Tarihi 3 Mayıs 2024

Nostaljik masalcı!

ÇOCUKLUĞUMDA gecelerin akvaryumu gibi görürdüm gökyüzünü. Aydede saçlarımı parlatarak doğardı bulutların arasından. Ben dilime takılan kelimeleri hizaya sokardım.
Aydede oralı olmazdı da ben yine de selam çakardım.
Yalansız mavi, dumansız hava sahaları, her mahallede top sahaları. Her akşam aynı saatlerde yola çıkardım.

***

Aydınlık düşlere kurmuştum geleceğimi, her dakika saate bakardım.
Ekmek aslanın ağzında, patronlar gıdaları saklardı darbe olsun diye.
Gençleri katleden karanlık bir yanı vardı ülkenin. Orta Doğu'dan sorumlu Graham Fuller diye Amerikalı bir ajan ülkemize de sızmıştı.
Olmamış incirler ağaçlarında dururdu da gencecik fidanlar darağaçlarından düşerken, darbe yapmayı seven dönemin paşaları Amerika'nın ağzının içine düşerdi.
Deliliğime gömlek dikerdi rahmetli annem, gençliğimi yakardım.

***

O zamanlar da birbirinin etrafında uydu olan muhbirler çoktu.
Düşlerimin kapılarını kırarlardı da yüzlerine su sıkardım.
İçimde dağlar yıkılırdı, hiç kimseler olmazdı yanımda, öylece çimenlerin üzerine yatardım.
Öldü zannedip bırakırlardı beni, inadına sabaha çıkardım.

***

Şakalarımı çocuklar kaldırırdı, çocukları omuzlarımda taşırdım.
Defter tutardım şiirlerime, bazılarını aylarca aklımda tutardım.
Hangi kapıyı çalsam Anadolu kokan türküler çıkardı karşıma. En çok da "Odam kireç tutmuyor!" İçime çekerdim Anadolu insanının kokusunu, onların mahzun yüzünü çivi gibi içime çakardım.

***

Derinlikler inilmez olan değildi, gökyüzü çıkılmaz olan değildi.
Gecenin bir vaktinde ay da kaybolurdu yıldızlar da inadına ahşap merdivenle gökyüzüne çıkardım.
Mayası küflenmiş koca koca adamlarda yağcılık fasılları. Onların utancını duvarlara yazmaktan bıkardım. Büyüklere nefretimi gizlemezdim de çocukların gözlerine su içer gibi bakardım.

***

Burnumda tüten çocukluğun kokusu o günlerden kalmadır.
Ve hala çocuklar için rüzgarla doludur umutlarımın yelkeni.
Nostaljik masalcı olarak kaldı adım. O yıllarda büyümüş olanlar içlerindeki çocuktan tanırlar beni.

MUTLULUK TAKVİMİ
Uyandığın günün gecesinde uyu.
Alaturka şarkılar dinle.
Közlenmiş patates ye.
Kimseye borçlu kalma.

Adresimi bulmuş
Kurşun mu ok mu
Hala durup bana
Meydan okuyor
Kırık kalpler için
Reçeten yok mu
Onu unutturman
Çok zor mu doktor

Gözlerim sonbahar
Yüreğim kışta
Benim aklım hala
O son bakışta
Birinin yanına
Böyle yakış da
Bak nasılmış sevmek
Anlardın doktor
Hakkı YALÇIN

Dedikoducuların ağzının içine düşüyorsanız mikrobik tahlilleri ihmal etmeyin.

Onlar da böyle!
Önceki gün bir futbol yöneticisi karşıma çıktı. Elindeki gözyaşı şişesi doluydu da beni görünce cebine koydu. Bir bardak su uzattığınız biri suyu içmek yerine kirli parmaklarını uzatıp bardağı taşırır ya adamın hali aynen öyleydi.
Muhabbeti uzatmaya gerek duymadım. "Yediğiniz her halt afiyet olsun" dedim yolu gösterdim.
Adam giderken ardından baktım, yolun kenarındaki simitçinin tezgahından kaşla göz arasında bir simit aşırdı. Hiç şaşırmadım!