İhsanoğlu kedine yazık etti!

Duygu Leloğlu’nun sunduğu Gece Ajansı'nın konuğu olan Gazeteci - Yazar Abdurrahman Dilipak, Emniyet'teki paralel soruşturmaya dair açıklamalarda bulundu.

Giriş Tarihi 25 Temmuz 2014, 00:00 Güncelleme 25 Temmuz 2014, 19:12
İhsanoğlu kedine yazık etti!

İÇİNDEKİLER

Dilipak, İhsanoğlu'nun Köşk adaylığını kabul etmesini de: ''Kendine de yazık etti, Türkiye'de kendisine bu kariyeri sağlayan insanların hatırasına karşı da saygısızlık etti'' şeklinde açıkladı.

Dilipak, "Gazze'ye saldıranlarla Türkiye'de bu işleri çıkmaza sokmak isteyenler aynı çevrelerdir diye düşünüyorum. Bunlar arasında çok ciddi bir düşünsel bağ ve eylem birliği olduğunu düşünüyorum. Birileri içeriden, birileri dışarıdan topyekun saldırıya geçtiler. Birileri düğmeye bastı ve kurşun askerler harekete geçtiler.

CHP–MHP AVA GİDİP AVLANDILAR

Cumhurbaşkanlığı seçiminde Tayyip Erdoğan'ı köşeye sıkıştırmak için birileri yeniden hareket halindeydi. Ekmeleddin İhsanoğlu projesi de bu senaryonun bir parçası. CHP ve MHP aktifti ama ava gidip avlandılar.



İHSANOĞLU PROJESİ ERDOĞAN'I GÜÇLENDİRDİ

Tayyip Erdoğan güçlenerek çıkıyor. Ekmeleddin projesi, Erdoğan'ın elini güçlendirdi. Kum torbasına döndü adamcağız. Yeni eğer AK Parti'yi bölemeyeceklerse, bölünecek CHP ve MHP var.Bu defa onlar üzerinden bir senaryo söz konusu. Onlara ayar verecekler, Kılıçdaroğlu'nun Genel Başkanlığı tartışmalı hale gelecek.

Bugünkü kelepçelere karşı çıkıyorlar ama ben üç sebepten bu tutuklamaların önemli olduğunu düşünüyorum. Eğer casuslukla, haksızlıkla suçlu olmayanları suçluyorsanız bu alçaklıktır. Eğer gerçekten bir casusluk suçlaması varsa, bu insanların dışarıda kalmaması gerekir çünkü hizmet ettiği ülkeye kaçar. Ayrıca hizmet ettiği ülke, o kişinin yargılanıp sorgulanması halinde ortaya çıkacak belgelerden kaygı duyacağı için o kişiyi ortadan kaldırabilir. İnfaz da edebilir. O nedenle devlet kendi güvenlik çemberi içerisine alması gerekiyor.

Bu insanların hepsi profesyonel, eğitilmiş, silah kullanmasını bilen ve tutuklanmış kişilerle yakın geçmişte ilişkisi olan insanlar. Pek ala herhangi birisinin silahına el atabilir, intihar edebilir, birisini rehin alabilir. O nedenle dikkatli olmak gerekiyor. Kelepçeler, göz altılar ilk kez yapılmıyor. Böyle bir suçlama varsa ve bu suçlamada inandırıcı tanıklar varsa, davanın ona göre yapılması gerekir.

'PARALEL'İN MEDYA AYAĞI ARAŞTIRILMALI

Bunlar kamuoyunu oluşturmak için medyayı kullanıyorlar. Medya ayağı çok önemli.Devletin içinden bilgi kaçırıyorlar, uluslararası bağlantıları ne, arkalarında kimler var? Bir takım adamlar gidip Amerikan Elçiliğin'de, Türkiye hakkında brif veriyorlar, datalar bir şekilde kopyalanıyor ve nereye gittiğini bilemiyoruz. Başbakanlık, Dış İşleri Bakanlığı izlenip, dinleniyor. Kim bunlar? Eğer hükümet bunların sorumlusunu bulamayacaksa, o zaman kendini koruyamayan bir hükümet vatanını, vatandaşını nasıl koruyacak?

Büyük Ortadoğu Projesi diye siyasi başka bir ayağı vardı. AK Parti'den bekledikleri oydu ama çöktü. Birinci yenilgi Teskere olayında yaşanmıştı. İkincisi ise AK Parti hükümetinin Büyük Ortadoğu Projesi'ni işlemez hale getirmesi sonucu yaşandı. Siyasetin gündeminde 'Paralel Devlet' var ama sivil toplumun gündeminde 'paralel din' var. Bu sadece bilinen 'Cemaat'ten yapılan bir yapı değil. Bunun medyada ve diğer Cemaat yapıları içerisinde de uzantıları olduğunu bilelim. Yani bunların kadrosunda şeyh de var fahişe de var.

İHSANOĞLU KENDİNE YAZIK ETTİ

Ekmel Bey'de sıkıldı bu işten. 10 Ağustos gelse de, ne olacaksa olsa. Adamın ailesi kapalı, sessiz, kendisinin de mülayim bir kişiliği vardı, şimdi kurtlar sofrasında. Kendine de yazık etti, Türkiye'de kendisine bu kariyeri sağlayan insanların hatırasına karşı da saygısızlık etti. Çok yanlış şeyler de yapıyor. En başarılı olduğu nokta diploması olması lazım. Yıllardır İslam Konferansı'na Genel Sekreterlik yapmış birisi. 'Abbas'ın bana Türkiye, Tayyip Erdoğan hakkında söylediklerini duysanız, neler söyledi?' diyor. Bir diplomat böyle mi konuşur? Maskaralık, komedi. Abbas'ı da zor durumda bırakıyor. Ne dedi ki sana? Sana böyle bir şey demişse, böyle bir diplomatik ve Türkiye'nin uluslararası ilişkilerini etkileyecek konu ayaküstü, mahalle kahvehanesinde dedikodu yapılır gibi konuşulur mu?" şeklinde konuştu.