Yük taşıdı hem de çook
Söz konusu kitabın girizgahında trene bindiriyor düşlerimizi Mehmet Kerdeşimiz. Diyor ki; "Ulaşım vasıtaları içinde tarihi en eski ve macerası en derin olan şüphesiz ki trenlerdir. Dünyanın ve insanlığın yaşadığı her türlü hâle, son yüzyılda trenler şahit oldu. Bir uçtan bir uca trenler gitti, geldi. Trenler yolcu taşıdı, yük taşıdı. Hâlâ taşımaya devam ediyor."
İlk defa...
Bunca "şey"i taşıyan trenin Türk toplumuna yansımasına, milletimizin hayatındaki izlerine, modernleşme tarihimizdeki önemine dair, edebî tadı da olan bir kitap çalışması yapılmamıştı. Bu boşluğu Serkisof Ahbabım Olur kitabıyla doldurmaya çalışan Mehmet Aycı, trenin sosyokültürel hayatımıza katılışıyla ilgili hatırı sayılır şeyler söylüyor. Aynı zamanda şair olan yazarın bu denemelerdeki dili, bu devirde hâlâ Türkçe'den zevk alınabileceğinin ve Türkçe'yle hâlâ güzel işler çıkarılabileceğinin de ayrıca ispatıdır. Serkisof Ahbabım Olur'daki denemeler treni Türkçe tadında okumak isteyenler için bulunmaz bir nimettir benden duyurması ve bir de Mehmet Aycı şiiri hem de en hasından.
Semah
Yüzümü sana açan kırk çiçekten biriyim
Aynı denize dökülen kırk yarlı ırmaktan
Boynumda solgun gölge, zehirli sessizliğim
Yoldan Çıkmasın diye kendimi çağırmaktan...
Herkes kendine döner, yalnızlık dediğimiz
Ne acıdan giysiler, ne bilinmeyen ada
Susayınca varlığın kıyısına ineriz
Adımız taş atımı bir anlık dalga suda...