NASIL da alçakgönüllüydü yazlar, kavunlar karpuzlar neredeyse bedavaydı.
Çocukların sağ elinde ekmek parçası sol elinde domates. İkisinden birer ısırık değmeyin keyiflerine.
Daldaki kirazlar kulaklarda bile yer bulurdu kendine, şimdi ağzına kiraz değmemiş çocuklar mevsiminden geçerken, "zaman kuşlar gibi uçup gitmiş" diyoruz.
Top oynayıp terlediğimiz masalımsı düşlerde, çeşmelerin önünde bizlere sırasını veren şefkatli anneleri anıyoruz.
Yaz tatillerinde aydın öğretmenlerimizin bizlere önerdiği tatil kitaplarının içinde gezindiğimiz masum yıllar geliyor gözlerimin önüne.
Şimdi anneler babalar yeni okul ücretlerinin nöbetini tutarken, çocuklar da uzay boşluğunda fal tutuyor.
***
Kırmızı pabuçlu kız çocukları kalmadı sokaklarda, seksek oynamaktan bahsetmenin de anlamı kalmadı zaten.
Kötülükte üstüne olmayanların ayaklarının altında kaldı masumiyet.
Kendilerine başkalarının gözünden bakmayı öğrenemeyenler sosyal medyayla tanıştı.
Şimdi zaferini kutluyor teknoloji, en masum düşlerin bile canına okurken.
Oysa bir zamanlar yaz tatillerinde kitap okurdu çocuklar, üstelik doktor gibi yazılanı eczacı gibi okurdu.
***
Hayalleri elinden alınmış çocuklar neler kaybettiklerinin bilincinde değil.
Korkulardan ve umutsuzluktan başlarını kaldırıp güneşi bile görmeleri mümkün değilken onlara elde kalanları anlatın.
İklim değişikliklerini, teknolojik vahşetin kendilerinden neler alacağını anlatın.
Yıldızların geceye küsmelerini, göğüslerinden uçan kuşların niye geri dönmediklerini anlatın.
Son ağaç kuruduğunda son balık kıyıya vurduğunda ne yapmaları gerektiğini anlatın. Masallar bitti gerçekleri anlatın!
***
Bizim elle çizilmiş hazine haritalarımızda, aradığımız zaman bulabildiğimiz su kaynakları vardı, incir ağaçları. Şimdi teknolojik haritalar sahte.
Şimdi insanlar bile sahte.
Eskiden yaz tatillerinde elle yazılan mektuplarla hasret gideren okul arkadaşlıklarının yerini intihar mesajları aldı. Parmakla göstermenin ayıp olduğu yılların yerini teknolojinin teşhir sergileri aldı.
O şefkatli komşuların terlediğimiz zaman sırtımıza koydukları tülbentlerin modası geçti.
***
İnsani değerleri çocuklara bahşetmeyen bir dünyada gelecekten bahsetmenin anlamı yok.
Şimdiki zamanın açtığı yara da bu!
***
Bizler büyümeden önce de kirliydi dünya ama bu kadar değildi.
O yüzden çocuklara borcumuz var.
Gezegenimiz adına değil kendi adımıza!
Ne yazık ki borcunu inkar edenler yanlışlarında da inat ettikleri için kayıplarımız gittikçe büyüyecek.
MUTLULUK TAKVİMİ
Yaşlı insanları koru.
Hakkını iste.
Sokak hayvanlarını susuz bırakma.
Hep para pul hep şöhret
Tüm varınız yoğunuz
Aynalara baksaydı
Utanırdı çoğunuz
Sesim arabesk diye
Adamdan saymadınız
Gerçekleri haykırdım
Ne yazık duymadınız
Selam söyleyin ölüme
Baş eğmedim zulüme
Bak nasıl da düştünüz
Bu garibin diline
Hakkı YALÇIN
"Aç kalırım ama çocuklarımı kitapsız koymam" diyen babalar da kalmadı."
Şimdi bunlar moda!
Gece yatarken giymesi gerekenleri
sahnede şarkı söylerken giyen bir şarkıcı
erotizmi pazarlar sanatı değil.
Bunlar için sosyal medya yıkılıyorsa,
onurlu sanatın merdivenleri yere mi
çakılıyor?
"İçine pilot kaçmış" erotik şarkıcıların
gece uçuşları bizleri ilgilendirmez.
Bizler onurlu şarkıcıların böyle
pespayeler karşısında verdikleri
mücadeleye destek olmak için bunları
yazıyoruz.
Bir kadın şarkıcının duyması gereken
gurura mahsuben bizim sloganımız belli.
"Ruh varken beden nedir ki!"
