GEZİCİ HENDEKÇİ 'HAYIR'CI
Türkiye'deki Alman ajanlarının yoğunluğu, yaşanan birçok olayda kendini gösterdi. 2015 Eylül'ünde İstanbul'da polis ile sığınmacılar arasında yaşanan arbedede gözaltına alınan 5 kişiden 2'si ajan çıkmış, şüpheli Fransız ve Alman'ın 2013 Haziran'ında başlayan Gezi olaylarında da çeşitli grupları provoke ettiği belirlenmişti. 16 Nisan referandumu öncesi Türk bakanlara 'evet' için konuşma yapmalarına izin vermeyen Almanya, Türkiye topraklarında ise 'hayır'ı finanse ediyor. Mart ayı başında Friedrich Naumann Vakfı'nın ev sahipliği yaptığı toplantıda 16 Nisan Anayasa Değişikliği Referandumu öncesinde 'hayır' propagandası yapıldığı ortaya çıkmıştı.
MAYIN MAKİNELERİ
Türkiye'de kaos ve karmaşa yaratmayı amaçlayan birçok olayın perde arkasında rol oynayan vakıflar, Gezi olaylarının yanısıra PKK'nın hendek kazıp barikat kurma eylemlerinde, hatta Artvin-Cerattepe olaylarında da başrolde bulundu. Yerel yönetimlere altyapı çalışmaları için kredi sağlayan 'Kauf-W' adlı 'yardım' kurumu, HDP'ye bağlı belediyelere iş makineleri alımında aracılık etti. Bu makineler daha sonra PKK'nın mayın döşeme 'iş'lerinde kullanıldı. PKK'nın çukur ve hendeklerinde parmağı olduğu ortaya çıkan ve gözaltına alınan 5 Alman uyruklu ajan, operasyonlar sırasında tutuklanmıştı.
CIA'NIN KONRAD'I ÇOK ETKİLİ
Kültürel anlamda Türkiye'nin bölünmesi, istikrarsızlaşması alanında 'uzmanlaşan' Konrad Adenaur Vakfı, ismini, ABD ajanı olduğu İkinci Dünya Savaşı'ndan sonraki dönemde İngilizler tarafından açıklanan Konrad Adenauer'dan alıyor. Adenauer, Alman Hıristiyan Demokrat hareketinin kurucusu ve CIA'in bu partide yuvalandığı biliniyor. Adenauer, 1931-1933 yılları arasında Deutsche Kolonialgesellschaft (Alman Sömürgecilik Derneği) Başkan Yardımcılığını yaparken, bu bile Alman vakıflarının Türkiye'deki işlevini anlatmaya yeterli görülüyor. Bu vakıf, birtakım etkinliklerle yerel basını kontrol ediyor, medya gücünü kullanmak için gazetecilere 'ödül' adı altında rüşvet de dağıtıyor.
ÇOĞU BND AJANI
Türkiye NATO'ya üye olduktan sonra piyasaya çıkan Alman vakıfları arasında Conrad Edenauer Vakfı, Friedrich Ebert Vakfı, Heinrich Böll Vakfı gibi önemli kuruluşlar var. Türkiye'de etkin faaliyet gösteren bu vakıflar sık sık 'ajanlık' iddialarının muhatabı oldu. Sahadaki 'vakıf personeli' kanalıyla her bölgeden bilgi toplayan bu kurumlar, Anadolu'nun kültürel kodlarında ayrışmaya yol açacak her unsuru terör örgütlerine jurnalledi. PKK, DHKP-C, MLKP, Ermeni diasporası ve Ezidilere istihbarat bilgisi servis ederek tahrip etmek istediği alanlarda bu örgütlere mühimmat taşıyan Alman vakıfları, arazide görevli elemanlarıyla suçlamaların odağına yerleşti. Alman vakıfları olarak bilinen kuruluşların Alman istihbarat servisi BND tarafından kontrol edildiği ve vakıflarda görev alanların neredeyse tamamının BND elemanı olduğu belirtiliyor. Vakıfların finansmanı Alman federal bütçesinin örtülü ödeneğinden karşılanıyor. Vakıflar, elde ettikleri bu bütçeyi, Türkiye'de menfaatleri doğrultusunda kullanmak istedikleri STK'ları fonlamak için kullanıyor. Türkiye'deki her bir vakıf, Almanya'daki mevcut siyasi partilerin de birer yan kuruluşu olarak çalışıyor.
ERDOĞAN UYARMIŞTI
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2011 yılında bazı Alman vakıflarının BDP ve BDP'li belediyeler üzerinden PKK'ya para aktardığını söylemişti. KCK operasyonlarında belediye yöneticilerinin gözaltına alındığını belirten Erdoğan, bölgeye gönderilen paranın yatırıma dönüşmediğine dikkat çekmişti. Alman vakıflarının belediyeler ile kredi sözleşmesi yaptığını söyleyen Erdoğan "Hangi müteahhitlerle iş yapmaları gerektiğini söylüyorlar. Bu yolla resmen PKK'ya para gönderiyor o vakıflar" demişti.
Kaynak: Yeni Şafak