Tarihi 11 Ocak 2023

Mektup!

UYUŞTURUCU satanlara "çakal" dediğim için daha önce bir hapishaneden mektup almıştım da "bize neden çakal diyorsun?" diye tepki gösteren biri olmuştu.
Kaç annenin ciğerini yaktığının bilincinden uzak, hiçbir pişmanlık duymayan, sadece kendisine takılan "çakal apoletinden" rahatsız olan o mahkuma bu köşeden okkalı bir cevap yazmıştım.

***

Sonra Ceyhan Adana'dan başka bir mektup geldi. Uyuşturucu satmaktan 18 yıl hüküm giyen M.K. adlı bir okuyucumdan. Aynen yayınlıyorum.
"Saygıdeğer Hakkı Abi, uyuşturucu satıcılarıyla ilgili köşe yazını okudum etkilendim. Yazdıklarında haklı olduğunu düşünüyorum, bileklerimi kesseydim de satmasaydım be abi.
Kısaca uyuşturucuya nasıl başladığımı anlatayım. Ben de arkadaş kurbanıyım. Sonra para yetmeyince bu işe girdim. Hem içtiğime hem sattığıma çok pişmanım.
7 yıldır hapisteyim. 6 yıl daha kapalı, 5 yılı da açık cezaevi hapsim var. Şu an 30 yaşındayım 41 yaşında cezam bitecek.
Affına sığınarak artılarımdan da bahsetmek isterim abi. Sigarayı bırakalı 4 yıl oldu. Kuran-ı Kerim'i hatim ettim, namaz kılmasını öğrendim, sporumu aksatmadan yapıyorum. Liseden mezun oldum ve üniversiteye hazırlanıyorum. Ve en önemlisi ailem bana inanıyor.
Benimkisi özenmekle başladı abi, cahildim erken yaşta başladım ve bırakamadım. Ama şu an her şeyi çok iyi anlıyorum. Umarım bana ve binlerce pişman olmuş insanın var olduğuna inanırsın."

***

Elbette böyle insanlar da var, 30 yaşındaki M.K'nın kaybettiklerini yeniden kazanabilmesi için cezasını çekmesi gerekiyor.
Oysa böylesine güzel düşüncelere sahip birinin o yola hiç düşmemesi mümkün olabilirdi.
Ama böyle insanları kullanan sistem tıkır tıkır işlerken, asıl mesele uyuşturucu baronları.
Gerçek çakal onlar. Çünkü ömrü yakılan insanların bereketini uyuşturucu patronları topluyor, ciğeri yanan anneler de durduğu yerde yaprak döken çocuklarını topluyor.
O çakal patronlar gemilerdeki son model otomobillerin alıcıları, lüks konakların sahipleri.
Ne acıdır ki bağımlı hale getirilen insanların ömrünün de sahipleri.

***

Uyuşturucu baronlarının hayali belli; bu ülkede uyuşturucu kullanmayan çocuk kalmasın, gençlik çürütülsün!
O yüzden gururla haykırıyorlar;
"bunların hem kanını emiyoruz hem paralarını yiyoruz!" Asıl mesele çakal patronları imha etmek.
Bu kansızların bu topraklarda hayat bulmasına izin vermeyecek olanları ömrümün sonuna kadar başımın üstünde taşırım.
Ama dün de söyledim şimdi de söylüyorum; meydanı boş bulan uyuşturucu, bir devletin en ağır yenilgisidir.

Aşk yalanın maskarası
İhanetler yüz karası
Sen o sarı takvimlerin
En zavallı hatırası

Dönme, sakın dönme
Ben dahil burda seni
Hiç kimse özlemedi
Hepsi gönül defterinden
Seni bir bir siliyor

Kime baksan
Utanırsın gözlerinden
Senin ne mal olduğunu
Artık herkes biliyor
Hakkı YALÇIN

MUTLULUK TAKVİMİ
Hiçbir şeyi hayata değişme.
Lösemili çocukları unutma.
Önyargılı olma.
Korna çalma.

Omuzlarındaki melekleri düşürenler gün gelir ayağa düşer.

Azar azar bir mezar!
Televizyonlarda her gece ahkam kesenlere sormak gerekiyor.
"Metrekareye uyuşturucu kullanan kaç çocuk düşüyor ve kaç çocuk bu çukura düşmek için sırada?" Gençlerin geleceğine azar azar bir mezar kazılırken biraz da böyle konulardan söz etseler.
Yapay gündemlerle göz boyamak varken işlerine gelmez! Niye mi?
Sizler alıcılarınızla oynamadığınız için!