Ergün Diler

ERGÜN DİLER

Tarihi 4 Haziran 2013

Gezi'nti

Böyle durumlarda gerçeği yazmak çok zor iştir. Ne öfkeyle sokağa inen, ne muhalif olup evinde oturan, ne de gidişattan memnun olmasına rağmen soru işaretleriyle yaşayanları ikna edebilirsiniz! Çünkü akıl devre dışı kaldığı zaman duygu, kin, nefret, haset hakim olur. Ve bu iklim hazır olduğu anda da birileri gelip bunu bir güzel kullanır... Bir haftadır yaşananlar ortada. Yaşam tarzlarından taviz vermek istemeyen binlerce insan sokakta.
Bunların arasına karışan birileri de karanlıkta yumruk atma derdinde!
Ajansların servis ettiği fotoğraflardan bunları çok rahat görebiliyorsunuz!
Peki, o zaman ne oluyor?
Yaşadıklarımızın anlamı ne?
Anlatalım...
Rahmetli Ecevit döneminde esnaf Ankara'ya kadar gelip kaldırım taşlarını sökmüş ve Başbakanlık önünde yazar kasa fırlatmıştı! Parasızlık, enflasyon, ödenemeyen krediler, altından kalkılması imkansız faiz oranları, siftah yapamadan kapanan işyerleri haklı bir öfkenin birikmesine neden olmuştu! AK Parti ANAYASA kitapçığının yol açtığı krizden sonra geldi! Halk 2002'de siyasi bütün oyuncuları silip attı!
Seçim sonuçları belki AK Parti için bile sürprizdi! Kimse böyle bir sonuç beklemiyordu! İlginç olan partinin lideri Erdoğan'ın yasaklı oluşuydu! Şiir okuduğu için başı derde girmişti! Kimse ne olacağını bilmezken bir güç elini uzatıp "Gel hükümetin başına geç" dedi. Baykal devreye girdi. Erdoğan'ın yasağı kalktı.
SİİRT seçimleri yenilendi. Milletvekili olarak Meclis'e girdi! Bu Erdoğan'ın aştığı ilk önemli engeldi! Turhan Çömez'i Belediye Başkanlığı sırasında yanına yerleştiren GÜÇ hep onun karşısındaydı! Belediye başkanıyken bile aldığı her kararda direniş büyüktü!
İstediğini yapamıyor, gereken hizmeti veremiyordu!
Daha o zamanlar düzenlenmek istenen suikastlar ise ayrı konuydu!
Hatta bir keresinde hakkında verilen İNFAZ kararı, nasıl oldu bilinmez, ERGENEKON'UN 1 NUMARASI tarafından son anda engellendi! Neyse...
Erdoğan'ın, hükümetin başına geçmesi her şeyi halletmiyordu! İstanbul'un Londra ile doğrudan bağlantılı sermayesi kendisinden hiç hazetmiyordu! İstanbul merkezli DARBE planları bu yüzden planlandı! İsmini bile sayamadığımız kadar gizli oluşumun tek hedefi Erdoğan'ı bitirmekti! Ama hem askerin hem MİT'in bir kanadı buna izin vermedi!
Kendilerinden olanların hazırladığı planların suya düşmesi sağlandı! Bu yapıların arkasındaki PARA, İstanbul sermayesi ile onun Avrupalı uzantıları tarafından sağlanıyordu!
Darbeler sonuç vermeyince plan değişti!
Bu kez MAHKEME kanalıyla Erdoğan durdurulacaktı! Çünkü Erdoğan DEVLETMİLLET çatışmasının önüne geçmek, 70 yıllık yalan rüzgarını dindirmek istiyordu.
Kürt sorununu bitirmek de bu işin olmazsa olmazıydı! Bunda da büyük bir mesafe katetti! Yaptığı ve yapmak istediği her şey GİZLİ DEVLETİ rahatsız eden işlerdi! Bence Dolmabahçe'de de askerle bunun anlaşmasını yaptı! İki taraf da BÜYÜK TÜRKİYE için el sıkıştı!
AK Parti bunu yaptığı için, yani eski düzene karşı çıktığı için, KAPATMA DAVASI ile karşı karşıya geldi. Kara Kuvvetleri Komutanı İlker Başbuğ, Anayasa Mahkemesi Başkanvekili Osman Paksüt'ü çağırıp "Sakın kapatmayı aklınızdan bile geçirmeyin!" dedi. Ama bazı gazeteler bunu TAM TERSİ bir şekilde aktardı! Mahkemenin Kara Kuvvetleri kontenjanı olan üyenin "HAYIR" demesi ile kapatmanın kıyısından dönüldü!
KAPATMA kararı alınsaydı sadece TAYYİP ERDOĞAN yasaklı olacaktı!
Yani birileri Erdoğan'sız AK PARTİ düşünüyordu! Çünkü Erdoğan ve asker BÜYÜK TÜRKİYE'nin peşinde koşuyordu! Ama GİZLİ YAPI buna karşıydı! Bu kararın alınmasına katkı veren BAŞBUĞ PAŞA Silivri'ye gönderilirken, Erdoğan'ı rahat bırakmaya hiç niyetleri yoktu!
Oslo'lar, böcekler, dinlemeler hep Erdoğan'ı yalnızlaştırmak içindi! Korku ve şüphe ile yaşamasını sağlamaktı! Yapılanlar güvensizlik bulutu içinde sağlıklı karar alamaması içindi! Çünkü karşıdaki gücün, askerin, adaletin, MİT'in, bürokrasinin yani her kurumun içinde KLİĞİ vardı! Dertleri Erdoğan'sız bir AK PARTİ'ydi! Çünkü onun koştuğu istikamet Türkiye'nin alıştığı koordinat değildi! KAPATMA ile yapamadıklarını bugün sokaklarda yürüyen insanların üzerinden gerçekleştirme derdindeler!
İnsanlar hayat tarzlarının elinden gideceği endişesiyle yürür! Bu en doğal haklarıdır! Şiddet ve çirkinlik içermeyen her eylem DEMOKRASİNİN gereğidir!
Erdoğan'ın söylemlerinden rahatsız olan da çok! Bu sır değil! Her insan gibi Erdoğan da hata yapmış olabilir!
Ama pireye kızıp yorgan yakmadan önce düşünmek şart!
Büyüyen, genişleyen, enerjiye koşan, IMF'yi kovan, Avrupa Birliği'ne "HADİ canım sen de kimsin!" diyen Türkiye'ye Erdoğan'ın katkısı çok!
Önce elimizi vicdanımıza koyalım, ardından aklımızı devreye sokalım!
Avrupa'da KRALLARIN ve MAVİ KANLILARIN parasını yöneten imparator kadar güçlü bazı Musevi aileler Türkiye'nin gittiği yönü değiştirmek için Erdoğan'ı yemek istiyor! Amaçları Türkiye'nin kontrolleri dışına çıkmaması!
Bunun içinde kullanmayacakları enstrüman yok! Biz içimizde her sorunu hallederiz! Ama önce DIŞARIYA karşı birlik olmalıyız! Türkiye ile ilgili kararları TÜRKLER vermeli! Bilmeden, istemeden YABANCILARA hizmet etmeyelim...
Onları sevindirmeyelim. Biz kaybettiğimizde tek kazanan onlar oldu!
Sorunlarımızı biz çözeriz! Zaten BÜYÜK TÜRKİYE içeride sorun yaratarak yoluna devam edemez! Ankara, bir şekilde milletiyle kucaklaşıp bu işi çözer! Ama önce bir karar verelim...
Yabancının ekmeğine yağ sürecek miyiz, sürmeyecek miyiz?
Bundan sonrası detay!
Unutmayın İlker Paşa'yı içeriye atan, Baykal'ı kasetle gönderen ve Erdoğan'ı tasfiye etmek için savaşan güç aynı! Amaç Türkiye'nin devletiyle-milletiyle bütünleşip büyümesini önlemek!
Aynı suda iki kere yıkanmayalım...
Hislerinizin değil, aklınızın götürdüğü yere gidin! Türkiye ve Türkler'in kazanacağı yolu seçin!

NOT 1: Bakın bizim basın, GEZİ PARKI işini koordine eden GRUPLARIN hangi YABANCI vakıflardan para aldığını yazamaz!

NOT 2: Bazı dostlar dünkü yazımı karamsar bulmuş! Hayır, hiç karamsar değilim. Sadece oyunun ne kadar pis bir şekilde oynandığını görünce midem bulanıyor!