Tarihi 28 Temmuz 2023

Ağaçların gözyaşları

Bir gün önce gözlerini kocaman açan güneş biraz insafa gelmişti de yaydığı ısı bir nebze olsun azalma olmuş, hafif bir esinti başlamıştı.
Sıcaklardan bunalmış insanları görmek için İstanbul'da bir gezinti yaptım.
Herkes gölgeye sığınmıştı da en çok yaşlı ağaçların altı doluydu.
Ağaçların yaprakları kıpırdamasa da insanların yardım çağrısına kulak verdiği muhakkak
Sonbaharda "güz kanserine" yakalandıkları farz edilir de o ağaçlar kendilerinden sonra gelenlere hayat vermek için döker yapraklarını.
Yeter ki bağrına baltalar inmesin, yeter ki cayır cayır yakılmasın!

***
Merter Tozkoparan'da yaşlı bir ağacın gölgesinde uyuyan çocuklar vardı.
Anneleri de toprağından hiç ayrılmamış köklü bir ağaç gibi yanlarında duruyordu.
O yaşlanmış ağaç posta koyuyordu güneşe, nemi reddediyordu, gölgesinde klima vardı da yaprakları vantilatör görevini üstlenmişti sanki.
Bu manzarayı gördüğüm zaman, her yıl çocuklarının adına ağaç dikenlere duyduğum saygıyı, yakılan ormanlara yapılan otellerde konaklayanlara nasıl duyabilirim?

***

Ağaçlar iyiliğe susamış canlılardır.
İsimleri insan isimleri kadar değerlidir ama hiçbirinin rütbesi yoktur. Kimseye büyüklük taslamazlar.
Komşu bahçelere taşan meyve ağaçlarının bol olduğu yoksul mahallelerde büyüdük.
İlk oralarda gördük, bir ağacın bizlerin yakın arkadaşı olduğunu.
Bir inciri koparabilmek için dallarını kırdığımız oldu da çocukluğumuza verdi.
Altına serilen kilimler üzerinde çay içen annelerin sohbetine hep saygılı biçimde eşlik etti.
Bugün eski zaman hikayelerinin tek kaynağıdır o yaşlı ama dimdik ağaçlar.

***

Sonra sahile indim, deniz kıyılarındaki insanların ağaç gölgelerindeki duruşlarına baktım. Böyle bir havada mangal yakma derdinde olanlar bile vardı. "Mangal neyin nesi?" diye tepki gösterildiğinde verilen cevabı duydum. "Keyfimin kahyası mısın?" Saygısızlığını kabadayılıkla birleştiren insanların ağzından çıkanı kulağı duymasa da ağaçlar duyuyor.
O yüzden onların gölgelerinde çocuklar büyük bir huzurla uyuyor!

***

Ağaçlar diğer canlıların da barınağı, ülkenin nefes borusudur, hem gökyüzüne her yerin altına atarlar adımlarını. Müsait olduğumuz depreme karşı da en anlamlı koruyuculardır ama bizler onları koruyamıyoruz.
Aşırı sıcakların ardından akşamüzeri İstanbul'da yağmur çiseledi ve gitti.
Bulutlarla ağaçlar arasındaki aşkın dışa vurmasının bir sebebi vardı eminim.
Hem bunalan insanlar adına hem aşırı sıcaklarda yaşlı ağaçların gözlerinden süzülen "reçine" adına.
Ağaçlar o bulutların gözünde; gözyaşını gizleyen gururlu mahkumlar gibidir.

MUTLULUK TAKVİMİ
Gerçek sanatçıya değer ver.
Kuşlar için pencere kenarına su koy.
Gerçek limonata yap.

Boş bir kubbede kaldı
O eski hoş sedalar
Gözü yaşlı bir masal
Cumbalı hatıralar
Çocukluğumuz duruyor

Yazlık sinemalarda
Elde kaldı biletler
Hala bizi hatırlayan
Birileri yaşıyorsa
Kalbimize emanetler

Gözlerinden öptük aşkı
Yolda kaldı dilekler
Kulaklarımızda çınlar
O eski kırkbeşlikler
Hakkı YALÇIN

Her şeyin başı paraysa, bir ruh kıtlığı yaşamadığımız ne malum!

Hakan Gürses
Müzik dünyasında 1999 yılında "İsyan"
adlı albümüyle giren Hakan Gürses'in
Hatay depreminde evi yıkıldı, karısı ve 3
çocuğuyla kayınpederinin yanına sığındı.
Hem baba hem şarkıcı olarak hayat
kavgası verirken, 6 yıldır adını taklit eden
bir şahısla da mücadele ediyor.
Adını duyurmak için yıllardır çabalayan
bir adamın ismini "araklamak" her
biçimde ayıptır. Üstelik enkazdan çıkan
bir emekçiye bunu yapmak ayıpların en
büyüğüdür.