BÜLENT ERANDAÇ

BÜLENT ERANDAÇ

Tarihi 29 Ağustos 2012

Davutoğlu'nun Kerkük hamlesi

Ortadoğu'da cereyan eden hadiseler, gelişmeler ve değişim süreci, bölgedeki dengelerin yeniden belirlenmesine sebep olmaktadır.
Bölgedeki değişim süreci, bölgesel ve küresel güçlerin Ortadoğu'ya yönelik tasarladığı ve izlediği stratejilerin gözden geçirilmesine yol açmaktadır.
Bölgesel Güç konumuyla Türkiye de "Yeni Ortadoğu" senaryolarını hazırlamış, olası gelişmelere göre tavır koyma şansını yakalamıştır. Bu bağlamda, "Yeni Ortadoğu" planında,Türkiye'nin "Türkmen stratejisini" ön plana çıkarmaya başladığına tanık olmaktayız.
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun Kerkük ziyaretini merkeze alarak, Ortadoğu'da 'Türkmen Stratejisi'nin Türkiye'nin geleceğini nasıl etkilediğine göz atalım.
Bakan Ahmet Davutoğlu, Kerkük'te, Irak Türkmen Cephesi yetkilileri ile buluşarak, Kerkük'e fitne düşürmek isteyenlere kardeşlikle karşı çıkılması gerektiği ifadesiyle önemli bir mesaj vermiştir. Bakanın, Türkiye'nin Türkmenler'e olan desteğinin geçmişte olduğu gibi bugün de var olduğunu ve gelecekte de devam edeceğini vurgulamasına özellikle dikkat çekmiştir.
Ziyaretle, Ortadoğu satrancındaki oyunculara, Türkmenler'in Türkiye için ayrıcalıklı bir konuma sahip olduğunu ve Türkmen cephesinin sadece Irak'ta değil, Suriye'de, İran'da, Lübnan'da da büyük bir değer ifade ettiği mesajı verilmiştir. Öte yandan Davutoğlu'nun bu ziyareti, Irak'taki dengelerin yanı sıra özellikle Kerkük'teki siyasal yapıyı da ortaya çıkarır nitelikte olmuştur. Türkiye'nin Kürt gruplarla geliştirdiği ilişkiler, hem Kürt grupların yaklaşımındaki değişim hem de Irak Türkmenleri'yle yakınlaşma trendinin oluşması, Türkmen-Kürt siyasi ve ekonomik entegrasyonu için ümit ışığı özelliği taşımaktadır Irak'ta, 2013 yılında yerel, 2014 yılında genel seçimler yapılacak.
Davuoğlu'nun Kerkük gezisi bu seçimlerde, Türkmenler'in nasıl bir strateji izleyebileceğine yönelik işaretleri de beraberinde getirmekte. Şii Türkmen partilerinin bir araya gelerek seçim hazırlıkları yapmak üzere bir koalisyon oluşturdukları bilinmektedir.
Türkmenlerin maksimum çıkarının korunması buradaki ilk hedef olarak karşımıza çıkmaktadır.
Davutoğlu'nun Kerkük'e Bağdat hükümeti ile koordineli bir şekilde gitmesi yerine Erbil güzergâhını tercih etmesi, Türkmen-Kürt yakınlaşması açısından Kürt yönetimi için önemli bir kazanımdır.
Bu çerçeveden bakıldığında Davutoğlu'nun Kerkük ziyareti Türkmenlere moral kaynağı olurken, Erbil yönetimi için siyasi bir kazanım olarak kabul edilebilir.
Türkmenler'in son dönemde Kerkük'te Kürtler ilişkilerindeki normalleşme dikkat çekmektedir.
Bu normalleşmenin bir ileri aşamaya taşınıp taşınmayacağı da Türkmenler'in Kerkük'teki kaderini belirleyecektir.
Kerkük'ün hiçbir bölgeye bağlanmaması, Türkmenler'in vilayet yönetiminden eşit pay alması, Türkmen mülk ve arazilerinin Türkmenler'e geri verilmesi gibi bir strateji üzerinde yapılacak ittifaklar Türkmenler'in çıkarlarını maksimize edecektir. Bu bağlamda, Kerkük'te yapılacak olası yerel seçimlerde Kürtlerle yapılacak ittifak Türkmenler'e fayda sağlayacak özelliklere işaret etmektedir.
SURİYE TÜRKMENLERİ
Başbakan Tayyip Erdoğan,
Suriye olayları başladığı zaman, "Suriye bizim içişlerimizdir'' şeklinde,çok anlamlı ve derinliği olan bir cümle kurmuştu. Bu çok tartışıldı.
Suriye'nin nereye geldiği ortada.
Olaylar gerçekten, Suriye olayının Türkiye'nin içişleri özelliğini sık sık gösteriyor. Esad sonrası, Suriye yönetimi Türkiye için hayati bir konu. Davutoğlu'nın Kerkük gezisi Suriye çerçevesinde de Türkmenler'in konumlarını siyasi gündeme sokmuştur. Irak'tan sonra Suriye'de Türkmenler'in varlığı, bizim için büyük anlam içermektedir.
Nitekim, Suriye topraklarında günümüzde 3 milyonu aşkın Müslüman Türkmen yaşıyor.
Suriye'deki Türkmenler yoğun olarak Lazkiye, Halep, Hama ve Golan bölgesinde yaşamaktalar.
Ayrıca başta Şam olmak üzere birçok bölgede de azınlık halinde birçok Türkmen yaşamaktadır.
Lazkiye Türkmenleri:
Suriye'nin Akdeniz kıyılarında, başta Laz ikiye şehir merkezi Cimsel Harası (Türkmen Mahallesi) olmak üzere Basit, Bayır, Behlüliye, Kesap nahiye ve köylerinde Bayır-
Bucak Türkmenler yaşamaktadır Bu şehir ve nahiyelere bağlı Türkmenler'in yaşadığı köy sayısı ise yörelere göre Lazkiye merkezi ve civarında 265 Türkmen köyü var.
Halep Türkmenleri:
Osmanlı Devleti döneminde Türk nüfusunun idari merkezi Halep'ti. Suriye'de Halep şehrinde daha çok yaşayan Türkmenler vardır. Şehir merkezi Huyluk harası (Büyük bir Türkmen Mahallesi, Huyluk Türkmen harasının nüfusu 700,000 tahmin ediliyor), Kürtdağı, Cerablus, Mümbiç, Musabeyli, Azez nahiyeleri ve yörelerinde Türkmenler yaşamaktadır, Halep şehrindeki Türkmen mahallelerinin dışında, bölgedeki Türkmen köylerinin sayısı 350'yi bulmaktadır.
Hama ve Humus Türkmenleri: Türkmenler genellikle Humus'ta ve Humus köylerinde ve bazı Hama köylerinde yaşamakta.
Golan Bölgesi Türkmenleri:
Burası Filistin sınırına çok yakındır. Kafkasya'dan gelen Müslüman-Türkler 1878'de buraya yerleştirilmişlerdir. Şam Türkmenleri: Şehirde Türkmenlerin oturduğu büyük bir mahalle bulunmaktadır. Ayrıca Havran ovasında da Türkmenler vardır

SONUÇ:
Türkiye'nin yakın coğrafyası ile ilgilenmesi hem tarihi görevi,hem de stratejik konumunu sağlamlaştırma hedefi özelliğindedir. Büyümek istiyorsak, dünyanın her yerinde her imkanı sonuna kadar kullanmaktan çekinmeyecek günlerdeyiz. Yoksa, sizi küçülmek zorunda bırakırlar.