Bu yazıma bir atasözüyle başlamak istiyorum, maçı özetleyen: "Korkunun ecele faydası yok." Açık söyleyeyim, iki teknik adam da korkmuş rakipten. Hamza Hamzaoğlu'nun daha Florya'dayken ödü kopmuş. Fenerbahçe'de de Vitor Pereira son yarım saatte bu hisse kapılıp korkusuyla puanı hediye etti, adeta davetiye çıkardı.
YANLIŞ OYUNCU TERCİHLERİ
Son bölümde Pereira'nın tercih ettiği oyunculara bakalım. Souza kaleye gider mi? Gitmez. Topal gider mi? Yorulmuş Nani, Markovic gider mi? Bunlar da gitmez. Yanlışlıklarla dolu, psikolojik olarak zor durumdaki bir Galatasaray son 20-30 dakikada bunun farkına vardı. Galatasaray oyuncusu dönüyor, giren oyuncuya bakıyor: Fernandao. Fernandao takım yüklenirken kullanılabilecek bir oyuncu. Hamza hoca belki de riski almak istemezken riski zorla Pereira aldırdı. Galatasaray savunma oyuncuları da dedi ki "Bu Fernandao'yu boş bıraksam ne olur? Risk alayım."
Fenerbahçeli dönüp bakıyor, Diego çıkıyor. Der ki hoca beraberliği düşünüyor, şöyle biraz geriye döneyim.
"TARAFTARLARIYLA İTE KAKA ATAR"
Çok kuvvetli oyunculardan oluşmuyor Galatasaray belki ama son 20 dakikada ayakta kalan Galatasaray oldu. Çünkü pas yapıyorlar, oyun oynuyorlar. Hamza hocanın da şunu değerlendirmesi gerekiyordu, üzerine gitmeliydi Fenerbahçe'nin. Kaybetmenin de riskini alacaksın. Galatasaray maça başladığında hazır bir görüntüde değildi. Oyuncuların sertliğe reaksiyon verememesini teknik direktör ilk yarıda fark edemedi. Antrenörün katkısı yüzde 5, 10 falan değildir. Yüzde 100'dür. Fenerbahçe'nin üstüne giden Molde'ye açıp bakarsın. Sahanda bekleyip,
Fenerbahçe'yi savunamazsın. Taraftarıyla, ite kaka atar.