Yüreklere işleyen sesinin içinde çocukluğunu taşıyan koca yürekli bir adam. Adamın arkasında 25 kişilik muhteşem bir orkestra.
O adam Mehmet Fatih.
Tarihin ezgilerine saygı gösteren, insani duyguları yeşertmek adına merhamete ve iyiliğe yol gösteren biri. Popülerliğin değil saygınlığın yolcusu. Geçmişe uğramadan geleceğe koşamayacağını bildiği için, geçmiş zamana borcunu sadece eski güzellikleri canlı tutarak değil, insanlığın elini tutarak da gösteriyor.
Ülkesine ve topraklarına sadakatiyle!
***
Zorlu PSM'de biletleri günler önce tükenen konserinde izleyicilerin aldığı keyfi gösterdikleri coşkuda gördüm.
Gecenin öznesi; "böyle sevip çoğalacağız, böyle çoğalıp daha çok seveceğiz!" Seçtiği türkülere baktım da "büyüdüğü topraklardan beslenmiş türküler bir insanın diline bu kadar mı yakışır" dedim.
Konseri izleyenler arasında türkülerin efsane ismi Bedri Ayseli vardı. Yine aynı efendilik aynı ustalık. Sinemanın özel isimleri Erkan Can, Güven Kıraç ve Bahtiyar Engin de vardı. Kaç yıldır görmediğim insanlarla aynı konserde bizleri buluşturan ortak bir duygu vardı elbet.
***
Mehmet Fatih'in yayınlanmış bir albümü var, yenisini de hazırlıyor.Mesele sadece türkü ve şarkı değil, sanatın duyarlı yanını sergilemek.
Toplumun şekil alması için yoğrulan popüler çamurların, çocukların hamuruna neler karıştırdığını ve yüreklerde nasıl yaralar açtığını bilenlerdeniz. Bozanları değil onaranları severiz. Daha önceki konserinin bütün gelirini depremzedelere bağışlayan Mehmet Fatih'in son konserinin tüm gelirini de Gazze'deki çocuklara bağışlaması çok şey ifade eder.
Biz buna "insanlık sanatı" deriz.
Böyle insanlara söyledikleri her şarkıdan ve yaptıkları her insanlık eyleminden sonra alkışlarımızı göndeririz.
***
Malı götürmenin özne olmadığı, her türlü ahlaksızlığı yaparak popüler olanlara kurban olunmadığı, umudun hiç yaşlanmadığı zamanları.
Sofrasını herkesle bölüşen yakası güllü zamanlardan bahsediyorum.
Mehmet Fatih'i sahnede izlerken kendimi o yılların içinde hissettim.
***
Nasılsa sanat ve insanlık adına sergileyeceği güzellikleri gelecek zamanlarda daha çok görecek ve duyacaksınız. O yüzden sizlere Mehmet Fatih'ten bahsettim.
Gerçek sanatın hakkını vermek adına!
MUTLULUK TAKVİMİ
Sokaktaki kadından mendil al.
Kullanılmış pilleri değerlendir.
Bahis oynama.
Kahveni evde iç.
İsimsiz mektuplar
Gibi bakardık
Hatıra defteri
Hasretin dili
Aşka açılırdı
Bütün perdeler
İçinden ağlardı
Sevda mendili
Bir hasret treninden
Zamansız indik
Ömürlük şarkıların
Nağmesi bizdik
Maziyi özleyen
Aşk yolcuları
O trene binmek için
Neler vermezdik
Hakkı YALÇIN
Yapay zekanın müzik dünyasındaki katliamı erken başladı.
Çeyrek Altın
İzmir'de çeyrek altın taktığı arkadaşının düğününe gelmemesi üzerine mahkemeye başvuran adama, mahkeme çeyrek altın bedelinin geri ödenmesine karar verdi.
Erken biten davalara hayranlık duyuyorum. İstanbul'da müzik emekçilerinin çalınan hakları için kazandıkları davaların dosyaları 5 yılı aşkın süredir İstinaf Mahkemelerinde bekletiliyor. Üstelik emsal kararı olan davalar! İnsanlar alçılı ayakla bile merdiven çıkar da bu dosyalar neden hep altta kalır?
Müzik emekçileri de bunun sebebini ve çeyrek altın kadar değerleri olup olmadıklarını öğrenmek istiyor.
Belki Adalet Bakanlığı yetkilileri bu satırları okur da gerekeni yapar.