Tarihi 16 Nisan 2024

Uçurtma!

HAFTA sonunda, İran'ın kendini savunma hakkını kullandığı "savaş tiyatrosunu" izledik. Asıl mesele; Gazze'de 35 bine yakın insan katledilirken gıkı çıkmayan devletlerin, İran'ın saldırısında kullandıkları cümlelerinin yağ gibi akması.
İsrail denince koyacak yer bulamayanlar kendilerini kaçıncı kez ele veriyor da ne oluyor sanki!
Ortadoğu'yu yeniden dizayn edenler için dün doğan çocukların bugün ölmesinin mahsuru yoksa bu dünyada adaleti yeryüzünde aramayın.
Bu saldırıdan çıkan sonuç; "İsrail'e dokunmak tehlikeli ve yasaktır!" Asıl ayıp; Arap ülkelerinin de yıllardır bu filme seyircilik etmeleri.

***

Daha önce de bu satırları yazmıştım.
İsrail, Amerika'nın tasarrufudur, istediği gibi kullanır gibi görünse de geleceğin dünyasındaki jandarmalık adına İsrail için piyasa şartlarını da Amerika oluşturur.
Onlar birbirlerinde her şeyi bulabilse de bizim onlarda bulamayacağımız tek şey insanlıktır.
Gazze'deki katliamın hesabının sorulacağı ve Netanyahu'nun "savaş suçlusu" olarak yargılanması gerçeği de sadece ütopyadır.

***

Her şeyin arkasındaki Amerika ahlaksız siyasetini alışkanlığa dönüştürdüğü için ne yapsa yadırganmıyor. Ne utançtır ki 7 kişiden birinin aç olduğu bu ihtiyar dünyada sadece Amerika ve İsrail'dir bahtiyar olan. O yüzden onlara karşı zafere açız!
Hayatta kalma ihtimallerimizi korkularımıza yem edeceğimize bu ejderhalara gözlerimizi açabilsek çok şeyler kazanacağız ama televizyon dizileri, Amerikan patentli zibidi yarışmaları o gözleri de kapatıyor yolları da.

***

İran'ın "saldırısının" ardından ekranlarda konuşanlara baktım. Resimlerinin altında isimleri, isimlerinin altında etiketleri vardı da çoğu sistemin gerektirdiği gibi konuştu ya da üfledikleri balonları uçurdu!
Üniversitelerin mantar gibi yayıldığı bir ülkede etiketler öylesine ucuzladı ki, o kadar çok konuşup hiçbir şey anlatamamak el üstünde taşınıyor!
Buna yorumcu enflasyonu deniyor!

***

Yapay zekanın yakında her şeyi ele geçireceği bir tünelden geçiyoruz.
Çocuklarımızın hayat hakları ve özgürlükleri gittikçe daralıyor.
Dokundukları yerden bombaları gönderdikleri yetmezmiş gibi, doğal zekanın hiçbir işe yaramayacağı bir dünyada, çocuklarımızın düşünce gücünü bile ellerinden alacaklar.

***

Bu dünyadan hiçbir beklentim yok.
Yapay zekanın da canı cehenneme, Amerika'nın İsrail'in ve Siyonist tarikatların parasıyla züppelik taslayan gazetecilerin de!
Ben çocukların doğal zekasıyla gökyüzünde süzülen uçurtma yaptığı bahar mevsimindeyim hala. O zamanlar Beyrut, Ortadoğu'nun Paris'iydi.

MUTLULUK TAKVİMİ
Eğriye doğru deme.
Avcılara karşı sesini yükselt.
Ekranda boş konuşanı dinleme.
Sütlü çay iç.

Uykuyu geceye
Çağırdım gelmedi
Gözlerimin sana
Selamı var

Perdeyi açtım yağmur
Radyoyu açtım Müslüm
O söyledi ben ağladım
Sabaha kadar

Bana mısın demez
Hasret ateşi
Hadi at kalbinden
Atabilirsen
Hiçbir mahkum aşktan
Firar edemez
Hadi yat bu gece
Yatabilirsen
Hakkı YALÇIN

Evlerdeki kilitli sandıkların en değerli hazine sayıldığı yılları aştık.

Görkemli günah!
Zengin bir iş insanının bir sohbette kullandığı cümleyi hatırlıyorum.
"Eskiden yoksuldum uçağa binerken korkmazdım. Şimdi çocuklarımla uçağa binmekten korkuyorum." Haram kazancının çocuklarından çıkmasından korkuyordu belli ki!
Haram kana çabuk karışır ama hayatta anlamını kaybetmeyen anlamlı gerçeği de miras bırakır. Korkuyu. İnsanın içine yerleşen en görkemli günahı!