Sertab Erener'in gençlik iksiri bakın neymiş!

Günaydın yazarı Ayşe Özyılmazel bugünkü köşesinde, Sertab Erener'in 100 yaş iksiri dediği tedavinin ne olduğunu yazdı...

Giriş Tarihi 02 Kasım 2017, 00:00 Güncelleme 02 Kasım 2017, 11:00
Sertab Erener’in gençlik iksiri bakın neymiş!

İÇİNDEKİLER

Gerçek ortaya çıktı! Sertab Erener'in 100 yaş iksiri meğerse...

Güzel tabii; insanın hedefleri olacak...
Hedef dediğin seni dinç tutar, diri tutar, sabah yataktan zıpkın gibi, fişek gibi kaldırır. Pazar sabahı gazeteleri elimize aldık ki; Sertab Erener, gazeteci Ayşe Arman'a röportaj verip 100 yaşında sahnede şarkı söylemek istediğini ve bunun formülünü bulduğunu söylemiş.

Bunun için dünyada birkaç kişinin uyguladığı telomer tedavisine girmiş. Neymiş bu telomer tedavisi? Kişinin hücre kromozomlarında bulunan ve telomer adı verilen sarmalın kısalmasını önlemek veya uzatmaya çalışmakmış.

Sertab, bunun ilacını kullanıyormuş. Aman da müthiş hissediyormuş; tedavi başlar başlamaz ciltteki lekeler, kırışıklıklar azalıyormuş, gözle görülür bir gençleşme meydana geliyormuş.

Röportajı yapan Ayşe Arman da sadece bir fotoğrafın üstüne, öylece kenara 'Doktorunuza danışın' gibisinden bir uyarı koymuş. Sen iki sayfa kocaman röportaj yap, okurun içini gıcıkla, 'Aman Allah'ım, Sertab gençliğin sırrını buldu, biz nasıl bulacağız? Koş beeey!' havasına sok, sonra minnacık 'Doktorunuza danışın' yaz.

Söz konusu Sertab'ın evliliği, veganlığı, meditasyonu falan değil; söz konusu sağlık! Henüz sonuçları belli olmayan bir tedaviyi böylesine köpürtmek, okuru heyecanlara salmak ne kadar doğru?

BU BİR KAMPANYA
Ayşe Arman, 'Ben gidin yaptırın demedim, sorularımı sordum' diyebilir ama yetmez. Röportajı okurken ben bile bir an kontrolümü kaybedip 'Yahu neymiş bu, hemen bulayım' gazına geldim.

Alın işte; hem de aynı gazetenin, yani Hürriyet'in sağlık yazarı Osman Müftüoğlu, röportajın üstüne acilen NTV'ye bağlandı ve uyardı: "Böyle bir tedavi yok! Telomeri kısaltmayı önleyici bir tedavi; geleneksel tıbbın da, modern tıbbın da, tamamlayıcı tıbbın da literatüründe yok. Anladığım kadarıyla bu bir kampanya ve bu kampanyayı bir süre daha dinleyeceğiz gibi görünüyor."

Yani bas bas diyor ki, 'Bu bir kampanya, PR çalışması, yok böyle bir tedavi!'

Peki başka ne diyor Müftüoğlu?

Dikkaaaat, çok önemli:
"2013'te Elizabeth Blackburn, telomer araştırmalarıyla Nobel Tıp Ödülü'nü aldı ancak telomerle oynamanın kanseri davet edeceği sebebiyle bu çalışmalar durduruldu. Telomerle oynamaya başladığınız zaman, bu oyunun nerede biteceğini bilemeyebilirsiniz.

Telomer, tehlikeli ve kötü bir macera. Bunların hepsi pazarlama tekniği. Hapla, çöple bu iş olmaz!" Gördünüz mü? Başka sözüm yok.