BÜLENT ERANDAÇ

BÜLENT ERANDAÇ

Tarihi 20 Haziran 2023

CHP’nin Neron’u kim?

ESKİ Konya milletvekili Abdüllatif Şener'in 14-28 Mayıs seçimlerinde Kılıçdaroğlu'na oy vermediğini belirterek, CHP'den istifa ettiğini duyurması CHP'de ve siyasi mahfillerde tarihi bir bir olayla benzetilerek derin tartışılmalara konu oluyor. Şener, bu sözlerinin ardından, CHP'de tepkilerin odağı olurken, CHP'NİN BRÜTÜS'ü diye de suçlanıyor. Hatırlayalım.
Brütüs, çok yakınında bulunduğu Roma Kralı Sezar'ı hançerleyerek öldüren ihanetiyle bilinen Romalı senatördür. Konumuz Brütüs değil elbette, ancak aradan binlerce yıl geçse de ihanetin özü hiç değişmiyor.
Tarihi vesikalara göre Brütüs kimliğiyle pek de uyuşmamasına rağmen diyelim ki Şener ve Kılıçdaroğlu'na oy vermeyen, ismi henüz gizli tutulan diğer CHP'li milletvekili CHP'nin Brütüsleri ise, Kılıçdaroğlu'nun CHP'nin nesidir? Sezar'a benzemediğine göre, CHP'nin Neron'u olabilir mi? Neron, Roma'yı ateşe vermiş, koca kentin büyük bölümünün küle dönmesine sebep olmuştu. 14 ve 28 Mayıs seçimlerinde Başkan Erdoğan karşısında Kılıçdaroğlu, 13'üncü hezimetten sonra bugün CHP'nin hali de Neron'un yaktığı Roma'dan çok farklı değil. ROMALI NERON BİR DİKTATÖRDÜ.
Şimdi, 'CHP'nin Neron'u KİM?' sorusuna daha yakından bakalım.
CHP'DE DİKTATÖRLÜK
Diktatörler yalnızca devletlerin başında olmaz. Siyasi bağlamda düşündüğümüzde partilerde de diktatörlere tanık olmaktayız. Son örnek, CHP-Kılıçdaroğlu.
2010 yılında, Derin ABD aparatı FETÖ kaset operasyonuyla merhum Deniz Baykal'ı devirdiler, yerine Kılıçdaroğlu'nu CHP Genel Başkanı yaptılar. 13 yıldır, Atatürk'ün kurduğu CHP'den Atatürkçüleri, ulusalcıların tasfiyesine göz yumuyor, kendisine itiraz edenleri partiden ihraç ediyor, hayatı CHP içinde geçen Muharrem İnce'nin bile CHP'den kaçmasına vesile oldu.
Sadece bu örnekler, Kılıçdaroğlu'nun bir nevi DİKTATÖRLÜK yaptığına işaret etmiyor mu? Son seçimlerden sonra böyle bir 'diktatörlük' örneğini Kılıçdaroğlu'nda gördük.
13 yıldır, partisinin genel başkanlık koltuğuna oturmuş Kılıçdaroğlu, 13 seçim kaybetmesine karşın, hala koltuğa yapışmış, gitmiyor. Yenilgiyi kabul etmiyor ve 28 Mayıs seçimlerinin hezimetle sonuçlanmasının nedeninin kendisi olduğu gerçeğini inkâr ediyor ve CHP'nin başında kalmaya devam ediyor.
Bunlar, diktatörce tavırlar değil midir?
SONUÇ
Allah CHP'li seçmenlere sabırlar versin. CHP'li seçmenlere yine bir görev düşüyor. CHP'nin, Atatürk'ün CHP'si olması, partiyi bir nevi diktatörce yönetilmekten kurtarmak istiyorlarsa, önce seslerini ve nefeslerini daha kuvvetle çıkarması, toplumsal baskıyı arttırması ve 13 seçim kaybedenlerden partiyi kurtarmaları gerekiyor.
Bu başarılamazsa Kılıçdaroğlu'nun CHP'si umutsuz bir vakadır. Türkiye'de bir muhafefet boşluğu var.
Muhalefet açığı bir türlü kapanamadı. Türkiye Yüzyılı'nda inşallah MİLLİ VE YERLİ MUHALEFETİN gerçekleşmesini umut ediyoruz.