Tarihi 16 Ağustos 2023

Tamirci!

SOKAKTAKİ insanların yüzünden düşenleri topluyorum "bütün" etmiyor.
Çaresizliğin ürkütücü kulvarında yürüyen babalar çocuklarına karpuz kavun bile yediremiyor da ağır abiler Bodrum'da Çeşme'de metreslerine "para yediriyor!" Kirli tencereye uymak için yuvarlanan kapaklar her zaman yolunu bulur.
Bir "hayal tamircisi" olarak, cümlelerimin arasında kullanmak üzere keyifli satırlar arıyorum bulamıyorum.
İnsanlara umut kredisi verecek bir banka bulmak da mümkün değil.
İnsanlık için yapılan tanımlamalar paranın karşısında kendinden geçerken, "o güzelim yıllar ne çabuk geçti" diyorum.

***

Bahçelerden kopardığımız güllerin dikenleri elimize batardı da iki arkadaş damlayan kanları birbiriyle buluşturunca "kan kardeş" olurduk.
Karşılıksız ve hesapsız severdik birbirimizi.
Bu kardeşliğe can verirdik, radyolardaki "kan aranıyor" anonslarına yetişmek için yarış ederdik.
Edirne'den kuş uçururduk Ardahan'a giderdi, biz de peşinden giderdik.

***

Manavların kasapların tartısı bozuk değildi.
Utanma duygusu diye bir gerçek vardı.
Karanlık adamlar o zaman da vardı, hepsi de bizi görünce karaları bağlardı.
Cebimizdeki aynayla güneşi tutardık gözlerine, çil yavrusu gibi dağılırlardı.
Hepimizin mızıkasında notalar içinde saklı. Yasaklı günlerin başkaldıran çocukları olmaktan korkmadık hiç.
Ölüm hafif kalırdı yaşadığımız yükün altında.
Gömleklerimizin yakası kirliydi, yüreklerimiz temiz. Hala bütün servetimiz yüreğimiz.

***

Kundağa sarılması gereken bebeklerin kefene sarıldığı bir dünyayı da sevmedik, cebini doldurmayı yüreğini doldurmaktan daha anlamlı sayanların gittikçe çoğaldığı bir dünyayı da.
Taşınmaz malları vicdanlardan önemli sayanlar dünyasında, sevgiden değerli hiçbir şey olmadığını anlatmakla geçti ömrümüz.
Gördüğümüz darbeler, üzerimizde gezinen çamurlu postallar da caba!

***

Bir pencereydi hayat, gönül penceresinden ansızın bakıp geçti.
Dostluklar da bitti sevgiler saygılar gibi.
Bizler harcanan bir neslin son kuşlarıyız.
Kimimizin defteri dürülmüş, kimimiz çaresizliğin sokaklarına sürülmüş.
Bizim için çocukların geleceği mevzubahis olduğunda hayat esirgenmez.
Bazen kırık kanatlarımızla geçmişten getirdiğimiz komşuluk ve kardeşlik kokan o saf ve temiz duyguları hatırlatırız ya!
Elimizden başka şey gelmez.

MUTLULUK TAKVİMİ
Altın kuralların olsun.
Akvaryumun karşısına geç.
Bugün kablosuz hayatı dene.
Verdiğin sözü tut.

Gözlerinde doğar
Benim güneşim
Sen benim umudum
Sevdamsın ülkem
Kader arkadaşım
Sevgilim eşim
Sen benim sıcacık
Soframsın ülkem

Elimin nasırı
Alnımın teri
Sen bir ekmek kadar
Kutsalsın ülkem
Güneşli umudum
İnancım davam
Sen benim bitmeyen
Kavgamsın ülkem
Hakkı YALÇIN

Bir zamanlar bir fincan kahvenin gerçekten 40 yıl hatırı vardı.

Baba ve oğul!
Baba oğluna hayat üzerine nasihat veriyordu. "Yükselmek için asla alçalma.
Onurlu hayat basamakları olmayan bir merdivendir." Çocuk kuşkuyla babasına baktı.
"Peki merdivende basamak yoksa ben yukarı nasıl çıkacağım." Alın terine saygıda kusur etmeyen baba gereken cevabı verdi.
"Başkalarının sırtına basmadan yükselmeyi öğrendiğin zaman." Not: Böyle babalar hala var!