Çünkü arka planda çok tezgah vardır. Bu bağlamda Kemal Kılıçdaroğlu'nun yaptığı bazı kritik çıkışların arka planında yer alan nedenleri incelerken muhakkak zamanlamaya dikkat edilmelidir. Kılıçdaroğlu'nun arka plan görünümünü iyi okuyabilirsek, Derin CHP ile Derin Avrupa ilişkilerini çok iyi anlayabiliriz.
Söylediği lafların hangi bağlılık veya duygusal arka plan dinamiklerinin sonucu olduğu dikkate değerdir. Nitekim, zamanlamalı açıklamalara bakarsak, Kılıçdaroğlu'nun tetikleyicisinin hangi yabancı güç-kimler olduğu, hangi derin odaklardan tüyo veya taktik aldığına tanık oluruz. Buna 3 örnek:
1) TARİH 1 ARALIK 2013.
Amerikan Büyükelçisi Ricciardone tarafından özel olarak ABD'ye götürülen Kemal Kılıçdaroğlu, İngiltere Büyükelçisi Peter John Westmacott, Kemal Derviş ve arkadaşları, tanınmış Neo-Con ABD'nin eski Ankara Büyükelçileri Morton Abramowitz, Edelman, CIA'nın Ankara şefleri Graham Fuller ve Henri Barkey (15 Temmuz'da İstanbul Büyükada'da FETÖ darbesini gözledi) ile Fetullah'ın beyinleriyle baş başa görüştü. Ankara'ya döndü.
FETÖ, 17/25 ARALIK darbe girişiminde bulundu. Darbe girişiminden sonra, Kılıçdaroğlu ile FETÖ ilişkileri göz yaşartıcı oldu. Kumpas kasetlerini kullandı.
2) 15 Temmuz FETÖ darbesi sonrası 7 Ağustos'ta düzenlenen "Demokrasi ve Şehitler Mitingi"ne gönülsüzce katılan Kılıçdaroğlu, rahatsızlığını adeta deklare etmişti. Ve kısa bir süre sonra Kılıçdaroğlu, aniden fabrika ayarlarına döndü/rüldü. Kim döndürdü acaba?
TARİH 25 AĞUSTOS 2016: Artvin'de Kılıçdaroğlu'na tuhaf bir suikast girişimi oldu. TARİH 2 EYLÜL 2016: Amerikan Büyükelçisi Bass, Kılıçdaroğlu'nu ziyaret etti. Kılıçdaroğlu, darbeyi önleyen millete karşı oldu.
3) TARİH 18 MART 2017: Alman İstihbarat Başkanı Bruno Kahl, skandal bir açıklama yaparak "15 Temmuz Türkiye'yi işgal darbesinin arkasında FETÖ olduğuna dair kanıt yok" derken, kanlı darbenin arkasındaki Derin Almanya'yı saklayacağını sanıyordu.
Kısa bir süre sonra Almanya sevicisi Kemal Kılıçdaroğlu, Alman İstihbarat Başkanı Kahl gibi aynı yolda küresel tezgâhlara odun atmaktan çekinmedi.
Kılıçdaroğlu ile Derin Almanya arasında bir network bulunuyor mu?
1) Araştırmacı yazar Süleyman Yeşilyurt'un ÇARKÇI KEMAL kitabının bir bölümünde şu anlatılıyor: "Kemal Bey, Karabulut olan soyadını Kılıçdaroğlu olarak değiştirdi. Sürekli geri adım atmasından dolayı 'Çarkçı Kemal' lakabıyla anılıyor.
Kılıçdaroğlu'nun Almanya seyahatinde (2008 Ekim) PKK'lı Mustafa Günel'le beş ayrı telefon görüşmesi yaparak bilâhare buluşması, siyasi ilkesizliğin izdüşümüdür.."
2) Yeni Şafak yazarı Tamer Korkmaz soruyor: "Kemal Bey, Kasım 2009'da Frankfurt'taki otelde kapalı kapılar ardında neler yaşandığına ilişkin iddialara cevabınız var mı? Ben de çok merak ediyorum."
3) Başbakan Yardımcısı Nurettin Canikli'nin Kılıçdaroğlu-CHP'yle ilgili çok önemli açıklaması: "Kılıçdaroğlu, kontrollü darbe açıklamasını, Alman istihbarat başkanından sonra yaptı. O açıklamaları destekler mahiyette çıkış yapması talebin gereğini yerine getiriyor.
Darbe teşebbüsünün arkasında FETÖ'nün olduğu çok net biçimde sayısız belge ve bilgiyle ortaya konulmuştur. Bu ortadayken Alman İstihbarat Başkanı'nın bir açıklama yapmasının anlamı şudur: FETÖ'nün darbe teşebbüsünün destekleyicilerinden birileridir bunlar, 'Bizim adamımız' anlamına gelir. Bu denklemde Kılıçdaroğlu milli değildir. CHP-Kılıçdaroğlu'nun Türkiye'nin birlik ve bütünlüğüne yönelik aleyhinde çalışmaları olan terör örgütlerine açıkça destek veren bazı vakıflarla çok ciddi ilişkileri söz konusudur."
SONUÇ: CIA-Pentagon-NATO Fetullah'a 17/25 Aralık 2013'te Cumhurbaşkanımız Tayyip Erdoğan'ı tutuklamaya götürecek operasyon yaptırdı. Ne tesadüf. Kemal Kılıçdaroğlu, FETÖ'nün arkasına takıldı. Ne tesadüf.
Alman İstihbarat Başkanı Kahl ile Kemal Kılıçdaroğlu paralel FETÖ seviciliği yaptılar.
BELLİ Kİ DERİN ALMANYA/KEMAL KILIÇDAROĞLU 16 NİSAN EVET'LERİNDEN ÇOK KORKUYORLAR ÇOK?
KORKUNUN ECELE FAYDASI YOK.
