DEPREM; tabiat ananın bazen sessiz bildirisidir ama bazen de yüksek sesle gerçekleri işaret eder.
"Çok bilinen bir şeyi anlamamış olmakla, anlamadığınızı fark etmemek arasında gezintiye çıkarken deprem ülkesinde yaşadığınızı unutmayın!"
***
Bazı depremlerin vermediği hasarı sevinç sayıyoruz da arkasından gelecek olanları hesaba katmıyoruz.
Toprak ana tarafından kaç kere uyarıldık ama hala bütün pislikleri toprağın öğüteceğini sanıyoruz.
Her türlü bencilliği ve zalimliği kendimize hak sayıyoruz.
"Bu dünyada rahat yok" diyoruz da biz dünyayı rahat bıraktık mı?
Toprak ana kaşını kaldırdığında hiçbirimiz ayakta kalamayız.
Hepimizin ödeyeceği mutlak bir bedel varsa o bedeli ödemeden toprak ananın gönlünü de alamayız!
***
Canlar verdiğimiz büyük depremler de yaşadık da sadece kadere kızdık.
Düzce depreminden sonra yapılan sokak röportajlarına baktım da tamamen korku iklimi.
Annesinin yanında bir kız çocuğu "çok korktum" diyorsa, o görüntü es geçilecek.
O görüntüleri izleyen çocukların korkusuna yatırım yapılmayacak.
Toplum bilincinin ve çocukların depremde nasıl davranması gerektiğinin eğitimi verilecek.
Ama nerde o günler!
***
Bu dünyayı çocuklardan kiraladık ve ama borcumuzu ödemek şöyle dursun, o borçları çocuklara yüklüyoruz.
Bazıları kendilerini gezegenin sahibi zannediyor, toprağın altını üstüne getiriyor.
Toprağı ayağımızın altına alıyoruz diye kendimizi matah bir şey sanmayalım.
Oysa hayvanlardan elde edilen gübre bile tabiat ana için bu kadar değerliyken, merak ediyorum insanlar neden bu kadar böbürleniyor?
Bu dünyada ağacın boyunu aşmış bir insan tanıyor musunuz?
***
Susuzluktan korkarken bütün güzelliklerin suyunu çektiği bir ülkede ruh kuraklığından haberimiz olmuyor.
Bir ülkede insanlar yere düşeni kaldırmak yerine, "bana ne başımı belaya mı sokacağım" diyorsa, o ülkede sadece toprağın altında değil üstünde de deprem vardır.
Depremden sonra internette fay hatlarını arayanların anlamadığı budur.
***
Ölene kadar herkes hayatının sahibidir ama misafir adabını da yitirmemek gerekir.
Her şeyi yok ederek bağışıklık kazandık ya tabiat ana da bizlere uygun sürprizler hazırlıyor emin olun.
Topraklardaki çatlaklara göstermediğimiz özeni vicdanları çatlamış insanlara gösterirken!
Tek tesellim gözlerindi
Bakıp bakıp delirirdim
Bana öyle yakındın ki
Hep benimsin zannederdim
Bırakıp gittin beni
Yanarım için için
Yaralı kuşlar gibi
Sensiz ben bir hiçim
Duman gözlüm
Yaktın beni duman ettin
Acımadın ziyan ettin
Duman gözlüm
Benim için yaşamaktın
Yaşamayı haram ettin
Hakkı YALÇIN
MUTLULUK TAKVİMİ
Çocukları deprem görüntülerinden uzak tut.
Marka meraklısı olma.
Bahis oynama.
Gerçek kahve iç.
İnsanlar arasındaki negatif enerji yeraltını kışkırtan enerjinin kaç katıdır?
ÖZELLİKLE!
. Shakespeare'in harika sözü; "haksızlık etsen de senin hakkını savunacağım." O yüzden ipinizle kuyuya inilen insan olun, o ip yeri gelince sizin için uzatılır.
. Bu dünyada her şey istediğimiz gibi gitmeyebilir ama inadına yaşamak gerekiyor. Bir kayaya ne yapabilir ki dalga onu aşındırmaktan başka!
. Eşyaların sahibine olan sadakatini o evin içinde yaşayan bilir.
Hep aynı koltuktan sokağı seyreden yaşlı birinin insanlardan göremediği sadakati bir koltukta bulabilmesi vefasızlığa acı bir örnektir.
