90'LARDA DEĞİLİZ
Rakamsal olarak baktığımızda aslında 90'lı yıllardaki durumda değiliz. Oraların çok altındayız. Bizim bir yavrumuzun şehit olması dahi katlanılamaz, bunu kabullenmek mümkün değil. Rakamlar bazı gerçekleri ortaya koyması bakımından çok önemli. 92-93 terörün zirve yaptığı yıllar, 6956-6596 gibi terör olaylarının grafiği var. Geliyoruz 2012'ye 1698'e düşüyor. En düşük olduğu yıl ise 2000-2001-2002... Burada da 1381-1435-1365... Bu olaylarla birlikte özellikle şehitlerimizin ve teröristlerin durumuna baktığımızda ortadaki bir diğer şey de toplamda 2012 yılı itibariyle şu anda olay sayısı 1926 gözüküyor. Toplam şehidimiz 144. Şehit asker sayısı 107 şehit polis 24 köy korucusu 13 ölen vatandaşımız 29... Ölen terörist sayısı ise 239. Böyle bir tablo ile karşı karşıyayız.
ŞEMDİNLİ'DEN DEF OLDULAR
Daha önce bireysel hedefler belirlemişti terör örgütü. Şimdi ise bir alan hakimiyeti tesis etmenin gayreti içinde. Şemdinli'deki deneme buydu. Ama orada attığı adımda başarılı olamadı. Orada başta silahlı kuvvetlerimiz olmak üzere polisimiz hep birlikte teröristlerin gayretlerini boşa çıkarttılar. Ve çok ciddi zayiat vererek oradan defoldular, adeta inlerine geri girdiler. Diğer yerlerde teşebbüs etme cesaretine daha giremediler çünkü orada aldığı dersler çok ağırdı. Bizim sıkıntımız mayınlar. Mayınlara yönelik güvenlik güçlerimizin oluşturduğu yeni çalışmalar var. Onda da daha olumlu neticeler alacağız.
HUKUKTAN ANLAMAYANA BEYTÜŞŞEBAB YANITI
Terör şu anda bitecek gibi bir tespiti yapmak kolay değil. Bazıları İspanya, İngiltere, Sri Lanka modellerinden bahsediyor. Biz hukuk devletiyiz diyoruz, demokrasiden bahsediyoruz. Atacağımız adımları da bu çerçevede atacağız diyoruz. Hukuktan anlamayana da Şemdinli'de Beytüşşebap'taki gibi gereği yapılacaktır.
OSLO'DAKİ SAMİMİYETSİZLİK
İmralı olsun, Oslo olsun açık net bu adımları da attık. Acaba nerede bir şey var bunu görelim. Eğer bu görüşmelerle bir şey elde edeceksek bununla yapalım. Oslo da olacaksa Oslo da yapalım. O yüzden MİT müsteşarı olarak Emre Bey zamanından itibaren başlattık görüşmeleri, sonra Hakan Bey geldi aynı şekilde devam etti. Şu anda kesilmenin bazı sebepleri oldu. O da iletişimdeki samimiyetsizlikti. İster istemez keselim bu işi dedik. Çok ciddi bir yanlışı ve yalan haber uçurmayı bölücü terör örgütü Oslo ile ilgili bahsetti. O aslında bir belge değil. Onların hazırladığı, kendilerine göre uydurma 9-10 maddelik bir yazı. Bunu belge olarak sundular. Oradaki görüşmelerden bunun içinde yok mu, vardır tabi. Ama bir evrakın belge olması için tarafların altında imzası olması gerek var mı yok. Terör örgütü bunu servis etti.
NEREDE İSTİHBARAT YAN GELİP YATAR
Sonra hemen yargı devreye girdi müsteşarın üzerine geldiler, gıyabında da benim üzerime geleceklerdi. O zaman da ben o açıklamayı yaptım. Derik benim üzerime gelin onu gönderen benim. Böyle bir belge olsa müsteşarım o belgeleri bana getirir. O imza varsa bu imzayı nasıl attın diye sorardım. Her görüşmeden sonra bu görüşmeler bize geliyor özetleniyor. Dünyanın neresinde istihbarat teşkilatları yan gelip yatar. Onların o ülkedeki yönetim terörü bırakın adi suçlarda değişik suçlarda onları kullanır ve dünyada istihbarat örgüt elemanlarına bu işleri yaptıkları için ajan derler. Biz burada çözüm için yapılması gereken eyse bunu yapmak durumundayız. Sadece istihbarat teşkilatı değil medyadan da istifade etmek isteriz.
İMRALI İLE GÖRÜŞME
Bu konularda BDP'nin çağrısını ne denli kale alırız o ayrı konu. Benzer çağrıyı CHP de yaptı. Buyurun gelin dedik. Geldi görüştük. Ama hala CHP'den bizim çağrımıza cevap gelmedi. Açıkladıkları maddeler tespitti. O günden bugüne atılan müşterek bir adım yok. Biz onlara ne oldu hani ekipleri çalıştıracaktık diyeceğiz. Gelin hep beraber bu taşın altına elimizi koyalım ne gerekiyorsa yapalım, bu arada İmralı'yla görüşmeler yeniden olabilir.
KARDEŞİ ÖCALAN'LA GÖRÜŞTÜ
Kampanyalardan biri İmralı'daki öldü, öldürüldü... Böyle kampanyalar var. Geçen kardeşinin oraya gitmesini istedik. Kabul ediyorsa gitsin görüşsün dedik. Kabul edildi, gitti görüştü, geldi. Avukatlarını kendisi de kabul etmiyor, zaman zaman bizim de uygun görmediklerimiz oluyor. Görüşmeleri dışarıya maniple ederek taşıdılar. Onlara gelen haberler öldü öldürüldü şeklindeydi tamamen spekülasyondu. Biz de adalet bakanımıza dedik ailesi gitsin görüşsün.
ANKARALILAŞMADIM
("Değiştiniz mi?" sorusuna) Kişinin kendisiyle ilgili konuşması zor. Ankara şahsımı değiştirdi gibi bir şeyi kabullenmem mümkün değil. Ben bu toprakların çocuğuyum. Mütevazi bir çocuğu olarak yaşamı sürdürmeye gayret ediyorum. Bu mütevazilik yaşamımla düşüncemle oradan aldığım terbiyeyle doğru orantılı. Buraya kolay gelmedik. 4+4+4 Ankaralılaşıyor diyenlere en güzel cevaptır. Ankaralılaşıyor olsaydım 4+4+4 yapamazdık.
ERDOĞAN "ALMANYA" DEDİ
Ortada ciddi bir ayrımcılık, bölücülük başlıyor. Kürt, Kürt, Kürt derken öbür taraf Türk, Türk, Türk... Bunları konuşmak statükonun çok farklı parametreleri olarak geliyor. Bu bölünmenin hassasiyetle olmasını isteyen çevreler var. Benim Kürt kardeşimin iktidarımızla derdi yok. Ama şu anda bölücü terör örgütünün Kürt kardeşimin derdiyle dertlenmesi diye bir şey yok. Terör örgütünün içinde sadece Kürt yok ki. Almanı var, Arabı var... Birçok batılı tipler adeta Kandil'e çıkmakla, eylemleri tırmandırma gayreti içinde olmuşlardır. Bugün Avrupa'nın değişik ülkelerinde bölücü terör örgütünün ileri gelenleri rahat dolaşabiliyorlarsa oralardan akla hayale gelmez şekilde para elde ediyorsa... Düşünün Almanya'da 4 bin civarında mahkemesi var bunların; ama neticelenme yok.
SİLAHLAR BIRAKILSIN
Güvenlik boyutunda bir şey gündeme geldi. Silahlar sussun. Bizim tezimiz silahlar sussun değil silahlar bırakılsın. Silah hiçbir zaman susmaz. Silah bir tahrik unsurudur. Silah elinizde olduğu sürece bir olayla karşı karşıya olduğunuzda gereğini yaparsınız silah teşvik eder. Silahların bırakılması konusuna gelince biz orada varız. Operasyonlar noktasında operasyon sayıları adeta sıfırlanma noktasına iner yeter ki bu tür olaylar olmasın.
"LİDERLERİN PEŞİNDEYİZ" AÇIKLAMASI
(Genelkurmay Başkanı Özel'in "Liderlerinin peşindeyiz" açıklamasına) Ona strateji diyebiliriz, taktikler diyebiliriz. Bu tür hareketlerde lider konumunda olanları etkisiz hale getirirseniz onlarda dağılma süreci başlar.
AK PARTİ'YE YENİ AKADEMİSYENLER
(AK Parti'ye katılımların hatırlatılması üzerine) Bunu hücre tazelemesi olarak iade ediyorum ama omurgamızı da aynen muhafaza edeceğiz. Genel başkan yardımcılarımızın hepsinin altında yardımcıları var. Onları güçlendireceğiz, yenileyeceğiz. Osman Can arkadaşımız da bunlardan biri. Bazı akademisyen arkadaşlarımız var MKYK'ya alacağımız. Uluslararası camiada temsil kabiliyeti olan arkadaşlarımız var. Kadın kotasında da yüzde 30'u belirlemiş durumdayız. Yüzde 30'un altında olmayacak üstünde olacak.
3 DÖNEMDE DEĞİŞİKLİK YOK
Zaman zaman kendime çok sordum. Arkadaşlardan aynen bu soruyu yöneltenler oldu. Biz MKYK'ya bu yetkiyi verirsek o zaman bunu sulandırmış oluruz. Burada kararlı duruş olmaz. İstediklerine yol verecekler istediklerini tutacaklar. 3 dönemi aşma noktasında olanlar belli bir güce ulaşmış olanlardır. Ağırlıklı olan birinci derecede başkanlar üst düzey yöneticilerdir. Böyle bir şey olursa kendilerini koruma altına alırlar, adeta burada çakılırlar. Milletvekili arkadaşlarımız içinde 2 dönem yapanlar oldu. Şu anda parlamentoda olmayan arkadaşlarımız var. Bu ak partiye güç kaybettirmedi. Arkadaşlarımız bir kenara koymak art niyetli bir şey değildi. İlkeler üzerinden hareket eden bir siyasi partiysek o zaman duruşunuz çok önemli ve bu duruşunuzdan taviz vermemeniz lazım. Bundan sonraki süreçte de arkadaşlarımızla da mutabıkız.
GÜL'LE ARAMIZDA PARAZİT ARAYIŞI
("Cumhurbaşkanlığına aday olacak mısınız?" sorusuna) Cumhurbaşkanlığı seçimlerine 2 yıl var. Bunlar gündemimizde olan şeyler değil. Birileri Abdullah Bey ile aramızda edebe, adaba sığmaz şekilde spekülasyonlar yapmak suretiyle parazit oluşturma, kendilerine göre virüs oluşturmaya çalışıyorlar. Bizim Abdullah Bey ile yolculuğumuzun mazisi çok eski. Bu tür başlıkları atanlar bu işin farkında değil. Onların öyle bir dünyası yok. Boğaza keyif çatarak bakanlar dediğim zaman rahatsız oluyor beyefendiler. Ama ne Abdullah Bey'in ne Tayyip Erdoğan'ın böyle bir derdi yok.
ANKET ÇALIŞMASI NİFAK TOHUMU
(Bir gazetede Cumhurbaşkanlığı ile ilgili çıkan anketin hatırlatılması üzerine) Benim nezdimde hiçbir kıymeti harbiyesi yok. Bunlar bu tür anketler sadece sipariş üzere yapılan bu suretle aramıza bazı nifak tohumları ekebilmek için atılmış adımlardır.
KONGRE'YE KİMLER KATILACAK
Mısır Cumhurbaşkanı Mursi, Kırgızistan Cumhurbaşkanı Atambayev, Irak Ulusal Meclis Başkanı Nuceyfi, Barzani, eski Almanya Şansölyesi Schröder, Pakistan eski Başbakanı Gilani, Pakistan'dan Peşaver eyaletinden Şahbaz Şerif, Halid Meşal, Gannuşi geliyor. Siyasi parti liderlerinden çok gelen var. Toplamda 40'ı bulacak misafirlerimiz.
MALİKİ'YE "GEL" ÇAĞRISI
(Irak Başbakanı Nuri el Maliki'nin AK Parti Kongresi'ne çağrılmasının hatırlatılması üzerine) Olumsuz bakmak istemiyorum. Temenni ediyorum ki davetimize olumlu yanıt verir. Aramızda bazı telefon konuşmalarındaki sıkıntıları gideren bir fırsat olur dedik gelirse bundan mutlu oluruz.
GENELKURMAY NEREYE BAĞLANACAK
(TSK İç Hizmet Kanunu 35. Maddesinin değişmemesi ve Genelkurmay Başkanlığı'nın savunma bakanlığına bağlanmadığının hatırlatılması üzerine) Bunlar hepsi bir süreç. Bu sürecin içinde birçok şeyi hallede hallede geliyorsunuz. Biraz sabırlı olacağız. İnşallah o alanlarda da birçok şeyler daha kısa zamanda olgunlaşarak yerini bulacak.