Ergün Diler

ERGÜN DİLER

Tarihi 5 Nisan 2019

Neden İstanbul

TÜRKİYE çok ama çok zor bir coğrafyadır. Çok kez kimin gerçekte kim olduğunu bilme şansınız yoktur. Öyle ilişkiler vardır ki elinizi attığınızda sonunu göremezsiniz.
Zaten TARİH de çok kez bilmediğimiz ilişkiler üzerinden yazılır. Büyük çoğunluk rüyadadır, uyanan çok azdır. Böyledir ama.
Bu durum İngiltere ya da Amerika Birleşik Devletleri'nde farklı mı?
Elbette hayır. Sıradan insanların gerçekle buluşma ihtimali sıfıra yakındır. Görülmez ve gösterilmez ilişkilerin esiridir insanlar! Büyük kalabalıklar...
İçeride tansiyon yükselmediği zamanlarda genelde DIŞARIYI yazarım. Bilirsiniz.
Ama içerde cevap bekleyen sorular çoğaldığı an bir şekilde kıyısından köşesinden konulara yetişmeye çabalarım...
İSTANBUL seçimleri de öyle!
Bakın 31 Mart Yerel Seçimleri diye yazmıyorum. İSTANBUL, Türkiye olduğu kadar dünya için de önemli... İşte bu noktada bazı düğümlerin çözülmesi, anlatılması gerekmekte... Sayın Kılıçdaroğlu seçimlerden önce buraya da taşıdığım bir cümle kullandı. Bugünü ve yarını anlamak açısından son derece önemli bir konuşmaydı o! Sanırım ŞUBAT ayının ilk haftası gibiydi...
CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Ankara Kapalı Spor Salonu'nda düzenlenen toplantıda İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı Ekrem İmamoğlu, Ankara Büyükşehir Belediye Başkan adayı Mansur Yavaş ve İzmir Büyükşehir Belediye Başkan adayı Tunç Soyer ile beraber oturdu.
Sanırım düşünülmüş bir fotoğraftı!
Kılıçdaroğlu, o toplantıda "...şimdi borç için dolaşıyorlar. Türkiye, Osmanlı'dan sonra ilk kez Londra'daki bir avuç tefeciye teslim edilmiştir. Borç aldılar, şimdi emir alma noktasındalar" diye konuştu...
Kemal Bey'in Türkiye'nin BORÇ arayıp aramadığından çok gittiği yer ile ilgilendiğini düşünüyorum. Kaldı ki Türkiye'de ekonomik bir saldırı olsa da çok akıllıca bundan kurtulma manevraları yapılmakta.
Ankara bu konuda canla başla uğraşmakta... Ve Türkiye de dimdik ayakta... Ancak KEMAL BEY o gün o toplantıda ısrarla LONDRA vurgusu yaptı. ÜÇ ADAYI yanına alarak bunu yapması benim hiç dikkatimden kaçacak bir şey değildi. Aslında sıradan insanların anlamadığı ama KÜRESEL LİG'de anlaşılan bir mesaj veriyordu.
Kemal Bey de bilmeyebilir mi?
İnanın mümkün! Ama bildiği bir şey vardı. Olmalıydı! Kemal Bey Türkiye üzerinde mücadele eden iki güçten birine yaslanarak bunları söylüyordu. CHP Lideri o gün bilerek ya da bilmeyerek Washington'a yani Amerika Birleşik Devletleri'ne tutunarak yürüyordu. Türkiye'nin çıkarlarının, geleceğinin ABD ile birlikte yol almaktan geçtiğini düşünüyordu muhtemelen. Eleştirmek için yazmıyorum bunları. Anlaşılması açısından ışık tutmaya çalışıyorum... Siyaset böyle yapılır buralarda çünkü! Bu İTALYA'da da İngiltere'de de Almanya'da da böyle olurdu! Londra'daki güçler ile Washington'dakiler bilek güreşi yapardı... Zaten biz bu mücadeleyi 1960, 1971 ve 1980 darbelerinde gördük, yaşadık. Bu itiş kakış hep TÜRKİYE'yi kontrol etmek içindi.
Her iki gücün de etkili isimleri, kadroları vardı... Ve Amerika Birleşik Devletleri TÜRKİYE'siz Ortadoğu'da ve Afrika'da plan yapmak istemiyordu. Elbette Londra Türkiye'yi yanına alıp ABD'nin bölgedeki gücünü kırmak isterdi. Bu doğaldı! İKİ KÜRESEL GÜÇ, BÖLGESEL BİR GÜÇLE
BULUŞMAK İSTERDİ. SİYASETEN ANLAŞILIR BİR DURUMDU BU! Mesele güçlü ANKARA'nın kendi isteğiyle hangisiyle yürüyeceğine karar vermesiydi. Bu nedenle iki taraftan çekiştirilen bir TÜRKİYE var...
Kemal Bey, Londra şıkkına şiddetle karşı gibi duruyordu.
Konuştukları ortada... NET!
Peki TÜRKİYE'ye baktığımızda, 31 Mart seçim sonuçlarını incelediğimizde, tabloyu analiz ettiğimizde karşımıza ne çıkıyor?
Galiba yazılmayan çizilmeyen de bu! Biliyorsunuz kişilerle işim yok. Kimsenin ilişkilerini sorgulayacak da değilim. Çıkan fotoğrafa bakalım... Hemen uzağa, ABD'ye gidelim... New York Times ANALİZ YAYINLADI...
Önceki gün daha... Medya patronu Rupert Murdoch, dünyanın en güçlü adamlarından biri mi?
Kimilerine göre eskiden bu ifade doğruydu. Ancak artık eskisi kadar güçlü değil. Bu da bir yorum! Bu böyle olsa da Özel Savcı Robert Mueller'in, Trump ile Rusya arasındaki bağlantıyı araştırdığı dosyayı, "Trump temiz" diyerek durduran ve "TEMİZ" olarak Adalet Bakanlığı'na teslim edilmesini sağlayan Murdoch'tu... ABD'de fısıltılarla konuşulan bu... Fısıltılar bunlarla da sınırlı değildi...
Mueller'le ilgili Murdoch'ın elinde 20'ye yakın özel dosya bulunduğu ve bunların SAVCIYI hapse göndermek için yeterince güçlü olduğu da yayılmakta!
Bizlere kadar gelmese de durum bu! Mueller'in ipi Murdoch'ta!
Murdoch'ın özel danışmanının iki kez ziyaret ettiği Mueller'in, bu görüşmelerden sadece 3 gün sonra yenilgiyi kabul ettiği Washington kulislerinde konuşuluyor. Murdoch'ın bazı görüşmelerde, "ABD'nin de en güçlü adamı benim. İngiltere'de Kraliçe II. Elizabeth, benim karşımda saygıyla eğilir. 90 yaşını aşan birinin karşımda eğilmesini istemem ama gerçek böyle" dediği de Washington'da yükselen bir ses. GİZLİ BELGELERDE Murdoch'un bugüne kadar 20'ye yakın siyasi lideri devirdiği NOT edilmiş durumda! Gelelim tekrar Mueller'e... Eğer Mueller bu tehdit karşısında eğer savaş kararı alsaydı, ki bunu alacak gücü de vardı! Peki neler yaşanırdı? Birkaç gün içinde Trump'ın azil süreci başlatılırdı. Ardından Mike Pence göreve gelirdi. Mike Pence de Murdoch'la yakın olan biri. Yani Mueller belki Trump'ı köşeye sıkıştırıp amacına ulaşırdı, ancak yerine geçen kişi de Murdoch'la birlikte karar alacağı için hamlesi boşa çıkacaktı! Eğer Pence'in yerine John Kerry gibi bir Başkan Yardımcısı olsaydı Mueller kendini feda ederdi. BAŞKAN'ı değiştirir, kendi arkadaşını getirirdi! DERİN ABD belli ki denge için Murdoch'a da görev verdi! ABD'de bir Başkan'ı görevden almak öyle sıradan bir olay da olmazdı. Büyük sorunları da beraberinde getirirdi.
Mueller son 20 yılda Amerikan siyasetine yön veren olayların belki tamamında aktif rol oynadı.
Bundan sonra da yine aktif olacak.
Ancak şimdilik sessizce bekliyor.
Hala taşlar yerine oturmuş değil!
Hiç hem de... Bu NOTTAN sonra hemen TÜRKİYE'ye gelelim...
ABD'de muhafazakar yayın çizgisine sahip olan Murdoch burada hangi kanalın sahibi?
Evet! FOX TV'nin... Merkez ABD çünkü... Peki buradaki FOX TV siyaseten kimin karşısında?
ELBETTE ERDOĞAN'ın...
Peki Erdoğan'ın karşısında olan FOX TV kimin yanında? Tabii ki CHP'nin... Ortada gizli bir şey de yok... Herkes kendi inandığı siyaseti kendi oyuncularıyla ve kendi gücüyle yapmakta... İstanbul da bu nedenle çok ama çok önemli!
CHP'nin İSTANBUL'u kazanması bir bakıma ERDOĞAN'a içeriden saldırıların İSTANBUL'dan başlaması anlamına gelir mi? Bakınca evet! Kabaca evet yani! DENGE BU! İstanbul asla ve kat'a bir kent değil! Sembolik olarak da büyük ve eşsiz bir metropol... Zaten Kemal Bey ve ittifakının HDP çizgisine kucak açması ve bölgeye bakışı da ABD frekansıyla tamamen uyumlu... Kemal Bey ve ittifakı TÜRKİYE'nin çıkarını ABD ile yürümekte görmekte... Durum bu!
Kavga da mücadele de bu! Kimseyi ama KİMSEYİ bir şeyle suçluyor değilim. Sadece gazeteci olarak kafaların karışık olduğunu görüyorum ve not düşmek

NOT 1: SAVARONA ile ilgili o kadar çok soru geliyor ki! Yolda görenler durdurup soruyor! Bu nedenle bir cümle daha yazmak şart oldu. Arkadaşlar 2010'daki SAVARONA toplantısında TRUMP'ın ABD BAŞKANI olması kararlaştırıldı...
YETER Mİ BU KADAR!

NOT 2: İngiltere'de BREXIT onaylanırsa Türkiye'de de dengeler değişir. NATO İngiltere'yi yanına alarak her yere gider. Kendi oyununu kurmak ister! İstanbul'daki mücadele bir anlamda şu an Londra'da da yaşanmakta...