"Terörü lanetliyoruz" pankartına başımı eğip, saygı duruşumu yaptım.
Sonra da Gaziantep'in maçın başındaki direncinin resmine baktım.
Fenerbahçe'nin istediğini almak gibi bir gücü olduğunu bildiğim için, altına not düştüm. "Suya çizilen resim." Kjaer'in golünden sonra resim toz oldu zaten.
Bindirme hızını simgelemek için ayakları alevdendi.
Formasının da, resminin de hakkını veren adama selam çaktım.
Van Persie'nin attırdığı ve attığı gollerin resminin altında, "Persie da Vinci!" imzası vardı. "Yakışır" dedim.
"İnce işçiliğe ve yeteneğe böyle bir imza yakışır!"
"Rakip kale önünde şahlanan hafiye!" Resimler galeride diziliydi de, sanki aralarında konuşuyorlardı. "Dördüncü yıldızı gökyüzünden indirmeliyiz!" Orta alanın taşocağında çalışırken yapılmış resminde, emeğin ve direncin simgesi olarak Mehmet Topal öne çıkarılmıştı.
Pereira'nın resmine takıldı gözüm.
Bir satranç masasında düşünceliydi.
Resmin altında "Bir takımın hayatıyla oynamaktansa, satranç oynamayı tercih ederim!" notu yazılıydı da, "akıllı insanlar hatalarıyla oyalanmaz" notunu da ben ekledim.
Bir yer göstericinin fenerinde, bütün futbolcuların elinde sarı ve lacivert çiçeklerden taç yaprakları.
Altında "Hayat bazen umutsuzluktan efsane yaratmaktır" yazıyordu.
Geleceği fısıldayan modern bir futbol galerisinde!