Tarihi 8 Aralık 2023

Sebepsiz değil!

ZİLERDE popüler olan yakışıklı oğlanların küstah tavırlarına bakıyorum da "dünyayı ben yarattım" bakışları. Yakışıklı olmak talihtir, önemli olan kendini geliştirmektir ama o da herkese nasip olmuyor!
Onları bu kadar şımarık yapan; hak ettiklerinden fazlasını veren "sanat yoksulu sistem" ve şöhretin kişilerdeki yan etkisi!
Kişiliği olmayanın şöhreti bol olunca ortaya çıkan manzara da değişmiyor.

***

Sosyal medyada ahlaki değerleri bile hiçe sayanların fenomen olduklarını gördük. Şöhret olmanın dayanılmaz basitliğini!
Sosyal medya garsonları onlara servis yaparken, kimileri sanatın önüne geçirildi ama ahlaksızlığın çekiciliği de bir yere kadar!
Şimdi hesap verenleri görünce; ödenmesi gereken bedeller şaşırtmıyor beni.
Unutulmasın ki sadece sanatıyla geçinen gerçek sanatçılar köhne otel odalarında aç ve susuz öldüler!

***

Elindeki gitarla sokakta şarkı söyleyen şarkıcılarımız vardı, onların ekmek parası bile şikayetlerle engellendi.
Neymiş, her türlü kuralın lağvedildiği sokakların adabını bozuyorlarmış!
İstanbul'un sokaklarında ayaklarında ayakkabı bile olmayan küçücük kız çocukları dilendiriliyor da onları şikayet eden birileri yok mu?
Ya da şikayetleri ciddiye alan birileri!

***

Hayata nasıl baktığınız önemli.
Sokaktaki çiçekçi kadın her sabah tezgahını düzenler, çocukluk hayallerinin hüzünlerini kirpiklerinde taşır.
Bir delikanlı çöplerden kağıt toplarken kendi hayatını boşaltır çuvalına.
Martıların çığlıkları iner kıyılara, denizleri yaran yatlar geçer ufuktan, zenginlerin sırtını bile yoksullar kaşır!

***

Yaşlandıkça kalbimizi avucumuza alır tören adımlarıyla gelecek zamana yürürüz.
Mazi ceketimizi tutup çekiştirir "nereye?" "Ölüme" deriz ama zamanın da cevabı hazırdır; "ben seni çocukken birkaç kere öldürdüm daha ne istiyorsun?" Ben de derim ki; "seninle öldüğüm yılları bugünkü hayata değişmem!"

***

Vefa; geldiğin yeri unutmadan hayatındaki güzel insanları ayrı yere koymaktır.
Yeni bir yere taşınsan da anıların başucuna "nereye gidersem gideyim sizleri de yanımda götüreceğim" notunu bırakmaktır.
O yüzden eskiciyim!

***

Sokakta çiçek satan kadınlara duyduğum saygıyı, güzelliğinden başka hiçbir şeyi olmayan kadınlara mı duyacağım, yoksa züppelere mi?
Yeşilçam filmlerinde "hakim amca" rolünde bile gerçek adaletin peşinde koşan Hulusi Kentmen'i rahmetle anıyorsam sebepsiz değil.

MUTLULUK TAKVİMİ
Cam kenarına küçük lambalar koy
Aç insanı geri çevirme.
Ekmeğini kendin yap.
Gerçeği ara.

Gittin
Bende gözlerin kaldı
İki yağmur damlası
İki suskun ayrılık
Gittin
Şimdi yangınlar kaldı
İki yaralı yürek
İki sevdalı çığlık

Geliver bir akşam
Kahve içimi
Bak nasılmış sevmek
Gör sevincimi
Saatler acıyı
Çeyrek geçiyor
Dayanmaz yüreğim
Dindir acımı
Hakkı YALÇIN

Ağaçtaki salıncakla kendinden geçen çocukları bilgisayar oyunlarıyla yok ettiler!

Onlardan çok var!
Bazı adamlar vardır, gücünü saldırı mekanizmasından almıştır da her türlü pislikleri aklanır. Onların görüntüsünü izleyen çocuklar yatağının altına saklanır.
Böyle adamlardan birinin berberi olsam, "vicdanınızı kim tıraş ediyor" diye sorarım. Karşımda başını eğerken vereceği cevaba göre davranırım. Merak etmeyin elimdeki makasla ancak onun kan kokan cümlelerinin önünü keserim!
Bizler beceremediğimiz şeyleri denemekten korkmayız, korkunun elinden alırız yürekli cümlelerimizi. Onların gözlerine sokarız.