Ekrem Kızıltaş

EKREM KIZILTAŞ

Tarihi 7 Nisan 2017

Kılıçdaroğlu Restoran

Kılıçdaroğlu, anayasa değişikliği kabul edilirse 'bütün yetkileri elinde toplayan kişi belediyeleri, muhtarlıkları hatta lokantaları da kapatacak' diyor, malum. CHP Genel Başkanlığı'nı ciddi ciddi düşünen isimlerden birisi olan Muharrem İnce'nin de genel başkanı ile aynı kanaatte oluşu şaşırtıcı.
Şaşırtıcı, çünkü yalanlar ve gaflarla dolu bir kampanya sürdüren Kılıçdaroğlu sonrasına az da olsa ümitle bakan CHP'lileri ümitsizliğe sevk edebilecek bir durum bu. Kılıçdaroğlu'nun Cumhurbaşkanı'nın belediyeleri, muhtarlıkları, hatta lokantaları da kapatacağı şeklindeki iddiasının maksadı biraz aştığını söylemek başka, bu iddianın aslında doğruyu yansıttığını söylemek başka çünkü.
İnce'nin, 'bu iddiaları değişikliğin hangi maddesine dayandırıyorsunuz?' sorusuna verdiği: "Metni yanımda getirmedim. Hem zaten okusak bile çok uzun sürer, kimse anlamaz" cevabı da, çaresizliğin dip yapması herhalde. CHP'liler, genel başkana destek olabilmek için kendisini feda ettiğini düşünmüş olabilirler belki, ama İnce'nin Ahmet Hakan karşısında düştüğü durum hakikaten üzüntü vericiydi.
İşin aslı şu ki, Cumhurbaşkanı kanun çıkaramayacağına ve kanunla düzenlenen ya da düzenlenmesi gereken hususlarda Kararname de yayınlayamayacağına göre, saçma sapan bir iddia bu.
Belediyelerin ve muhtarlıkların kuruluşu ya da kaldırılması, kanunla ilgili bir husus çünkü.
Bir cumhurbaşkanının lokantalarla uğraşması akıl zorlayan bir husus olsa da, lokantalar da ticari kuruluşlar olarak eninde sonunda 'işyerlerinin açılışı' ile ilgili kanunlar ya da KHK'lar kapsamında. Kılıçdaroğlu, İnce ve benzerleri farkı anlamakta zorlanacakları için, burada zikredilen KHK, yani Kanun Hükmünde Kararname ile Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi'nin aynı şey olmadığını da hatırlatalım.

10 AYLIK TORUNA SİGORTA
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile uzaktan yakından alakası olmayan iddiaları hemen her gün tekrarlıyor Kılıçdaroğlu. Bu saçma sapan iddiaları makul bir çizgiye çekerek dökülenleri toplamaları umulan kurmayları da her nedense söylediklerine sahip çıkıyor ve bu uğurda sıkıntılı hallere düşüyorlar.
Peki ama bu ülkenin ana muhalefet partisinin genel başkanı, durup dururken 'Cumhurbaşkanı belediyeleri, muhtarlıkları, lokantaları kapatacak' yalanını niçin söyler acaba?..
Üzerinde düşünülmesi gereken bir konu bu. Kılıçdaroğlu, bayraktarlığını yaptığı 'hayır' cephesini komik duruma düşürmeyi göze alarak bu iddiaları tekrarlamayı göze aldığını göre, bilmediğimiz bir sebep olmalı. Gelecek endişesi gibi mesela...
Gelecek endişesi önemli bir konu.
Unutmayalım ki oğlunu 14 yaşında ve torununu da daha 10 aylıkken sigortalı yaptırmıştı Kılıçdaroğlu...
Bu yüzden, 16 Nisan'da 'evet' çıktıktan sonra koltuğunu muhafaza edemeyeceği için, belediye başkanı ya da muhtar seçilme ihtimalini değerlendiriyor olabilir Kılıçdaroğlu. Eh, bunlar mümkün olmazsa da lokanta açmayı planlıyor muhtemelen...
Israrlı bir şekilde Cumhurbaşkanının belediyeleri, muhtarlıkları, hatta lokantaları kapatacağı ya da kapatabileceğini tekrarlayarak, aslında böyle bir şey olmayacağını bilse de, gelecekte yapmayı düşündüğü işleri garanti altına almak isteyen bir insan gibi davranıyor çünkü.
Tamam, Türkiye'nin ana muhalefet partisi liderinin belediye başkanlığı, muhtarlık ya da olmazsa lokantacılık yapmayı düşündüğünü söylemek, şık değil belki.
Ama söyler misiniz; bir ana muhalefet partisi liderinin koskoca bir cumhurbaşkanının lokanta kapatmakla uğraşacağını iddia etmesinin, başka ne gibi bir sebebi olabilir ki?..