Ekrem Kızıltaş

EKREM KIZILTAŞ

Tarihi 12 Şubat 2018

Kitaplarda yeri yok...

ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Korgeneral H.R. McMaster'in ardından Dışişleri Bakanı Rex Tillerson da bugünlerde ülkemizde olacak.
McMaster ile Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreter Yardımcısı Büyükelçi İbrahim Kalın arasında yapılan görüşme sonrası yapılan resmi açıklamanın özeti şu: "Müttefik iki ülke arasında ikili ilişkileri olumsuz etkileyen konular detaylı bir biçimde ele alınmış ve terörizmin her çeşidiyle ortak mücadele geliştirilmesinin yolları araştırılmıştır."
Resmi açıklamada yer almasa da, ABD'den ülkemize gelenlerin ve geleceklerin istedikleri malum. Afrin'e yönelik Zeytin Dalı Harekatı'nın zaman ve mekan olarak sınırlı tutulması talepleri ve Menbiç konusundaki kaygıları.
Bölgede Suriye merkezli yaşananlara bakış ABD açısından karmaşık olsa da, Türkiye açısından çok net.
ABD, başlangıçta gerektiği gibi müdahil olsa durdurabileceği bir kaosu kendi lehine çevirebilmenin peşinde. Bunu nasıl sağlayabileceklerini kendilerinin de bilmiyor olmaları, işin ilgi çekici tarafı.
Suriye'nin kuzeyinde oluşturacağı bir terör koridoru ABD'nin çok işine yarayacak belli ki. Böylelikle kontrolü altında alternatif bir enerji nakil hattına sahip olacak öncelikle. Türkiye'nin bölge ile münasebetlerine fiziki engel oluşturduğu gibi Rusya ve İran'a karşı da avantaj elde etmiş olacak...
ABD'nin hesapları arasında, '2. İsrail' olarak ta değerlendirilen böyle bir koridorun İsrail'e sağlayacağı faydalar da vardır muhakkak...
Böyle bir koridora Türkiye'nin kesinlikle müsaade etmeyeceği, ABD'lilerin işin başlangıcında yaptıkları en önemli hesap hatası.
Yıllar önce ve galiba eski Türkiye gerçekleri üzerinden yaptıkları hesap sahada işlemiyor şimdi.
Eski Türkiye alışkanlıkları terk edilmeye başlandıktan sonra başımıza gelen melanetlerin biraz da bu palanların uygulanmasına yönelik adımlar olduğunu farz etmek, mübalağalı değil.

​GERİSİ TEFERRUAT...
Her birisi Türkiye'yi teslim alma ya da hiç değilse zayıflatmaya yönelik girişimler olan 7 Şubat, Gezi Olayları, 17- 25 Aralık ve 15 Temmuz; bölge ile ilgili planlara karşı çıkmak bir yana yardımcı olacak bir Türkiye oluşturmak içindi büyük ihtimalle...
Doğrudan ciddi zararlar gören ve görecek olan Türkiye yanında Suriye'nin kuzeyinde bir koridor meselesine Rusya ve İran'ın da sıcak bakmadığı açık. ABD sadece NATO müttefiki Türkiye'ye değil, bölgede teröre karşı oluşturulan koalisyondaki ortaklarından Rusya'ya ve diğerlerine de kazık atma peşinde yani.
Bütün tartışmaların ötesindeki en önemli husus ise şu: ABD'nin yapmaya çalıştığı şeyin herhangi bir kitapta yeri yok!..
NATO ülkesi Türkiye'nin güney sınırlarının önemlice bir bölümünü tehdit etmesi bir yana, Suriye'nin kuzeyinde oluşturulup Suriye'ye de ait olmayacak bir ordunun bilinen dillerin hiç birisinde izahı yapılamaz çünkü...
Suriye ile ilgili gelişmelerin karmaşıklığının bir kısmı böyle. Ama bütün bu karmaşıklık yanında, Türkiye işin basit gerçeğine bakarak hareket ediyor şükür ki...
Ülkemizin artık bıçak kemiğe dayanmaya başlayınca yaptığı şey, işin temeli ile ilgili. 'Sınırlarımda bir terör yapılanması oluşturmanıza müsaade etmem' diyor ve gerekeni yapıyor Türkiye.
Gelecekle ilgili muhtemel sıkıntılar bir yana, halen ülkemize yönelik can kayıplarına sebep olan saldırılar söz konusu ise yapılacak olan budur.
Biri gelip öbürü gitse de, görüşmelerle ilgili muhtemel netice: ABD'lilerin söylediklerinin bir kulaktan girip öbüründen çıkacağıdır. İster yalvarsınlar, ister tehdit etsinler... Ne yaparlarsa yapsınlar netice değişmeyecektir...
Mesele memleketse gerisi teferruattır!..