Tarihi 18 Ekim 2023

Ölüler ve diriler!

YENİ bir pil aldığı zaman elindeki radyonun bütün istasyonları çekeceğini düşünen büyüklerimiz vardı.
Adının söylenmesi bile zor olan yabancı ajansların haberlerini dinleyip, duyduklarını duymayanlara aktarırlardı.
Yurttan sesler korosu, beraber ve solo türküler beklenirdi sabahları!
Aşıklar sazlarını evlerin duvarına asardı.
Saygının mimarları sevginin ustaları.
O güzelim şarkıcıların 45'lik plakları bugünün zibidi şarkılarına bin basardı.

***

Ömürler bu kadar ucuz değildi!
Domatesi peyniri, zeytini kolayca yiyebilirdi insanlar. Çocukların kumbarası da olurdu aydınlık düşleri de.
Sokak lambaları geceyi aydınlatırken anneler gaz lambalarının fitilini kısardı.
Mahallelerde "kimin eli kimin cebinde" konulu garip ilişkiler olmazdı.
Fabrikada tütün saran otobüs duraklarının onurlu kızları bugün televizyon dizilerinin şehvetli yıldızlarına bin basardı.

***

Çıkarsız dostluklar demlenirdi de 40 yıllık hatır için kahveye bile gerek yoktu.
Sefalet çoktu ama haysiyet daha çoktu.
"Kızılcık şerbeti içtik" deyip çaresizliğini gizleyen arkadaşlar, birbirlerine göstermeden duvar diplerinde kan kusardı.
Neyin uyuşturucusu neyin çakallığı!
Serveti onuruyla ölçülen İspanyol paçalı eski zaman delikanlıları, "para da para" diyen ve yoldan geçen kadınları gözleriyle yiyen şimdiki zamanın düdük paçalı delikanlılarına bin basardı.

***

Bu kadar kabalık yoktu, günlük konuşma dilinde alabildiğine zarafet vardı.
Maaşlarını zarf içinde alırdı çalışanlar, insanların bakkala kasaba borcu olurdu da gururlu babalar başı önde susardı.
"Paran olunca ödersin" diyen insani bakkallar, her gün etiket fiyatlarıyla oynayan ve parası yetişmediği zaman insanları kasada rencide eden marketlere bin basardı.

***

Kıt kanaat yaşardı gazeteciler çoğu kirada otururdu, en fazla külüstür bir otomobilleri olurdu. Elleri de temizdi yürekleri de.
Her biri daktilo tuşlarında sadece adaletsizliğe ve haksızlığa parmak basardı.
Ceket iliklenirdi bu mesleğe.
O yürekli ve namuslu gazeteciler, şimdi nereden buldukları sorgulanmayan milyon dolarlarıyla hava atan züppe gazetecilere bin basardı.

***

Beyaz kutularda ikisi bir arada elde satılırdı lahmacunlar, içindeki malzemeden çalmak ne demek!
Öyle sükseli sabah kahvaltıları yoktu.
İnsanlar ailesini kimselere muhtaç etmemek için canının çektikleri için bile masrafından kısardı.
Çocuklar doyumsuz değildi. 62'den tavşan, sabun köpüklerinden baloncuk yapan o çocukların yaratıcılığı, bugünün bilgisayar oyunlarına bin basardı.

***

Şimdi ruhlarını paraya satanlar meslek onurunu hiçe saydıkça, hırsızlık ve rüşvet utanılmayacak gerçekler listesinde bir numara oldukça yüreklerimizi isyan basar.
O yüzden nostaljik yılların ölüleri, teknolojik yılların dirilerine bin basar.

MUTLULUK TAKVİMİ
Işıklarda korna çalma.
Lösemili çocuklar için gönüllü ol.
Markette fiyatları sorgula.
Kışa hazırlan.

Özgürlük tutkusu
Sarar herkesi
Uyuyan kalplerin
Uyandığı gün
Sokaklara sığmaz
İsyanın sesi
Bıçağın kemiğe
Dayandığı gün

Sabırlar tükenir
Gün gelir elbet
Yumruklar sıkılır
An gelir elbet
Bizim de sesimiz
Duyulur elbet
Bıçağın kemiğe
Dayandığı gün
Hakkı YALÇIN

Zamanın kirli penceresinden görülmez ama bir zamanlar bu dünyada insanlık vardı

Fiil çekimi!
Her şey birbirinin içinden geçiyor, insanların içinden neler geçiyor!
Kimileri korkunun küreklerini çekiyor kimileri çilenin kralını.
Birileri yalandan gerçek hikayelerin dizi film çekiminde, yürekleri yazar kasa olanlar fiil çekiminde.
"Zenginiz, zenginsiniz, zenginler!"