TARİHİN en kıytırık derbisini izledikten sonra insan futboldan soğuyor.
Futbolun hiç sevmediği şeydir düdük; hele zırt pırt çalınıyorsa!
Gol olduğunda başına geleceklerden korkan Arda Kardeşler derbide futbolu yok etme dersindeydi sanki.
O yüzden not aldım. "Cesaretin tedavülden kaldırıldığı gecelerde hakem tavizleri korkaklığın ayak izleridir." Futbolcuların besin kaynağı kendilerini yere atmak ya da hakemin üzerine yürümekti.
Onlar için aldığım notun karşılığı; "futbola ihanet aksesuarları!" Düşündüm de böylesine bir düdük enflasyonundaki pinti futbolun karşılığında iki kaleciye kahve ikram edilebilirdi.
Ama bu ülkede kahvelerin de hatırı kalmadı artık.
***
Maçın sonunda İsmail Kartal'ın yaptığı açıklamaya baktım da "kazanamayacaksan kaybetmeyeceksin" düşüncesi yavan geldi bana.
"Kazanmak için hiçbir strateji geliştirmeyenler ancak bu kadar küçük düşünür" dedim.
Çünkü Saracoğlu'ndaki hiçbir maçta Fenerbahçe'nin galibiyetten tasarruf edemeyeceğini İsmail Kartal'ın çoktan öğrenmesi gerekirdi.
***
Kalite gittikçe azalırken, futbolun çocuklarımıza borcu var ama ödemeyi düşünmüyor.
Gözlerinden nefret fışkıran Mert Hakan Yandaş gibi adamları görüyoruz. Çünkü futbolcu transfer edilirken sportmenlik testi de yapılmıyor 1Q testi de.
Ama çirkinleştikçe sahiplenilen adamlar takımlara kaptan bile yapılıyor!
Tencereyi kim yuvarlamışsa kapağını daha önce oraya koymuş demektir.
O yüzden ele verdiklerinden fazlasını gelecek maçlara saklıyor zaman!
