Reenkarnasyon cinlerin uydurması

Kaynak GAZETE Giriş Tarihi 13 Ocak 2011 Güncelleme 13 Ocak 2011, 00:00
Reenkarnasyon cinlerin uydurması

İÇİNDEKİLER

Hindular ve Budistler de birden fazla yeniden doğuşa inanırlar. Bunun sonsuz sayıda olabileceğini, hatta daha önce de olduğunu kabul ederler.
Felsefesine inersek, tenasüh itikadı evrenin sonsuz olduğu kabulüne dayanmaktadır. Hindulara göre ruh, sonsuz bir zaman içinde, birbirini takip eden devrelerde yeniden doğuş, yeniden bedenlenme şeklinde devridaim etmektedir. Yani insan, deyim yerindeyse plastik bir kalıptır. Ruh girer, plastik canlanır, plastik söner, ruh gider başka bir cisme girer, vesaire. Bu böyle devam eder, sonsuz sayıda.
Bazı modern Budistler şöyle derler, "Şimdi yaşayan bir insanın daha önce bir yaşamı olduğunu kabul etmezsek, bu insanın kaderini ya mutlak doğaüstü bir varlığa ya da tamamen şansa bağlamamız gerekecektir. Oysa Budist açıklama insan eylemlerini yöneten doğaüstü bir varlık fikrinden kaçınır. Çünkü insana, kendi kaderinden sorumlu olduğunu anlama imkanı tanır. Ve bu yolla temel bağımsızlığı mümkün kılar."
Bu felsefeyi deşelediğinizde ortaya çıkan fikir, Allahsızlıktır, ateizmdir. Çünkü ilahi dinlerde evrenin başlangıcı ve sonu vardır. Mesela biz Kıyamet'e inanır, Ahiret Günü'ne iman ederiz. İnsanın ve evrenin Allah tarafından halk edildiğine, yaratıldığına inanırız.

REENKARNASYON İNSANLARI NEREYE GÖTÜRÜYOR?
Hintliler tarafından mistik bir akıma büründürülen tenasüh, Eski Yunan'da felsefi olarak ifadesini bulmuştur. Maalesef bu tenasüh inanışı bası Müslüman kavimlere de geçmiştir. İslam alimleri tenasühü akide edinen güruhları batıl mezhepler, ehlisünnetin dışına çıkan sapık kollar olarak değerlendirmişlerdir. Batıniye mezhebi gibi.
Günümüzde bu inanış, daha çok ateistler, materyalistler, spiritüalistler (ruhçular) tarafından savunulmaktadır. Ruhçuluk gibi, masum görünen aldatmaca bir perde arkasında tenasüh akidesi aşılanıyor. Ruhçular da, ki kendilerini neo-spiritüalistler yani yeni ruhçular diye adlandıran çevreler, Hindu akidesinin sütunlarından olan tenasühü (reenkarnasyon) güya kendi tenasühçülüklerinden farklı görülmesi gerektiğini vurgulamak zorunda kalıyorlar. Çünkü tenasühün İslam akidesine aykırı olduğu açıkça ortadadır.

İNSANLARI BU TÜR SAPKINLIKLARA DA ŞEYTANLAR MI İTİYOR?
Şimdi tenasüh ve tenasühçülerin ortaya çıkmasına neden olan temel unsuru açıklayıp, izah edelim.
Bu temel unsur bizler gibi Cenabı Allah'ın yarattığı bir varlık olan 'CİN' unsurudur. Şimdi bu unsurun Kuran-ı Kerim'de bu tür sapkınlıklara neden olabileceğini izah eden ayeti kerimelere bakalım.
Nas suresinin 6. Ayetinde 'O şeytan, cinlerden de olur, insanlardan da' buyurmaktadır. Yani şeytanla ilgili olan ayeti kerimelerde izah edilen aynı zamanda kafir cinlerdir de.
Şeytanın ve kafir cinlerin insanları azdırıp doğru yoldan uzaklaştıracağına delalet eden Araf suresi 16 ve 17. Ayetleri bize bu hususta apaçık yol gösterirdir: "Öyle ise beni azdırmana karşılık, yemin edebilirim ki insanoğullarını saptırmak için muhakkak senin doğru yoluna oturacağım (yani burada şeytanın insanları doğrudan saptırarak yanıltacağı izah olunuyor), vesvese verip pusu kuracağım."
Nisa suresinin 120. Ayetinde ise şöyle buyrulmaktadır: "Muhakkak ki bu şeytanlar onları yoldan çıkarırlar.
Onlar da kendilerinin hidayete erdirildiklerini sanırlar.
Şeytan onlara vaat eder, onları uzun emel ve kuruntulara düşürür. Şeytanın kendilerine vaat ettikleri, aldatmacadan başka bir şey değildir."
Araştırma ve öğrenme gereğini hiç duymayan bazı Müslümanlar da buna hemen inanmaktadırlar.


YOGACILARA DiKKAT
Şimdi gelelim şu Hindistan, Amerikan kökenli diğer aktivitelere. Dikkat edin, aktivite diyorum.
Kabe'ye hacca gider gibi Hindistan'a turlar düzenleniyor. Burunlarının dibinde zengin bir manevi birikim varken, kalkıp Hindulara, Budistlere koşuyorlar. Niye? Tom Cruise, Brad Pitt falan gidiyor ya. Onlar gidiyorsa vardır bir hikmeti.
Böyle şey olur mu? Onlar buraya gelsinler, öğretelim onlara, ne demekmiş sonsuz yaşam, ne demekmiş ahret, ne demekmiş ruhsal arınma. Manevi boşluk içinde yaşayan insanların, avunmak, yaşamlarına anlam katmak, fantezi dünyalarını genişletmek için başvurdukları aktivitelerdir bunlar. Bazı toplantılar, aktiviteler bizim ülkemizde de gerçekleşti. Bunu da gizlice yaptılar. Katılanlardan yüklü para aldılar.
Aralarına yabancıları almadılar. Sonra ne gördük?
Kimileri, kimilerine affedersiniz secde ediyorlar.
Abuk sabuk hareketler, cinsel sapkınlıklar, erotik şovlar. Yahu bu tür gruplardan insan manevi bir aydınlanma, ışıklanma ya da aşkın bir tatmin elde edebilir mi? Kendinizi kandırmayın. Bilmiyorlar ki, bu yogacılar Hinduluğun, Budizm'in birer misyonerleri. Müslüman bir ailenin çocuğu için hoş bir manzara değil bu. Stres atmanın da, sağlıklı yaşamanın da makul yolları var. Manevi tatmin ise hiç de ihtiyacımız yok bunlara.

Memiş Hoca