Tarihi 21 Mart 2024

Hayat

SEVDİKLERİMİZİ kaybettiğimiz zaman hayata bakışımız anlık da olsa değişiyor. Düşünüyorum da nasıl terk edeceğiz bu zamansız yolculuğu?
Yitirdiklerimiz ve kazandıklarımızla, hayata bıraktıklarımız arasında imzamız nasıl olacak? Taşınmaz malları vicdanlardan daha değerli sayan bir dünyada, sevgiden değerli hiçbir şey olmadığını anlamak için vaktimiz olacak mı acaba?

***

Hayat bir mücadele olsa da başkalarını devirerek ayakta kalmak duygusunun hayatta yeri yok.
Bu dünyadan göç ederken sevgilerini mallarını bağışlayabilirsin ama kendini bağışlayamamak var ya!
O berbat bir şey.

***

"Kimin canını acıttım?" diyeceksin.
"Kimlere kan verdim?" "Kaç çocuğun elinden tuttum?" "Kaç yoksulu doyurdum?" "Hangi davaya işçilik ettim" ya da.

***

Vicdani sorular bitmez.
"Benden olsun çamurdan olsun" şenliklerine katılıyor musun? Kendini korkuyla mı terbiye ediyorsun?
Çaldığın kapılar açılmadı diye sen de başkalarına mı kapatıyorsun kapıları?
Kimi karşıdan karşıya geçirdin en son? Ne zaman derin bir yolculuğa çıktın, vicdanının eşliğinde? Allah sevgisi çıktığın yolculukların rehberi oldu mu?
Yoksa hayatın ihtirasına yenik mi düştün, paranın cazibesine kapılıp!

***

Bu savaşlar, kahpelikler ve soysuzluklar dünyasında hayatın da bir sihri var ve hep bir şeyler fısıldar bizlere.
Bu koca dünyada tuttuğumuz yer nedir ki, içimizde sevgi yoksa eğer.

***

Hiçbir tavşanı yakalayamamış tazı olmakla, hiç kimsenin günahına girmemiş olmak arasında uzun bir yol var.
Zaman durmuyor ve bir çocuğun evden kaçmasıyla eve dönmesi arasındaki kadar çabuk geçiyor her şey!
Ertelenmiş düşlerin pişmanlığıyla!

***

Elbette hiçbirimiz masum değiliz.
Ama kavanoz dipli dünyanın içinde adımızın yazıldığı kağıt parçacıkları etrafa saçıldığında ağır basan söylemler en değerli hazinemizdir.
Yaşarken bedenimizi süsleyen pahalı ve görkemli giysiler değil!
Hayattaki amacımızı bilmeliyiz.
Ardımızdan "davacı" değil, "duacı" insanlar bırakmak istiyorsak eğer!

MUTLULUK TAKVİMİ
Ahde vefayı unutma.
Numaralı gözlük kullan.
Açan çiçeklerin resmini çek.
Sabrını sına.
Fanatik olma.

Ayrılığa esir düştü sevgim
Ben de yenildim aşka
Hangi yasayı çiğnedim ben
Seni sevmekten başka

Yalan değil canım yandı
Böyle yanmam bir daha
Sen adımı anmıyorsan
Ben de anmam bir daha

Sana vermediğim
Bir gururum kaldı
Yeter bu sevgiden
Çektiğim günahım
Bana ah etmekten
Bıkmadın mı hala
El açtığın Allah
Benim de Allah'ım
Hakkı YALÇIN

Gazetecilik yazma sanatı değil artık, ekranlarda kaba saba konuşan adamların dili!

Kayahan için
Anahtar sözcüklerin buluştuğu şarkıların adamıydı rahmetli Kayahan. Sevgi adamıydı. Bunu şarkılarında olduğu kadar, evinin her köşesinde hissettirirdi.
Ayvalık Gömeç'teki Gönül Köşkü'nün odalarından birinde bir köpek balığı kafası vardı. Altında esprili bir yazı. "Yolu sevgiden geçen herkesle bir yerde buluşuruz. Ham!" Sabahları çorba içmeyi severdi, ezogelin çorbası tercihi. Kokuya karşı ilginç bir duyarlılığı vardı. Bir keresinde Gömeç'te bir inşaattan gelen koku dikkatini çekmişti de sarhoş bir Alman turisti yanmaktan kurtarmıştı.
Geçen akşam "Bir Aşk Hikayesi" şarkısını dinlerken kendisiyle yaptığım söyleşiyi hatırladım ve büyük ustayı anmak istedim. Nur içinde yatsın.