Teknesi vardır, konaklarda oturur, sürekli olarak parasından ve gücünden söz eder. İnsanlık için kılını kıpırdatmaz.
Hain düşlerin zenginlerinin hayatın içinde kirli adımlarının izleri durur.
Şahsi çıkarların şahsiyetsizleri olarak!
Vatan için, dostluk için canını verir gözünü kırpmadan.
Paha biçilmez insanlığın yolunda sizi asla yalnız bırakmaz!
Ne parayla ne pulla işleri yoktur.
Onların yüzlerindeki mücadelenin izleri, satın alınamayan değerlerin insani fotoğraflarıdır.
İlan vermelerine bile gerek yoktur.
"İnsanlığımızı kaybettik hükümsüzdür!" diye.
Ama hala siyasetin içinde insanları birbirine düşürmek için "silahşor cümleler" kuran politikacılar var.
Toplum bütünlüğünü sırtından vurmak için sinsice çalışanlar.
Hala kalemlerini ülke bütünlüğüne bileyleyen Amerikan ve terör uşakları var.
Kaosun mimarları her zaman iyi kazandı çünkü. İnanç ticaretinde bile.
O yüzden bir tane yoksul Fetöcü göremezsiniz.
Bugün toplumsal bütünlüğe bıçak çekenlerin cümlelerinde, aldıklarının borçlarını ödeme telaşı kadar, şerefsizliğe ettikleri yeminlerin sadakati var.
Kimileri oturdukları koltukların namusunu. Kimileri kalemlerini.
Siyasetçiler, askerler, sporcular, işadamları istemediğiniz kadar.
Gazeteciler de buna dahil.
Sadece Fetö'nün örgütsel hacminden yararlananların değil.
Tansu Çiller ve Mesut Yılmaz döneminde bankaların içini boşaltan gazetecilik sisteminin de hesap vermesi gerekiyor.
Onların da hakkı olmayanları iade etmesi gerekiyor.
Onların göz kırptıkları namussuzluklarda gözlerinin izleri de duruyor.
Yağmaladıkları bankalardaki parmak izleri de.
Sadece para için.
İnsanları parayla terbiye edeceğini düşünen terbiyesizler, "Herkesin bir fiyatı vardır" sloganını hayata geçirdiler.
Ama gördük ki.
Yürekli olmak eski bir gelenektir artık.
Ahlakı bozan paraya karşı kahramanlığın ne kadar kutsal olduğunu gördük.
Güneşten bile kan akacaktı.
Meydanlarda kurulan darağaçlarına ellerini ovuşturarak bakacaktı, Amerika'nın ve paranın puştları.
O yüzden hangi partiden olursa olsun siyasetin içindeki makyajlı "bölücülerin" iyi teşhis edilmesi.
Ve mürekkep yalayan gazetecilerin itibar göreceği bir düzen inşa edilmesi gerekiyor.
Amerika'nın ayaklarını yalayan sistemin müritlerinin değil.
Televizyon dizilerindeki zibidiler için değil, 15 Temmuz gecesi ölen kahramanlar için ağlayın.
Bugün yüzünüz gülebiliyor ve özgürce nefes alabiliyorsanız.
O kahramanlar sayesindedir.