"Nabza göre şerbet vermedik"

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan Ağrı'da halka seslendi. Erdoğan'ın Kılıçdaroğlu'na bir çift sözü vardı.

Giriş Tarihi 02 Eylül 2010, 00:00 Güncelleme 02 Eylül 2010, 15:47
Nabza göre şerbet vermedik

İÇİNDEKİLER

Ak Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Biz, nabza göre şerbet verenlerden olmadık. Bizim kelamımız, rüşveti kelam değildir. Biz, Van'da ne konuşursak Tekirdağ'da da onu konuşuruz, biz Adıyaman'da ne konuşursak Adana'da da onu konuşuruz" dedi.

Erdoğan, partisince Abide Kavşağı'nda düzenlenen mitingde yaptığı konuşmada, vatandaşların 3 Kasım 2002'de kendilerine bir emanet yüklediğini belirterek, şunları söyledi:

"Ağrı'nın emanetine sahip çıkmak, o emaneti korumak bizim şeref borcumuzdur. Biz, millete efendi olmak için değil, millete hizmetkar olmak için geldik. 81 vilayete, 81 içinde Ağrı'ya hizmet üretmek için geldik. Biz, Ağrı'nın ağrısını dindirmek, sızısını gidermek için bu yola canımızı, bedenimizi, gönlümüzü koyduk. Şunu tüm samimiyetimle ifade ediyorum: Biz, nabza göre şerbet verenlerden olmadık. Bizim kelamımız rüşveti kelam değildir. Biz, Van'da ne konuşursak Tekirdağ'da da onu konuşuruz, Biz Adıyaman'da ne konuşursak Adana'da da onu konuşuruz. Biz gönül diliyle, samimiyet diliyle, muhabbet diliyle konuşuruz.

Allah'a hamdolsun iki yüzlülük bu AK hareketin yanına yaklaşamadı. Biz tutarsızlardan, ilkesizlerden olmadık. Biz, partizanlıkla ayrımcılık yapanlardan olmadık. 14 Ağustos 2001'de Ak Parti'yi kurarken nasıl bir samimiyet içindeysek, bugün de aynı kararlılık, cesaret içindeyiz. O gün 'kardeşlik' dedik bugün de 'kardeşlik' diyoruz, o gün 'birlik' dedik bugün de 'birlik' diyoruz, O gün 'adalet' dedik bugün de 'adalet' diyoruz. Gittiğimiz her yerde Yunus'un diliyle konuşuyoruz. Diyarbakır'da, Hakkari'de, Bingöl'de, Ağrı'da, Türk'ü, Kürd'ü, Laz'ı, Çerkez'i, Gürcü'sü, Abhaza'sı, Roman'ı, Boşnak'ı kim olursa olsun hepsini, 'yaradılanı severiz yaradan ötürü' anlayışıyla sevdik."

Aldanmadan ve aldatmadan yaradılanı severiz yaradandan ötürü dedik. Bizim dilimiz Yunus'un Mevlana'nın diliydi. Yeryüzünün hangi köşesinde olursa olsun, insana kast edenlere karşı onurlu bir duruş sergiledik. Bağdat'ta kadınlar dul kalmasın, Kabil'de silahlar konuşmasın dedik. Saray Bosna'da gönüller bir olsun dedik. Tiflis'in hukukunu nasıl savunduysak, Karabağ'ın hukukunu da biz savunduk. Haiti'nin Şili'nin Pakistan'ın çocukları için nasıl yüreğimizi ortaya koyduysak, Gazze'nin çocukları içinde yüreğimizi ortaya koyduk.

İNADINA KARDEŞLİK DEDİK

İnsan kutsaldır, can azizdir. İnsanın canı varlığı ne kadar kutsalsa hakları da o kadar kutsaldır. Her çocuğun ölümü unutmayın erken ölümdür. Her gencin ölümü erken ölümdür. Ağrı Dağı'nın şahit olduğu acıları biz biliriz. İşte onun için inkar politikalarına dur dedik. İhmallere yeter dedik. Onun için daha fazla demokrasi dedik. Hak dedik, özgürlük dedik. Adalet dedik, kalkınma dedik. İnadına kardeşlik dedik, demokrasi dedik. İnadına hukuk dedik.

KİMSE KAZANMADI

Her yerde söylediğimi burada da söylüyorum. 30 yıl bu ülkede, silahlar konuştu. 30 yıl boyunca ocaklara ateş düştü. Gençlerimiz şehit oldu. Gençler dağda hayatını kaybetti. Bu soruyu sizin de kendinize sormanızı rica ediyorum. Kim kazandı? Kim bundan rant sağladı? Kimin bundan yüzü güldü? Diyarbakır mı kazandı, Hakkari mi kazandı, Van mı, Edirne mi, İstanbul mu, Ankara mı kazandı? Benim ağrılı kardeşim sen mi kazandın?

Hayır kimse kazanmadı. Türkiye kazanmadı. Benim milletim kazanmadı. Gençler kazanmadı. Öyleyse kim kazandı? Silah tüccarları kazandı. Savaş baronları kazandı. Bu ülkeyi bölmek isteyenler kazandı. Bu milletin evlatlarını birbirine düşürmek isteyenler kazandı. Gençlerin kanından beslenen vampirler kazandı.

Biz artık onların kazanmasını istemiyoruz. Biz artık bu ülkede nifak tohumlarını ekmek isteyenlerin kazanmasını istemiyoruz. Biz artık millet kazansın, Türkiye kazansın istiyoruz. Ben şehidimin bir damla kanını 550 milletvekiline değişmem dedim. Siyaset istismar için değil, çözüm için vardır. Can üzerinden, kan üzerinden siyaset yapılmaz.

BIRAK GİTSİN TEHDİT ETME


Ölümlerden kandan medet umanlar var. Şehitler üzerinden siyaset yapanlar var. Tabut gelsin de bunun siyasi rantını elde edelim diye el ovuşturanlar var. İşte onları bugünlerde görüyorsunuz. Maskelerinin nasıl düştüğünü görüyorsunuz. Tunceli'de genel af diyor, Kayseri'de af diliyorlar. Anayasa Mahkemesi'nde başörtüsünü serbest bırakacak değişikliği iptal ettiriyor, sonra da başörtü sorununu biz çözeriz diyorlar.

Barış deyip, demokrasi deyip, adalet deyip, milli iradeye ipotek koyanlar, boykot dayatanlar var. Hem demokrasi diyeceksin, hem de milletin iradesine baskı altına almaya çalışma.

Bırak benim Ağrılı kardeşim gitsin sandığa. Bırak gitsin, onu tehdit etme. Kullanırsa kullanır,

Evetse evet, hayırsa hayır der. Bırak onu kendi haline. Partim kapatılıyor diye her yerde şikayet edeceksin, sonra çıkıp bu anayasa değişikliğine karşı çıkacaksın. Bu maddenin oylamasında da bulunmayacaksın.

BUKELEMUN TARZI

Bu kardeşiniz, Ağrı'da konuştuğunu Edirne'de de konuşur. Biz de araziye uymak yok. O bukalemun tarzıdır. Bizde net.

Bu anayasa değişikliğine kim karşı çıkıyor? CHP, başka kim karşı çıkıyor MHP, başka kim karşı çıkıyor BDP, başka kim karşı çıkıyor TKP, başka kim karşı çıkıyor İP, başka kim karşı çıkıyor YARSAV, bir kısım medya. Başka çeteler.

Neden? Çünkü oyun bozuluyor. Dikkat edin, CHP ve MHP aynı safta yer alıyor. Kim kiminle iş tutuyor daha iyi anlaşılıyor. Bunlar hiçbir araya gelmezlerdi. Ama şimdi geldiler. Aynı safta buluştular. İşte 12 Eylül bunun hesabını sorma günüdür.

ÇİRKİN TUZAKLARI BOZDUK

Ağrı'ya üniversite sayemizde geldi. Onlar Ağrı'da üniversite istemiyorlar. Onlar yapamazsınız dediler. "Olur olur bal gibi olur" dedik ve üniversitemizi kurduk.

Artık anneler yavrularından uzak kalmayacak. Ağrı'ya bölünmüş yolları, köy yollarını biz yaptık, yapacağız.

Anadilin serbestçe kullanılmasından, işkenceye sıfır toleranstan birçok düzenlemeleri biz yaptık. Onlar ne yaptı.

Bunlar 7,5 seneden oldu. Bu ülkede çetelerin beslendiği çamurları kurutuyoruz kurutacağız.

Bu çetelerin kimlerle işbirliği yaptığını görüyorsunuz, hepsi ortaya çıktı.

Telefon görüşmelerinde benim halkıma nasıl çirkin tezgah kurulduğunu görüyorsunuz değil mi

Millete kurulmuş çirkin tuzakları tek tek bozuyoruz.

12 Eylül'de partiye oy vermeyeceksiniz. Hiçbir partinin pusulası yok orda. Vicdanınızla hareket edin, doğru karar verin

Hükümet olarak bütün önlemleri alıyoruz. 12 Eylül'de evet diyerek hukuk devletine güç vereceksiniz. Evet diyerek vatandaşına emreden değil, hizmetkar olan bir anlayışı siz temin edeceksiniz.

Statikonun yanında olmayın, yol vermeyin

Ağrı insanı hiçbir dönemde baskılara boyun eğmemiştir, iradesini çiğnetmemiştir

Ağrı Dağı gibi aziz olan bu millet korku nedir bilmemiştir ve bilmeyecektir

ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ NE GETİRECEK

Kadın haklarına sahip çıkıyoruz. Kadınlarımızı haklarını anayasal teminat altına alıyoruz, 10. maddeyi değiştiriyoruz. Pozitif ayrımcılığı getiriyoruz. Güçsüz ve savunmasızlar korunuyor.

Çocukları istismara karşı daha güçlü kalkan kuruyoruz.

Kimse kişisel hallerine göre fişlenemeyecek

Sudan sebeblerle kimseye yurtdışına çıkma yasağı uygulanmayacak