Tarihi 11 Kasım 2021

Kadınlara!

İSTANBUL kadın olsaydı oğlu Levent olurdu kızı Bebek.
Denizleri mavi martıları beyaz.
Cumbalı evlerde camdaki saksılarla konuşurdu her sabah.
Erkek isimleriyle dolu semtlerine inat kadın olmanın asaletini dağıtırdı bütün sokaklara.
Üstüne üstüne yürürdü haksızlığın.

***

İstanbul kadın olsaydı kalbi Taksim olurdu.
Ara sokaklardan çıkıldıkça varılan meydanlar gibi.
Damarlarında gençlik kanı, özgürlüğe açılırdı alyuvarları.
Duvarlarına resimler çizilir şiirler yazılırdı da kimseye kızılmazdı.
Sürüden ayrılanı kurt kapar diye sürüye dahil olmanın kitabı yazılmazdı.

***

İstanbul kadın olsaydı gözleri Galata Kulesi olurdu.
Güneşe tutkusu kocaman, yeşile özlemi delice.
Gözü gibi bakardı her karış toprağa!
İstanbul kadın olsaydı göğsü Darüşşafaka olurdu.
Evlat edinirdi sokak çocuklarını, saçını süpürge ederdi hayata.
Evlerde kardeşlik şarkıları söylenirdi

***

İstanbul kadın olsaydı saçları Çamlıca olurdu. Tebrik kartlarında üzeri simli çam ağaçları. Burnu Sarayburnu, elleri şehir hatları vapuru martılara simit ısmarlayan.
Martılar ki o simitleri iyiliğin parmaklarına geçirirdi alyans olarak.

***

İstanbul kadın olsaydı dudakları Boğaz olurdu. Oturup şiirler okurdu denize karşı, şarkılar düşerdi yüreğinin tellerine.
Gemiler geçerdi de haram lokma geçmezdi boğazından!
Balıklar kendilerini insafsızca avlayanlara karşı bir savunma mekanizması geliştirirdi.

***

İstanbul kadın olsaydı kulakları Emirgan olurdu.
Güllerin yakasını bırakmayan bülbül seslerini duyardı, duymadıklarını uydurmazdı.
Adalet sarayı Baltalimanı olurdu.
Kadınlara şiddet uygulayanları, çocukları taciz edenleri korkusuzca yargılarken insan olmanın inceliklerini öğretirdi cümle aleme.
Özgürlüğün izlerini bırakırdı ayak bastığı her yere.
Sıkıysa palazlansın çakallık, sıkıysa çocukları taciz eden kansızlar orta yerde cirit atsın.

***

İstanbul kadın olsaydı dişleri Adalar olurdu. Ayakları Aşiyan, son durakları işaret ederdi hayat adına.
Başkalarının gözleriyle de bakardı ölüme. Yazlık sineması Kalamış olurdu, her gece bir tatlı huzur alırdı.
Gece mavisinde ah çekerdi tambur sesi, yüreğinin penceresi bütün insanlara açık olurdu gönlünün sahilinde.

***

İstanbul kadın olsaydı gerçek bir 'hanımefendi' olurdu.
Erkekler tarafından sırtından vurulması ihtimal dahilinde!

Mutluluk Takvimi
Aile fertleriyle fotoğraf çektir.
Deniz kokusunu içine çek.
Cam kenarına küçük saksılar diz.
İhtiyaç sahibini bul.

Radyoda bir ince saz
Cumbada sardunyalar
Ut sesine yaslanırdı
Ağır başlı şarkılar

Kuşlu zarflar içinde
Tebrik kartları yolda
Kahvenin telvesinde
Kısmet taşardı falda

Bir ıhlamur kokusu
Nerde o eski yazlar
Kulaklara küpeydi
İki kardeş kirazlar

Aşklar saklı sandıklarda
Mazi kalbimizde yara
O sevdalı mavi vapur
Gitti de gelmez bir daha
Hakkı YALÇIN

Gömleklerini evlerde değiştiren yılanlar o kadar çoğaldı ki!