Tarihi 17 Aralık 2020

Eski mektup!

BAZEN eskileri karıştırırım.
İnsanlığın her halini bulabildiğim, isyanların bile en zarifine şahit olduğum yıllara bakarım. Yürekli öğretmenlerim vardı, her bayram hatırını sorduğum. Yaşlı okuyucularım vardı, "seni görmek istiyorum evladım" dediklerinde evlerine gidip ziyaret ettiğim. Hepsi de özel insanlardı.

***

Yıllar önce işsiz bir babadan mektup gelmişti de çok etkilendiğim için hala saklıyorum.
"Mırın kırın etse de yalvar yakar iki ekmeği yazdırabilmiştim bakkal amcaya. O akşam da kuru ekmeği çaya katık etmek, sofrayı kurabilmek için çocuklarıma. Dışarıda ayaz vardı, kış soğukluğunu alabildiğine hissettiriyordu. İçi boş teneke sobamız da bizimle birlikte üşüyordu.
Büyük kızım yüzünde acı bir ifadeyle kulağını tutmuş, tüm doktor korkusuna rağmen onu hastaneye götürmem için dil döküyordu. 2 yaşındaki kızımın derdiyse kaç gündür içemediği süt ve aç karnıydı. Sevgili eşim gribe yakalanmış yüksek ateşle yatıyordu.
Ve bütün bunların içinde cebimde 1 liram bile yoktu Hakkı Abi.
Küçük kızımı şekerli suyla, ablasını ise 'yarın doktora gideriz' yalanıyla uyuttum. İş ilanları için eski gazeteleri karıştırdım. Şiirlerin ilişti gözüme de son bir hırsla sarıldım kaleme. Öyle ya, ben ve benim gibiler her gün küçücük umutlar yaratarak dayanırız hayata.
Ne olur yanlış anlama Hakkı Abi.
Aç olabilirim ama avuç açacak kadar düşüncesiz değilim. Sizden ekonomik yardım istemeye hakkım olmadığını biliyorum ama iş konusunda yardımcı ol bana. Şerefim üzerine yemin ederim ki mahcup etmem seni.
İyi bir garsonum mesela iyi bir halk müziği yorumcusu. Ama halkın bütünün türkü söylediği bir ülke, pop starların peşinde koşuyor ya umudum yok yeteneklerimden.
Ne olur abi bir şiir yaz bana.
Çocuklarım için yarınlarım için, o zaman kurban olurum sana. Sağol abi en azından bugünkü ümidim oldun.
Mektubuma adımı yazma abi çocuklarımın gururu kırılmasın."

***

Kendilerini umutla şereflendiren böyle babalar hala var.
Acıyı da onlarda deniyor hayat gururu da.
Ama böyle babaların bile kanını emen ve yandan parasından başka bir şey olmayan zenginler var İçleri kötülük dolu, böyle bir dönemde bile fırsatçılık peşindeler.
Onlar hangi maskeyi takarlarsa taksın kendilerini ele verir.

***

Alçaklığın el üstünde taşındığı bir ülkede hafızalarımızda her şey kayıt altındadır.
Zenginliğin ahlaksızlığını da biliyoruz ahlaksızlığın zenginliğini de.
O yüzden diyoruz ki; "herkes ölümüne kadar hayatta ama herkes yaşarken ayakta değil." O gariban baba gibi!

İNSAFSIZLIK!
Bir futbol maçında futbolcu sakatlandığında kameralar o sahnenin üzerine yoğunlaşıyor.
At yarışlarında jokey düşüyor, atın iki ayağı birden sekiyor kameralar yarış derdinde.
Hiç olmazsa yarış bitiminde jokeyin ve atın ne halde olduğu merak ediyoruz ama görüntü olmayınca spiker ne yapsın, "geçmiş olsun" dileklerinden başka!
Bu demektir ki en insafsız kameralar at yarışlarında!

MUTLULUK TAKVİMİ
Arabanın anahtarını üzerinde bırakma.
Yün çorap giy.
Balık tut.
Sahte dostlara güvenme.

Gittin
Bende gözlerin kaldı
İki yağmur damlası
İki suskun ayrılık
Gittin
Şimdi yangınlar kaldı
İki yaralı yürek
İki sevdalı çığlık
Geliver bir akşam
Kahve içimi
Bak nasılmış sevmek
Gör sevincimi
Saatler acıyı
Çeyrek geçiyor
Dayanmaz yüreğim
Dindir acımı
Hakkı YALÇIN