BÜLENT ERANDAÇ

BÜLENT ERANDAÇ

Tarihi 12 Mart 2012

Türkiye'nin hedefi: 2020'de uzaya çıkmak

Uluslararası sistem ve sistemi etkileyen faktörler ne kadar değişirse değişsin askeri güç, devletler için daima vazgeçilmez bir unsur teşkil etmiştir.
Son yıllarda dışa bağımlılığı az olan bir kuvvetin oluşturulması çalışmaları büyük bir hızla devam etmektedir.
Bilge Adamlar Stratejik Araştırmalar Merkezi (Bilgesam) Başkanı Doç. Dr. Atilla Sandıklı ve stratejist Emine Akçadağ'ın hazırladıkları bir rapora göz gezdirince, Türkiye'nin hava savunma sanayindeki büyük sıçramasını görebiliriz.
Büyük sıçramayı gösteren çalışmalar şöyle gösteriliyor: "Milli kaynak ve beyin takımıyla, İlk insansız hava aracı ANKA'lar devreye girdi. İlk savaş uçağı çalışması FX projesi üzerinde çalışmaların sonuna gelindi, ihbar kontrol, keşif gözlem uydusu hazırlanıyor ve ATAK helikopteri projelerinde önemli atılımlar sağlandı.

" İNSANSIZ HAVA ARAÇLARI "
Geleceğin ordusu"
olarak gösterilen, "insansız hava araçları" konusunda yapılan değerlendirmelere bir göz atalım. "Türkiye'nin kendi insansız hava araçlarını (İHA) envantere sokması çok önemli bir aşamadır. Bu araçlar, istihbarat ihtiyacının karşılanmasından başlayıp terör unsurlarının tahrip edilmesine uzanan süreçte hava gücünün daha etkin kullanılmasına yardımcı olmakta, dost unsurların zayiatını asgari, hatta sıfır düzeyine indirgemektedir. Milli İHA'lar (ANKA) komuta-kontrol sürecinin etkinlikle yapılmasına önemli katkıda bulunacak, özellikle uzay desteğinin sağlanmasıyla asimetrik tehditlere karşı yürütülecek operasyonlarda daha zamana duyarlı, eşgüdümlü ve etkili olacaktır.
Bu noktada İHA konusu daha detaylı ele alınırsa, geleceğin hava harekât ortamında insansız uçaklar ile uzayda konuşlu sistemlerin önemli roller üstleneceği ve bilinen birçok hava gücü kullanma prensibini değiştireceği söylenebilir. Geleceğin harekât ortamının, ağırlıklı olarak, uzayda konuşlu bilgi sistemleri ile desteklenen, F-35 gibi dördüncü nesil insanlı platformlar ve İHA'ların entegrasyonu çerçevesinde biçimleneceği düşünülmektedir.
Türkiye açısından, İHA'nın askeri olarak gittikçe artan kullanım alanı, askeri harekâtın İHA'ya olan bağımlılığının artması ve sivil alandaki kullanım potansiyeli göz önüne alındığında, milli imkânlarla İHA üretilmesinin vazgeçilmez bir gereklilik olduğu açıktır. Türkiye'nin istihbarat oluşturma bağımlılığını azaltmak/ortadan kaldırmak için de aynı ihtiyaç geçerlidir. Bu bağlamda ANKA ile bu konuda önemli bir adım atılmıştır."

TÜRKİYE GÜÇ UNSURU

Türkiye'nin, uzun menzilli füze ve hava savunma sistemini kurma hazırlıklarına başladığı belirtilirken, uzay alanına yönelik planlar değerlendiriliyor: "Türkiye, dünyada bölgesel dengelerde meydana gelen hızlı değişimler karşısında bulunduğu coğrafyada büyük bir güç ve denge unsuru olma rolünü sürdürmektedir. 2020'li yıllarda Türk Hava Kuvvetleri bağımsız bir uzay gücüne sahip olması hedeflenmiştir. Sahip olunacak uydu sistemleri ile özellikle keşif ve ihbar kontrol alanlarında uzay ortamı da etkin olarak kullanılacaktır.
Uzayın; uydu destekli silahlar, komuta-kontrol ve istihbarat amacıyla kullanıldığı göz önünde bulundurulursa uzayı kontrol edebilen ülkelere gerek muharebe gerekse askeri operasyonlarda büyük avantaj sağlayacağını söylemek yanlış olmayacaktır.
Dolayısıyla mevcut teknolojik gelişmeler ve değişen tehdit yelpazesi dikkate alındığında; caydırıcılığı sağlamada, kriz ve tehditlere müdahale etmede en belirleyici vurucu güç olan hava kuvvetlerinin sadece havada değil, uzayda ve siber uzayda da güçlü olması bir zorunluluk haline gelmiştir.
Geleceğin harekât ortamı olarak değerlendirilen uzayda milli varlığımızın garanti altına alınması, her şartta uzaya güvenli erişim imkânına ulaşılması, uzayın kesintisiz kullanım imkânlarına sahip olunması ve hava uzay gücü oluşturulması öncelikli hedeflerimiz arasında yer almaktadır. Türkiye'de uzay faaliyetlerini koordine edecek olan Türk Uzay Kurumu'nun en kısa zamanda teşkil edilmesi, uzay çalışmalarının etkin bir şekilde yürütülmesi açısından büyük öneme sahiptir.
TSK'nın hedef istihbaratına yönelik uydu görüntüsü ihtiyacını, karasuyu ve hava sahası kısıtlamaları olmaksızın gündüz ve iyi hava şartlarında karşılamak amacıyla başlatılan GÖKTÜRK-1 uydusunun 2013 yılı sonunda yörüngeye yerleştirilmesi planlanmaktadır. GÖKTÜRK-2 Projesi ile Türkiye'de, keşif gözetleme uydularına yönelik teknolojik altyapının oluşturulması; uydu tasarım, entegrasyon, montaj, test ve üretim yeteneğinin geliştirilmesi, çeşitli alt sistemler bazında teknolojik yetenek
kazanılması hedeflenmektedir."