlar üzerinden oluşturulan algılarla sadece kendi kitlelerini tatmine çalışmaları, alışılmış bir durum. Şimdi hesapsız tehditlere başlamaları, kendilerini aşmaya mecbur kaldıklarına işaret.

Kanal İstanbul üzerinden tehditler savuran ikili, bir türlü öğrenemedikleri muhalefeti bu konuda da yüzlerine gözlerine bulaştırıyor. Dışarıdaki dostlarının talebi ile karşı çıktıklarını çocukların bile bildiği Kanal İstanbul'a karşı çıkışları ile alakalı tek bir objektif sebep bile söyleyemiyorlar.

Meral Akşener'in 15 Temmuz'dan kısa bir süre önce 'Başbakan olacağım' dediği düşünülünce, Cumhurbaşkanımıza 'sömürge valisi' deme cüretinin arka planı da ortaya çıkıyor. 'Sömürge valisi' tabiri, darbe teşvikçilerinin başbakanı olmaya niyetlenen birisine daha çok yakışır herhalde.

Telaffuz bile etmemeleri gereken şeyler söyleyen iki genel başkan da, 'devlette devamlılık' diye bir şey olduğunu biliyorlar aslında.

Parlamenter Sistem artık geride kaldı. O sistemde denge ve denetleme mekanizması diye yutturulan engelleme mekanizmaları şimdi olmadığı için, son şanslarına başvurup anlamsız tehditler savuruyorlar…

Keskin sirke küpüne zarar verir halbuki…