Bu kervana, sahte milliyetçiler de katıldı.
Ankara'daki MİLLİ MASA'nın aldığı karar, bağımsızlık aşığı sanılan çevrelerde alkışlanacağına, bir üzüntü, bir tedirginlik, neredeyse gözyaşlarına sebep oldu.
Hadi yabancılar, 100 yıldır kanını emdikleri, silah satmak için esir aldıkları İslam ülkelerinin perişanlığını düşünmüyorlar, vicdanları sızlamıyor. Ya, 'içimizdeki NATO'cu kanatlara, sahte milliyetçilere ne demeli?
Türkiye'nin Amerikan, İngiliz vesayetinden kopup bağımsız stratejik kimliğini kazanmasından memnun değiller. Dertleri, "Çin'le anlaşma olmamalı, Türkiye Amerikan, Avrupa silahları almalı..."
Peki, kim kazanacak?
Çoğunun arkasında Yahudi güçlerin yer aldığı Amerikan, Avrupa SİLAH BARONLARI var. Dünyanın en fazla silah üreten 100 firması, 2011 yılında toplam 600 milyar dolar tutarında silah sattı. Listenin ilk 10'unda yer alan ABD savunma şirketleri, Lockheed Martin, Boeing, Northrop Grumman, General Dynamics, Raytheon, L-3 Communications ve United Technologies oldu. İkinci sırada, İngiliz BAE Systems var. Bu şirketlerin büyük bir bölümünde Yahudi Sermayesi var.
Türkiye'ye Patriot satmak isteyen Amerikan şirketinin Raytheon olması manidar değil mi?
HAMLELER BİTMEDİ
Çok taraflı ilişkiler ağını geliştiren, sadece Amerika'ya (Batı'ya) bağımlılıktan kurtulmak için dünyadaki diğer güçleri de mercek altında tutan Türkiye, bir süre önce zaten sürprizlere başlamıştı. Şöyle:
1) Şanghay İşbirliği Örgütü'nün diyalog ortağı olmayı gerçekleştirdi.
2) 20 Eylül-4 Ekim 2010'da, Çin'le Konya'da ortak hava tatbikatı yaptı. İsrail'e kapanan Konya, Çin'e açıldı.
3) 18.12.2012'de Türk haberleşme uydusu Göktürk-2 uydusu Çin'den fırlatıldı. Fransız Aeroskope firması şaşkındı.
Türkiye'yi stratejik karara götüren kararın ardında Fransa'nın (Sarkozy) olumsuz tutum ve davranışları yatıyordu. 1994 yılında, Türksat 1A, Fransız Guyanası'ndan fırlatıldıktan bir süre sonra düştü. Bu düşüş, Türkiye'nin telefon ve tv yayınlarındaki hamlesini kesti. Türkiye, doğan boşluğu milyonlarca dolar vererek başka uydular üzerinden sağlamak durumunda kaldı.
Milli ve bağımsız politika izleyen yeni Türkiye, yıllar sonra bir taraftan fatura kesti, diğer yandan, dünyanın yeni küresel gücü, ÇİN ile yakın işbirliği ortamını yarattı.
ÖNEMLİ UYARI:
ABD ve NATO'nun çıkarlarını kollayan işbirlikçilere son uyarı:
Tarih: 17 Temmuz 2012 Başbakan Erdoğan başkanlığında toplanan ve Org. Necdet Özel'in de katıldığı Savunma Sanayii İcra Komitesi'nde MİLLİ UYDU MERKEZİ fırlatma projesinin başlatılmasına ve 2500 km menzilli MİLLİ FÜZE yapılmasına karar verilmişti. Çok hassas bir hamleydi bu karar. Çünkü uydu fırlatma merkezinin kurulması Türkiye'ye atmosferin dışına füze gönderme yeteneği kazandıracak. Bu teknolojiyi edinmek, bir ülkenin kendi topraklarından dünyadaki herhangi bir noktayı vurabilme gücüne sahip olması demek.
SON SÜRPRİZ:
Kazakistan Cumhurbaşkanı Nur Sultan Nazarbayev, "Başbakan Erdoğan, Türkiye'nin Avrasya Gümrük Birliği'ne katılmak istediğiyle ilgili benimle görüştü. Türkiye büyük bir ülkedir ve bizimle ortak olacaktır" dedi.
Nedir. Avrasya Birliği ve Ekonomik Alanı?
Stratejik açıdan, Orta Asya, Ukrayna, Karadeniz bölgesinin geleceği için çok önemli bir çekirdeği taşımaktadır. Katılımcı ülkelerin ekonomilerinin gelişmesi için yapıcı nitelik taşıyor. Bölgesel güce dönüşmekte olan Türkiye için siyasi ve iktisadi önem bakımından Batı'nın damarlarını titretecek stratejik bir hamledir.
